İlham Veren HikayelerKişisel Gelişim

İlham Veren Hikayeler – Düşündürücü ve İlham Verici 10 Kısa Öykü

İlham Veren Hikayeler – Anadolu’da “mesel” diye bir kavram vardır. Güzel hakikatlerin temsillerle yani örnek olaylarla anlatılarak anlaşılması kolaylaştırılır. Günümüzde bu tür hikayelere “İlham veren hikayeler” denilmekte ve bu öykülerin aslında güçlü birer anlamsal okuma olduğu dikkate alınmalıdır.

Neden temsil yolu seçilmiştir?

Çünkü anlaşılması zor olan konuların temsil yoluyla anlaşılması daha kolay olur. Karmaşık hakikatler düzenli bir şekilde, örneklendirme ve canlandırmaya dönüştüğü için fotoğrafik hafızamızda yerini kolayca alır.

Özetle bu öykülerin hem sindirimi çok kolay olur, hem de hikayenin sonunda ahlaki bir değer kazandırma özelliği bulunur.

Şunu da unutmayın:

Bu hikayelerin gerçek hikayeler olup olmadıklarının hiçbir önemi yoktur; çünkü birçoğunun yüzlerce yıllık efsanelere dayandığı ifade edilir.

Bununla birlikte, bahsettiğim hikayeler o kadar güçlü ve ilham vericidir ki, birçoğu sizi düşündürürken, bazen sözün bittiği yerde olduğunuzu fark edersiniz.

İlham veren hikayeler ile ilgili bu yazıdan başka zengin arşivimize ulaşmak için tıklayınız.

***

beyni geliştiren başarı hikayeleri

İlham Veren Hikayelerden 10 Kısa Seçki

İşte size İlham Veren Hikayelerden 10 seçki

1-) Kör Kız (Fedakarlık)

Kör olduğu için kendisinden nefret eden kör bir kız vardı. Nefret etmediği tek kişi ise her zaman yanında olduğu için ona sevgi duyduğu erkek arkadaşıydı. Erkek arkadaına dünyayı görebilseydi onunla evleneceğini söyledi.

Bir gün birisi ona bir çift göz bağışladı; ameliyat sonunda, erkek arkadaşı da dahil olmak üzere her şeyi görebiliyordu. Erkek arkadaşı ona, “Artık dünyayı gördüğüne göre benimle evlenir misin?” diye sordu.

Kız, erkek arkadaşının da kör olduğunu görünce şok oldu ve onunla evlenmeyi reddetti. Erkek arkadaşı gözyaşları içinde uzaklaştı ve daha sonra ona şöyle bir mektup yazdı:

“Sana verdiğim gözlerime iyi bak canım.”

Hikayeden çıkarılacak ders:

Koşullarımız değiştiğinde, düşüncemiz de değişir. Bazı insanlar her şeyin eskisi gibi olduğunu göremeyebilir ve onları takdir edemeyebilir. Bu hikayeden siz de çok anlamlar çıkarabilirsiniz. 

İlham Veren Hikayeler içinden bu, benim aklımı susturup vicdanımı harekete geçiren ilham verici kısa hikayelerden biridir.

kısa başarı öyküleri - anzan

2-) Alışılmışın Dışında Düşünme (Yaratıcı Düşünme)

Yüzlerce yıl önce bir kasabada, küçük bir işletme sahibinin bir tefeciye yüklü miktarda borcu vardı. Tefeci çok yaşlı ve itici görünümü olan bir adamdı. Kadere bakın ki, bu çirkin görünüşlü tefeci alacaklı olduğu işletme sahibinin kızından hoşlanıyordu.

Tefeci işletme sahibine, kızıyla evlenme karşılığında borcunu tamamen silecek bir anlaşma teklif etmeye karar verdi.

Söylemeye gerek yok, bu teklif işletme sahibinin tiksinti dolu bir bakışıyla karşılandı. Ancak çaresiz kalan işletme sahibi nefret etse de tefecinin bu teklifini kabul etti.

Bunun üzerine tefeci, bir torbaya biri beyaz biri siyah iki çakıl taşı koyacağını söyledi.

Kızın daha sonra torbaya uzanması ve iki taştan birini alması gerekecekti. Kızın çektiği taş siyah çıkarsa borç silinecek, ama tefeci de kızla evlenecekti. Taş beyaz çıkarsa, borç silinecek ama kız tefeciyle evlenmek zorunda kalmayacaktı.

İşletme sahibinin bahçesinde, tefeci yerden iki çakıl taşı aldı. Ancak hile yapıyordu. Siyah çıkmasını garantilemek için hızla iki çakıl taşını da siyah olarak aldı.

Onları alırken işletme sahibinin kızı tefecinin bu hilesini, yani iki siyah çakıl taşı aldığını, beyaz taş almadığını ve ikisini de torbaya koyduğunu fark etti.

Daha sonra tefeci kızdan çantaya uzanmasını ve bir tane seçmesini istedi.

Kızın ne yapabileceği konusunda doğal olarak üç seçeneği vardı:

  1. Çantadan bir çakıl taşı almayı reddedecekti.
  2. Her iki çakıl taşını da çantadan çıkarıp, tefeciyi hile yaptığı için ifşa edecekti.
  3. Siyah olduğunu bile bile çantadan bir çakıl taşı alıp, babasının özgürlüğü için, kendini feda edecekti.

Kız torbadan bir çakıl taşı çıkardı ve bakmadan önce ‘yanlışlıkla’ diye diğer çakılların ortasına düşürdü. Tefeciye dedi ki;

“Ah, ne kadar beceriksizim. Neyse ki, kalanın rengine bakarak düşürdüğüm taşın hangi renkte olduğunu anlarız.”

Torbada kalan çakılın siyah olduğu belliydi; tefeci yalanı açığa çıkmaması için kızın düşürdüğü çakılın beyaz olduğunu kabul etmek zorunda kaldığı gibi, kızın babasının borcunu da silmek zorunda kaldı.

Hikayeden çıkarılacak ders:

Zor bir durumun üstesinden gelmek ve bir seçim yapmanız gerektiği anlarda düşündüğünüz tek seçeneğe teslim olmayın. Her azman alternatif bir çıkış yolu vardır.

başarı hikayeleri

3-) Fil İpi (İnanç)

İlham Veren Hikayeler – Adamın biri hayvanat bahçesini gezmeye gitti. Fillerin olduğu bölüme geldiğinde ilginç bir manzara ile karşılaştı: Fillerin hiç biri ne kafesteydi ve ne de onları sabit bir yere bağlayan zincirleri vardı.

Zincirsiz oldukları halde, onları o dar alandan kaçmaktan alıkoyan tek bir şey vardı; ilginç ama dikkat; O güçlü filleri kaçmaktan alıkoyan tek bağ; filin bacaklarından birine bağlı hiç de çok güçlü olmayan bir “ip” parçasıydı.

Adam fillere bakarken, fillerin neden güçlerini sadece ipi kırmak ve kamptan kaçmak için kullanmadıkları konusunda tamamen kafası karışmıştı. Oysa filler bunu kolayca yapabilirlerdi ama onların bunu hiç denemediklerini gördü.

Meraklı misafirimiz bu sorunun cevabını öğrenmek için oradaki bir fil eğitmenine, fillerin neden orada öylece durduklarını ve neden hiç kaçmaya çalışmadıklarını sordu.

Fil eğitmeni şöyle cevap verdi:

“Onlar çok küçükken ve çok daha küçükken onları bağlamak için aynı boyda ve aynı güçte ip kullanırız. O ip o yaşta onları tutmak için yeterlidir. Büyüdükçe, ayrılamayacaklarına inanmaya şartlanırlar. Bu şartlanmanın sonucu olarak aynı ipin kendilerini hâlâ tutabileceğine inanıyorlar, bu yüzden asla kurtulmaya çalışmıyorlar.”

Fillerin bahçeden kaçmamalarının tek nedeni, zamanla bunun mümkün olmadığı inancını benimsemeleriydi.

Hikayeden çıkarılacak ders şudur:

Dünya seni ne kadar tutmaya çalışsa da, her zaman başarmak istediğin şeyin mümkün olduğu inancıyla devam et. Başarılı olabileceğine inanmak, onu gerçekten başarmanın en önemli adımıdır.

başarı hikayeleri - okuma ve anlama

4-) Bir kilo Tereyağı (Dürüstlük)

Bir fırıncıya her zaman yarım kilo tereyağı satan bir çiftçi varmış. Bir gün fırıncı, çiftçinin tereyağını doğru tartıp tartmadığını görmek için tereyağını tartmaya karar vermiş. Fırıncı tereyağını tartmış, ama yarım kilodan az gelmiş. Buna kızarak çiftçiyi mahkemeye vermiş.

Yargıç, çiftçiye tereyağını tartmak için herhangi bir ölçü kullanıp kullanmadığını sormuş. Çiftçi de “Ben onurlu bir insanım, ancak ilkel biriyim, uygun bir ölçüm yapan bir terazim var.” demiş.

Hakim, “O halde tereyağını nasıl tartıyorsun da eksik çıkıyor?” diye sormuş.

Çiftçi şöyle yanıtlamış;

“Sayın Yargıç, fırıncı benden tereyağı istediğinde, önce ondan yarım kiloluk bir ekmek alıyorum. Fırıncı ekmeği getirdiğinde, bu ekmeği kilo ölçütü (dara) olarak teraziye koyuyor ve aynı ağırlıktaki yarım kilo tereyağını ona veriyorum. Suçlanacak biri varsa o da fırıncıdır.”

Hikayeden çıkarılacak ders:

Hayatta, ne verirsen onu alırsın. Başkalarını aldatmaya çalışmayın.

5-) Kurbağa Grubu (Teşvik)

Bir grup kurbağa ormanda dolaşırken gruptan ikisi derin bir çukura düştü. Diğer kurbağalar çukurun etrafına toplanıp, çukurun ne kadar derin olduğunu görünce, iki kurbağaya, kurtuluşları için hiç umut kalmadığını söylediler.

Ancak, iki kurbağa diğerlerinin söylediklerini görmezden gelmeye karar verdi ve çukurdan çıkmaya çalıştı.

Çabalarına rağmen, çukurun tepesindeki kurbağa grubu hala pes etmeleri gerektiğini ve asla başaramayacaklarını söylüyordu.

Sonunda kurbağalardan biri diğerlerinin söylediklerine kulak astı ve pes ederek dibi boyladı, öldü. Diğer kurbağa elinden geldiğince hızlı zıplamaya devam etti. Yine kurbağa kalabalığı ona olumsuz sözler telkin etmeye devam etti. Sonunda en iyi zıplayışını yaptı ve başardı. Dışarı çıkınca diğer kurbağalar, hayretle, nasıl başardığını sorduklarında kurbağa onlara dönerek ve ellerini kulaklarına götürerek; “Efendim, bir şey mi söylediniz; sizi duyamıyorum!” dedi.

Kurbağa işitme engelliydi.

Hikayeden çıkarılacak ders:

İnsanların sözleri, başkalarının yaşamları üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir. Ağzınızdan çıkmadan önce ne söyleyeceğinizi düşünün. Bazen bir söz yaşamsal olduğu gibi, ölümcül de olabilir. 

6-) Yolumuzdaki Engel (Fırsatları değerlendirmek)

İlham Veren Hikayeler – Antik çağda, bir kral ana yola büyük ve kımıldatması zor bir kaya yerleştirdi. Daha sonra saklandı ve birinin kayayı yoldan çekip çekemeyeceğini görmek için izledi. Kralın en zengin tüccarlarından ve saraylılarından bazıları gelip sadece kayanın etrafından dolaştı.

Birçok kişi de yüksek sesle, Kralı yolları açık tutmadığı için suçladı. Ancak hiçbiri taşı yoldan çekmek için hiçbir şey yapmadı.

Daha sonra sırtında oldukça ağır sebze taşıyan bir köylü oraya geldi. Kayaya yaklaşan köylü, yükünü kenara bırakıp kayayı yoldan çıkarmaya çalıştı. Uğraştı ve biraz zorlandıktan sonra kayayı yolun kenarına itmeyi başardı.

Köylü sebzelerini sırtlamak için geri döndüğünde, kayanın yerinde bir para kesesi olduğunu fark etti.

Kesede çok sayıda altın vardı. Bir de Kralın şu notu: “Kayayı yoldan kim çektiyse bu kesedeki altınlar da onundur.

Hikayeden çıkarılacak ders:

Hayatta karşılaştığımız her engel bize koşullarımızı iyileştirme fırsatı verir. Bu arada tembeller şikayet ederken, iyi kalpli, cömertliği ve problemi çözme isteği olanlar yeni fırsatlar yakalarlar.

7-) Kelebek (Mücadele ve Gelişim)

Biri kelebek kozasına bakıyordu. Bir gün kozadan küçük bir açıklık belirdi. Oturdu ve vücudunu o küçük delikten geçirmeye çalışan kelebeği saatlerce izledi.

Adam, kelebeğin oraya sıkıştığını sandı. Çünkü herhangi bir ilerleme kaydetmiyordu. 

Adam kelebeğe yardım etmeye karar verdi. Bir makas aldı ve kalan kozayı keserek açtı. Kelebek daha sonra şişmiş bir gövdeye ve küçük, buruşuk kanatlara sahip olmasına rağmen, uçamayıp oracığa yığıldı.

Adam düşüncesizdi. Orada oturdu ve kanatların kelebeği desteklemek için genişlemesini bekledi; ama bu gerçekleşmedi. Kelebek, hayatının geri kalanını uçamadan, minik kanatları ve şişmiş bir gövdeyle sürünerek geçirdi.

Adamın iyi kalpliliğine rağmen, kelebeğin küçük açıklıktan geçmek için ihtiyaç duyduğu kısıtlayıcı kozayı ve mücadelesini anlamadı; Oysa kelebeğin kozadan çıkma mücadelesi, kozadan çıktıktan sonra kendini uçmaya hazırlamak için Allah’ın kelebeğin vücudundan sıvıyı kanatlarına akıtma yoluydu.

Hikayeden çıkarılacak ders:

Hayattaki mücadelelerimiz güçlü yönlerimizi geliştirir. Mücadeleler olmadan asla büyüyemeyiz ve asla güçlenemeyiz. Bu nedenle zorluklarla kendi başımıza mücadele etmek ve başkalarının yardımına güvenmemek bizim için önemlidir.

başarı hikayeleri - kış okulu

8- ) Öfkenizi Kontrol Edin (Öfke)

Bir zamanlar çok huysuz küçük bir çocuk varmış. Babası ona bir torba çivi verip, her sinirlendiğinde çite bir çivi çakması gerektiğini söylemiş.

İlk gün çocuk çite 37 çivi çakmış.

Çocuk, önümüzdeki birkaç hafta içinde yavaş yavaş öfkesini kontrol etmeye başlamış ve çite çaktığı çivilerin sayısı yavaş yavaş azalmış.

O çivileri çite çakmaktansa öfkesini kontrol etmenin daha kolay olduğunu keşfetmiş.

Sonunda, çocuğun kendini hiç kaybetmediği gün gelmiş. Çite çakılacak hiç bir çivi kalmamış.

Durumu babasına haber vermiş. Bu defa baba, çocuğuna, öfkesini kontrol altında tuttuğu her gün bir çivi çekmesini önermiş.

Günler geçmiş ve delikanlı sonunda babasına tüm çivileri söktüğünü söylemiş. Baba, oğlunun elinden tutmuş ve onu çivileri çakıp çıkardığı çite götürmüş.

“İyi iş çıkardın oğlum, ama çitteki deliklere bak. Çit, asla eski aynı çit olmayacak. Bir şeyleri öfkeyle söylediğinde tıpkı bunun gibi bir iz bırakırız. Bu durum, birini bıçakladıktan sonra bıçağı onun gövdesinden çıkarmak gibidir. Kaç kere özür dilerim desen de bıçak veya çivi yarası hep orada kalacaktır.”

Hikayeden çıkarılacak ders:

Öfkenizi kontrol edin. Ya da oradan uzaklaşın. Öfkenin sıcaklığında insanlara daha sonra pişman olabileceğiniz şeyler söylemeyin. Hayatta bazı şeyleri geri alamazsınız.

9-) Satılık Köpek Yavruları (Anlayış)

Bir dükkan sahibi, kapısının üzerine “Satılık Köpek Yavruları” yazan bir tabela astı.

Bunun gibi tabelalar her zaman küçük çocukları cezbeder. Bir çocuk tabelayı görüp sahibine yaklaşmış ve  “Yavruları ne kadara satacaksınız?” diye sordu. 

Mağaza sahibi, “30 ila 50 dolar arasında herhangi bir fiyata” yanıtını verdi.

Küçük çocuk cebinden biraz bozuk para çıkardı. “2,37 dolarım var” dedi; onları satın alamam ama lütfen onlara bakabilir miyim?” diye sordu.

Dükkan sahibi gülümseyip ıslık çaldı. Kulübeden, dükkânının koridorunda koşan anne ve ardından beş ufacık, minik kürk yumağı geldi. Yalnız yavrulardan biri oldukça geride kaldı. Küçük çocuk hemen geciken, topallayan köpeği seçti ve dükkan sahibine “Bu küçük köpeğin nesi var?” dedi.

Dükkan sahibi, veterinerin küçük köpeği muayene ettiğini ve kalça yuvasının olmadığını söyledi; üstelik iyileşmesi imkansızdı ve bu yavru her zaman sakat kalacaktı.

Küçük çocuk heyecanlandı. “Satın almak istediğim köpek yavrusu bu.” dedi.

Dükkan sahibi, “Hayır, o küçük köpeği almak istemezsin. Onu gerçekten istiyorsan, sana hediye edeceğim.” dedi.

Küçük çocuk iyice sinirlendi. Dükkân sahibinin gözlerinin içine bakarak parmağıyla işaret etti ve dedi ki;

“Onu bana vermeni istemiyorum. O küçük köpek, diğer köpekler kadar her şeye değer ve tam bedelini ödeyeceğim. Aslında, şimdi sana 2.37 dolar vereceğim, geri kalanı için ayda 50 sent taksit vereceğim.”

Dükkan sahibi, “Bu küçük köpeği gerçekten almak istiyor musun? Bak, bu diğer köpek yavruları gibi asla koşamayacak, zıplayamayacak ve seninle oynayamayacak.” deyince;

Küçük çocuk, şaşırtıcı bir şekilde, büyük bir metal destekle desteklenen sakat sol bacağını açtı, dükkan sahibine baktı ve usulca yanıtladı,

“Eh, ben de pek iyi koşmuyorum ve küçük köpeğin anlayan birine ihtiyacı olacak!”

10-) Öpücük Dolu Kutu (Sevgi)

İlham Veren Hikayeler Bir baba 3 yaşındaki kızını bir rulo altın yaldızlı ambalaj kağıdını boşa harcadığı için cezalandırdı. Ona göre, parası kısıtlıydı ve çocuğunun böyle lüzumsuz süsleme çalışması yaptığını görünce de çileden çıktı.

Yine de küçük kız ertesi sabah babasına hediyeyi getirdi ve “Bu senin için babacığım.” dedi.

Adam daha önce verdiği aşırı tepkiden utanmıştı ama kutunun boş olduğunu görünce öfkesi devam etti. Ona bağırdı; “Birine hediye verirken içinde bir şeyler olması gerektiğini bilmiyor musun?”

Küçük kız gözyaşları içinde ona baktı;

“Baba, bu kutu boş değil. Kutuya öpücüklerimi bıraktım. Hepsi senin için.”

Baba ezildi. Kollarını küçük kızına doladı ve ondan af diledi.

Kısa bir süre sonra, kızı bir kaza sonunda vefat etti.

Babası altın yaldızlı o kutuyu yıllarca yatağının yanında tuttu ve cesareti kırıldığında, hayali bir öpücük alır ve onu oraya koyan çocuğun sevgisini hatırlardı.

Hikayeden çıkarılacak ders:

Sevgi dünyadaki en değerli hediyedir.

***

DHA -  Beslenmede Başarı Hikayeleri

İlham Verici 10 Hikayenin Özeti

İşte ilham veren hikayeler içinden en iyi 10 kısa ilham verici hikayenin kısa bir özeti:

1-) Kör Kız (Fedakarlık)

2-) Alışılmışın Dışında Düşünme (Yaratıcı Düşünme)

3-) Fil İpi (İnanç)

4-) Bir kilo Tereyağı (Dürüstlük)

5-) Kurbağa Grubu (Teşvik)

6-) Yolumuzdaki Engel (Fırsatları değerlendirmek)

7-) Kelebek (Mücadele ve Gelişim)

8- ) Öfkenizi Kontrol Edin (Öfke kontrolü)

9-) Satılık Köpek Yavruları (Anlayış)

10-) Öpücük Dolu Kutu (Sevgi)

Tavsiye Edilen Makaleler:

Okuduğunu Anlama – Öğrencilere 10 Adımda Yardımcı Olabilirsiniz?

Oyunlaştırma Nedir – İnsanları Olağanüstü Şeyler Yapmaya Motive Eden Yöntem

İngilizce Kelime Hafızası – İngilizce Kelimeleri Unutmamak İçin Ne Yapmalısınız?

Başa dön tuşu