Topluluk Önünde Konuşma – Topluluk önünde konuşmak birçok insana ölümcül gelir; birçoğunda da korku uyandırır. Oysa topluluk önünde konuşmak, bir insanın sahip olabileceği en etkileyici becerilerinden biridir.
Eminim bu yazıyı okuyan bazılarınız topluluk önünde konuşurken böyle bir sorun yaşamadığını ileri sürebilir.
Doğrudur; bu konu herkesin derdi olmayabilir.
Ancak birçoğumuzun akademik veya mesleki yaşamında karşılaştığı ve yaşadığı bir problem olduğu için, üzerinde konuşmaya değer olduğunu düşünüyorum.
Bu makalenin yazılmasının ardındaki itici güç de budur: Aslında bir motivasyon aracı olan kaygının, endişelenmenin; topluluk önünde konuşma motivasyonunun da bir göstergesi olduğudur.
Hatta web sitemizde bu konuyla ilgili yayınlanmış başka makaleler de vardır. Bu makalelerden bazıları yazının altında “Tavsiye Edilen Makaleler” bölümünde verilmiştir.
Yazarlık ve Konuşmacılık
Topluluk Önünde Konuşma – İnsanlar bir topluluk içindeki konumu itibariyle üçe ayrılırlar:
- Yazmayı sevenler (Yazarlar),
- konuşmayı sevenler (Konuşmacılar),
- her ikisini de becerebilenler.
Bir dördüncüsü, belki de en önemlisi dinleyicilerdir.
Sizin daha çok hangi grupta olduğunuzu bilmiyorum, ama bunların üçü de sevilmeden yapılamayan becerilerdir.
Aslında iyi bir konuşmacı olmakla iyi bir yazar olmak arasında bir fark yoktur. İkisi de aynı temel argümanlara ve benzer arka plana sahiptirler. Sorun şu ki, yazma eyleminde, ikinci bir kişinin bile yanınızda olmasına tahammül edemezken, konuşma aktivitesinde ikincil kişilerin yani birden fazla dinleyicinin, yani topluluğun bulunması zorunludur.
Yazmak, okuyucuyla fısıldaşmak iken, konuşmak dinleyicilere seslenmektir. Yazmak eyleminin bir doğum yapmaktan farkı yoktur. Bu nedenle olsa gerek, yazarların bir yanı yalnızlıktır.
Oysa topluluk önünde konuşmacılık sosyal bir beceridir. Dışa açık, başını indirmeden dinleyenlerin gözlerine bakabilen, bir kalabalığın önünde coşabilme becerisine sahip olmayı gerektirebilir.
Bu makalenin amacı, bir toplulukta konuşmasıyla ilgi odağı olabilmenin ne kadar keyifli olduğunu hatırlatmaktır. Sunum korkusundan uzaklaşmanıza ve iyi bir potansiyel konuşmacı olduğunuza dair becerilerinizin öne çıkması gerektiğine vurgu yapmaktır.
Alkışları duyuyor musunuz?
Topluluk Önünde Daha İyi Konuşmak İçin 7 Adım
# 1 – Aşırı Hazırlanın
Topluluk Önünde Konuşma – Evet, pratikten bahsediyoruz.
Hiç kimse, topluluk önünde başarılı bir konuşmacı olarak hazır gönderilmiş İlahi bir armağan değildir.
Hiçbir “başarılı” konuşma (istisnalar kaideyi bozmaz!) hazırlanmadan yapılmış bir konuşma değildir.
Her konuşmanın arka planında iyi bir hazırlık olduğunu unutmayın.
Toplum önünde konuşmada başarıya giden 1 numaralı kural, tıpkı bir sınava veya çok önemli başka bir amaca hazırlanmak gibi, gayretli, özverili ve sabırlı bir şekilde hazırlık yapmak olduğunu söylemeye gerek yok.
Bu hazırlık, yalnızca sunumunuzun sorunsuz bir şekilde uygulanması değil, aynı zamanda söz konusu sunumun içeriğinin doğru ve kapsamlı olmasını, dinleyeceklerdeki memnuniyetin ve tatminin düzeyinin üst noktalara çıkması anlamına gelir.
Hazırlık yapmak, konuşacağınız konuya olan güveninizi artırmanıza ve hata yapmanın kaynağı olan başarısızlık korkusunu ortadan kaldırmanıza yardımcı olur.
Topluluk önünde konuşan çoğu iyi konuşmacı, konuşmasına hazırlanırken “hayali bir kitlenin” (yani hiç kimse) önünde gerçek bir uygulama yapıyorlar. Bunu hatta defalarca yapıyorlar.
Bu, zamanınıza bağlı olarak, sunuma kadar, günlerce ve hatta haftalarca uygulama çalışması yapmak anlamına gelir.
“Bana bir ağacı kesmek için altı saat verirlerse, ilk dört saati baltayı keskinleştirmek için harcarım.” Abraham Lincoln
Şansınızı son geceye bırakmayın. Son gece birkaç antrenman turunda hala kekeliyorsanız, ertesi gün bu sunumu yapmaya cesaret edemezsiniz.
Bir şeyi iki kez uygulamak için önce bir kez deneme yapmanız gerektiğini unutmayın, sadece yapın.
İnanın, konuyla ilgili bilgi derinliğiniz ve konuya özenle hazırlanıp hazırlanmadığınız, sizi dinlemekte olan kitleniz tarafından hemen anlaşılacaktır.
Hazırlanmanın son bileşeni kitlenizi tanımaktır.
Sunum şeklinizin (şakalar veya kullandığınız dil dahil) kitlenize uyarlanması gerektiğini anlayacak kadar anlayışlı olmalısınız.
Örneğin, hukukçulara yapacağınız bir konuşmanın içeriği ve sunuş biçimi üniversitede bir sınıfa sunum yapmanızdan elbette farklı olmalıdır.
# 2 – Heyecanlı Olun – Heyecanınızı Paylaşın
Topluluk Önünde Konuşma – Sizin kendi dünyanızda heyecanlandığınız an, kitleniz için de heyecanlanma anı mıdır? Sizdeki heyecan, ne söylemeniz gerektiğini umursamayacakları anlamına gelmiyor. Sizi, sizdeki aynı duygularla görmeyebilirler.
Kendimize ve dinleyecek herkese, herhangi bir boyutta, herhangi bir nedenden ötürü konuşma fırsatı verilmesinin, büyük bir ayrıcalık ve en çok yararlanılması gereken bir sorumluluk olduğunu hatırlatmak isterim.
Bu iki anlama gelir:
- Kendinizi heyecanlandırıp, başkalarının önünde konuşmanın ödüllendirici ve anlamlı bir çaba olduğunu kabul ettirebilirsiniz. Bu, kelimenin tam anlamıyla yakalanmış bir fırsattır.
- Başlangıçtan itibaren ne kadar heyecanlı olduğunuzu ve onlarla konuşmanızın ne kadar önemli olduğunu bilmelerini sağlayarak, bu heyecanı kitlenizle paylaşmaktır.
Burada iki durumdan birincisinde bir fırsatçılık, ikincisinde ise bir sorumluluk vardır.
Sizi dinlemek zorunda kalmış esir bir kitlenin önünde, sevdiğiniz bir konuda, yetkinliğinizi göstermek için bir fırsat verilmiş olduğu gerçeğine bakış açınızı kaydırın. Bırakın heyecanınız doğal olarak parlasın.
# 3 – Koltuk Değneklerini Atın
Topluluk Önünde Konuşma – Bazı insanlar bunu duymaktan hoşlanmayacaktır; sunumlar sırasında notların / flash kartların kullanılması büyük bir sapmadır.
Bunlar bir sunumdaki koltuk değnekleridir.
Evet korkutucu olsa da, atın bu değnekleri. Kendi ayaklarınız üzerinde durun. Buna değer olduğuna inanın.
Bu “koltuk değneklerine” duyduğunuz ihtiyaç, iyi ve uygun bir hazırlıkla aşılabilir, buna inanın. Bunun için size yardımcı olacağını düşündüğüm Mega Hafıza’nın “Hızlı Öğrenme ve Hafıza Teknikleri” eğitimine katılabilir veya ” Fotografik Hafıza Teknikleri” setini inceleyebilirsiniz.
Elinizde notlar veya slaytlar olmaksızın, tamamen simultane, ama iyi çalışılmış bir şekilde, dinleyenlerin huzuruna çıkabilmek ve sunumunuzu yapabilmek, inanın ÇOK etkileyicidir. Üstelik izleyicileriniz de bunu farkındadırlar.
# 4 – Göz Teması Kurun Katılımı Artırın
Topluluk Önünde Konuşma – Bir üstte sözünü ettiğimiz koltuk değneklerini atarak, notlara sürekli bakmanıza gerek kalmamasının en iyi sonucu, kitlenizi tek tek göz teması yoluyla meşgul etme fırsatı sunmasıdır.
Muhtemelen konuşmacının sürekli olarak aşağıya veya başka bir yere baktığı bir sunuma tanıklık etmişsinizdir.
Kitlenizdeki bireylerle göz teması kurmak, onları sizi dinlemeye sadık tutar. Onları hem grup hem de bireysel düzeyde zinde tutmaya çalıştığınızı bilmelerini sağlar. Ayrıca dikkat etmedikleri takdirde, sizin onları dinleyip dinlemediğinizi fark etmeleri ayıbına karşı uyarır.
Göz temasında da fazla durmayın. Diyaloglar da kurun.
Özellikle daha uzun sunumlar sırasında, izleyicileri içeriğinize dahil edin. Bunun için, bir öğretmenin sınıfına konuyla ilgili topluca yanıt verecekleri kısa cevaplı sorular sorması gibi, kitlenize toplu kısa cevaplı sorular sorun.
Örneğin; “Beyin ve Omega-3” ilişkili bir konferans veriyorsanız, “Omega-3 yağı içindeki beyin için önemli olan yağ asitleri hangisidir?” diyerek topluluğa sorduğunuz soruya “DHA” yanıtını vermeleri kolaydır. Bu onları dikkatli ve uyanık tutar. 
# 5 – Hata Yapmayı Önemsemeyin – Kendinizle Dalga Geçin
Topluluk Önünde Konuşma – Sunumunuzun mükemmel gitmeyeceğini tahmin edin! Ne yaparsınız?
Hata yapma düşüncesinin, sizin sunuma özenle hazırlanmanızı, not almadan sunum yapmanızı veya konuşmak için gerçekten heyecanlı olmanızı engellemesine izin vermeyin.
Kendi kendinize psikoloji yapmayın. Şunu göz ardı etmeyin; sunum yapan biri olarak siz de bir insanınız; hata yapacaksınız, diliniz sürçecek, anlık unutkanlıklar gösterebileceksiniz.
Tüm bunlar sizin tarafınızda olup bitenlerdir.
Oysa dinleyiciler tam tersine sizin hata yapıp yapmayacağınıza odaklanmazlar; onlar sizin hatasız konuşacağınıza vereceğiniz bilgilerin doğrularına inanarak orada bulunuyorlar.
Sunumlar sırasında, biraz pist dışına çıktığında kendinizi kötü hissedebilirsiniz. Bunu hemen atlatın. Yoksa dinleyici söylenenden değil, sizin hal ve tavırlarınızdan bunu anlayabilir.
Böyle durumlarda ne yapılmalıdır?
Böyle aksi durumlarda kişisel iletişim becerilerinizi devreye sokabilirsiniz. Sözlerinizdeki “kaymaları” kendinizle dalga geçme fırsatı olarak kullanmanızı öneririm.
Burada mizah iyi gider…
Mizah, topluluk önünde konuşma yapmak için harika bir araçtır. Konuşmanın doğal gerginliğini hafifletmeye ve daha rahat bir ortam yaratmaya yardımcı olur.
Bu sadece kendinizi toplamak için zaman vermekle almakla kalmaz, aynı zamanda kitlenize biraz eğlence sağlar.
# 6 – Muhtemel Soruları Öngörün – Cevabı Hazırlayın
Topluluk Önünde Konuşma – Tavsiyem, size yöneltilebilecek soruları tahmin etmek için gereken özeni göstermektir. Çünkü güçlü iyi hazırlanılmış bir sunumun, muhtemel soruları zahmetsizce cevaplamaktan daha iyi bir sonu yoktur.
Bununla birlikte, bir sorunun cevabını bilmediğiniz durumda, sadece bilgili görünmek uğruna konuşmanızı heder etmeyin. Mütevazı bir şekilde “Bunu sizin için araştıracağım…” deyin.
# 7 – Gülümseyin – Etkileyin
Topluluk Önünde Konuşma – Bir şeyleri sunmanın iki yolu vardır: Ya bir gülümsemeyle, ya da bir gülümseme olmadan…
Gülümseme kısmen “memnun bir yüz ifadesi” olarak tanımlanır.
Söz gelimi, “Beslenme” konusunda konuşuyorsunuz; insanın doğal olarak hoşlandığı bir konuda gülümser olması beklenmez mi? Memnun olmak duygusunu gülümseme dışında nasıl ifade edebilirsiniz?
Ve evet, heyecanınızı ifade etmenin başka sözsüz yolları da var.
Benim kişisel favorim, mesela, heyecanlandığımda kollarımı bir orkestra şefi gibi, bir yönetmen gibi açarak sunumu yaparım.
Sonuç
Topluluk Önünde Konuşma – Sunum ve topluluk önünde konuşma; sözünü ettiğimiz ilkelere dayanırsa etkileyici olması kaçınılmazdır.
Bazı insanlar bu tür etkileşimlerden korksa da, umarım bu makale, en azından, bir topluluk önünde konuşma hakkında pozitif düşünmenize yardımcı olacak bazı değerli bilgiler ve yeni yaklaşımlar sağlamaya yardımcı olmuştur.
Tavsiye Edilen Makaleler:
