Beyin Gücü

Tecrübe ve Nöroplastisite – Tecrübe Beyin Plastisitesini Nasıl Değiştiriyor?

Tecrübe aklın hocası, düşüncenin rehberidir.

Tecrübe ve Nöroplastisite Tecrübe, herkesin hatalarına verdiği bir ad olsa da, verdiği mesajların beyindeki karşılıklarını bilseydik tecrübenin önemini daha iyi anlardık. Bu konuda bir hayli espri vardır. Hatalarıyla dalga geçen biri şöyle demiş: “Önceki hatalarıma selam söyle, onların adı artık tecrübedir.”

Daha ileri giden tecrübe sahipleri ise şu anlamlı espriyi patlatmışlar: “Tecrübe sert bir öğretmendir. Önce sınav yapar, sonra ders verir.” Her ne kadar can yakıcı olsa da bu gerçeklerden çıkarılacak nöroplastisite kapsamındaki anlam, “Tecrübe aklın hocası, düşüncenin rehberidir.” cümlesidir. Bu aslında belki de beynin plastisitesini veciz bir şekilde özetliyor.

“Başkalarının hatalarından da öğrenin. Hepsini sizin yapmanız için yeteri kadar ömrünüz yoktur.” sözü kısmen doğrudur. Çünkü beyin plastisitesinin etkisi, kişinin başrolünde olduğu ve bizzat deneyimlediği olaylarla gerçekleşiyor. Bu nedenle şöyle güzel bir söz de var: “Dayanılması en kolay acı, başkalarının çektiği acıdır.”

Canlılar içinde yaşadığı coğrafi koşullara en kolay ve en kısa yoldan uyum sağlayabilen canlı türü insandır. Kutuplardan ekvatora kadar çok zor coğrafi şartlarda yaşayabilen bir varlık olarak insanın, böylesine bir uyumu yakalamasının temel nedeni onun nöroplastisitesidir. İşte bu uyumu sağlayan beyin plastisitesi, beynin deneyimler sonucunda değişme ve uyum sağlama yeteneğini ifade eden bir terimdir.

İnsanlar beynin plastisiteye sahip olduğunu söylediğinde, beynin sadece şekilsel olarak bir plastiğe (esnek cisim) benzer olduğunu ima etmiyorlar; “Nöroplastisite” kavramındaki “nöronlar”, beyin ve sinir sisteminin yapı taşlarıdır; bu sinir hücrelerinin plastisite kavramı ile ifade edilmesi, bu nöronların veya genelde beynin işlenebilirliğini belirtmektedir.

Beyin Plastisitesi Nedir?

İnsan beyni yaklaşık 86 milyar nörondan oluşur. İlk araştırmacılar, nörogenezin (beyin hücrelerinin doğumu) veya yeni nöronların yaratılmasının doğumdan kısa bir süre sonra durduğuna inanıyorlardı.

Bugün, beynin yeniden düzenleme, yeni bağlantılar oluşturma ve hatta bazı durumlarda yeni nöronlar üretme nöroplastisitesi veya beyin plastisitesi adı verilen bir kavramla olağanüstü bir kapasiteye sahip olduğu anlaşılmaktadır.

2 Çeşit Nöroplastisite vardır:

  • Fonksiyonel plastisite: Beynin hasarlı bir bölgesinden, hasar görmemiş diğer bölgelerine fonksiyonlarını taşıma yeteneğidir.
  • Yapısal plastisite: Beynin öğrenme sonucunda fiziksel yapısını fiilen değiştirme yeteneğidir.

Beyin Plastisitesinin Faydaları Var mıdır?

Tecrübe ve Nöroplastisite – Nöroplastisitesinin birçok faydaları vardır. Bunlardan biri, beynin yeni bir duruma uyum sağlamasına ve gerekli değişimi sağlar. Bu değişimler sonucunda şu gelişmeleri gözlemleyebilirsiniz:

  • Yeni şeyler öğrenme yeteneği gelişir.
  • Mevcut bilişsel yetenekleri zenginleştirir.
  • İnme ve travmatik beyin yaralanmalarını iyileştirir. 
  • Kaybolan veya azalan beyin işlevlerini yeniler veya güçlendirir. 
  • Beyin zindeliğini artırır.

Beyin Plastisitesi Nasıl Çalışır?

Tecrübe ve Nöroplastisite – Çocukların doğumdan sonraki ilk birkaç yılı hızlı beyin gelişimi dönemidir. Bebeklerin serebral korteksinde her nöron için tahmini 2.500 sinap bulunur. 3 yaşına gelindiğinde, bu sayı nöron başına 15.000 sinapsa kadar büyür.

Bununla birlikte, yetişkinler, çocukların yarısı kadar snapse sahiptir. Çünkü yetişkinler yeni deneyimler yaşadıkça bazı nöral bağlantıları güçlenirken, kullanılmayan nöronalr ölür. Buna, sinaptik budama denilmektedir. Sık kullanılan nöronlar daha fazla ve daha güçlü bağlantılar geliştirir ve nadiren veya hiç kullanılmayanlar ise sonunda ölür. Bu gerçek nörobilimciler tarafından Kullan ya da kaybet! ifadesiyle anlatılmaktadır.

Böylece, beyin, yeni bağlantılar geliştirerek ve zayıf olanları budayarak değişen çevreye karşı uyum sağlayabilir.

Nöroplastisitenin Temel Özellikleri Nelerdir?

Nöroplastisitenin bazı özelliklerine bakalım:

Nöroplastisite Üzerinde, Genetik, Yaş ve Çevre Rol Oynar.

Beyindeki plastisite yaşam boyu sürer. Ancak etkinin azlığı veya çokluğu yaşanılan olaylardan, yaştan, genetikten ve çevreden etkilenir. Özellikle nöroplastisite üzerinde türdeki değişiklikler belirli yaşlarda daha baskındır.

Genel olarak, genç beyinler, deneyimlere daha yaşlı beyinlerden daha duyarlıdır. Ancak bu, yetişkin beyninin adaptasyon yeteneğine sahip olmadığı anlamına gelmez.

Plastisite üzerinde genetiğin de etkisi olabilir. Çevre ve genetik arasındaki etkileşim, beynin plastisitesinin şekillenmesinde de rol oynar.

Nöroplastisite Süreklidir. 

Plastisite yaşam boyunca devam eder; glial ve vasküler nöronlar dışındaki diğer beyin hücrelerini içerir. Çünkü insan yaşadıkça öğrenecektir; öğrenmeye de ihtiyacı vardır. Öğrenme ise deneyim ve hafızanın birlikte oluşumunun bir sonucu olarak ortaya çıkar.

Bilim insanları eskiden beynin belirli bir yaştan sonra sabitleneceğine ve insanın yaşlandıkça da öğrenemeyeceğine inanıyorlardı. Oysa sonraki araştırmalar beynin öğrenmeye tepki olarak değişmeyi asla bırakmadığını ortaya koydu.

Felç gibi, beyindeki hasar durumlarında bile, beynin belirli işlevlerle ilişkili alanları hasar görse de beynin sağlıklı kısımları bu işlevleri devralabilir ve yoluna devam edebilir.

Nöroplastisitenin de Sınırları Vardır.

Tecrübe ve Nöroplastisite – Beynin sonsuz şekilde yenilenebilir olmadığını da belirtelim. Beynin belirli bölgeleri, belirli eylemlerden büyük ölçüde sorumludur. Örneğin, beynin hareket, dil, konuşma ve biliş gibi şeylerde kritik rol oynayan alanları vardır.

Beynin bu kilit bölgelerinin gördüğü hasar, bu alanlardaki eksikliklere neden olabilir. Çünkü bir miktar iyileşme mümkün olsa da, beynin diğer alanları hasardan etkilenen işlevleri tam olarak üstlenemez.

Beyin Plastisitesini Lehinize Nasıl Kullanırsınız?

Beyninizi uyum sağlamaya ve değişmeye teşvik etmek için yapabileceğiniz aktiviteler ve faaliyetler vardır. Nöroplastisiteyi faydalı şekillerde kullanmanın yollarından bazıları şunlardır:

Çevrenizi Zenginleştirin

Odaklanmış dikkat, yenilikçilik ve meydan okuma fırsatları sunan birçok öğrenme ortamlarının beyinde olumlu değişiklikleri teşvik ettiği gösterilmiştir. Bu, özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde önemlidir. Ancak kaliteli bir sosyal çevre yetişkinlikte de kullanacağınız faydalar sağlayacaktır. Şunları deneyebilirsiniz:

  • Yeni bir dil öğrenin
  • Bir enstrüman çalmayı öğrenin
  • Seyahat edin ve yeni yerler keşfedin
  • Sanat ve diğer yaratıcı meşguliyetler içinde olun.
  • Tabii ki, okuyun.

Dinlenin

Araştırmalar, uykunun beyindeki dendritik büyümede önemli bir rol oynadığını göstermiştir. Dentritler bir nörondan diğerine yardım iletim bilgisi taşıyan nöronların oluşumudur. Bu bağlantıları güçlendirerek, daha fazla beyin plastisitesini teşvik edebilirsiniz.

Uykunun hem fiziksel hem de zihinsel sağlık üzerinde önemli etkileri olduğu gösterilmiştir. Tabii kaliteli uykudan söz ediyoruz.

Egzersiz yapın

Düzenli fiziksel aktivitenin, egzersizin, beyne bir takım faydaları olduğu gösterilmiştir. Bazı araştırmalar, egzersizin, beynin hafıza ve diğer işlevlerle ilgili bir parçası olan hipokampusun kilit alanlarındaki nöron kayıplarını önlemeye yardımcı olabileceğini öne sürüyor.

Frontiers in Neuroscience dergisinde yayınlanan 2018 tarihli bir inceleme, egzersizin hipokampal bölgedeki nörogenezde de rol oynayabileceğini öne sürdü.

***

Nöroplastisistenin Tarihi 

Tecrübe ve Nöroplastisite – Beynin nasıl çalıştığına dair inançlar ve teoriler yıllar içinde önemli ölçüde gelişmiştir. İlk araştırmacılar beynin “sabit” olduğuna inanırken, modern gelişmeler beynin daha esnek olduğunu gösterdi.

Erken Teoriler

Tecrübe ve Nöroplastisite – 1960’lara kadar, araştırmacılar beyindeki değişikliklerin  sadece bebeklik ve çocukluk döneminde gerçekleşebileceğine inanıyorlardı. Erken yetişkinlik döneminde, beynin fiziksel yapısının çoğunlukla kalıcı olduğuna inanılıyordu.

Psikiyatrist ve psikanalist Norman Doidge, erken dönem teorilerine tarihsel bir bakış attığı 2007 tarihli “The Brain that Changes Self: Stories of Personal Triumph From the Frontiers of Brain Science” adlı kitabında, beynin değişme yeteneğine sahip olmadığına dair inançların şu üç ana kaynaktan geldiğini yazdı.

  • Beynin olağanüstü bir makineye çok benzediği, şeyleri şaşırtma yeteneğine sahip olduğu halde büyüme ve değişimden aciz olduğuna dair eski bir inanç
  • Beynin mikroskobik aktivitelerini gerçekten gözlemleyememe
  • Ciddi beyin hasarı geçiren kişilerin genellikle iyileşemediği gözlemi

Daha önce, psikolog William James , beynin belki de daha önce inanıldığı kadar değişmez olmadığını öne sürmüştü. 1890’da “Psikolojinin İlkeleri” adlı kitabında şöyle yazmıştı:

“Organik madde, özellikle sinir dokusu, çok olağanüstü bir esneklik derecesine sahip görünüyor.” Ancak bu fikir uzun yıllar büyük ölçüde göz ardı edildi.

Modern Teoriler

Tecrübe ve Nöroplastisite – 1920’lerde araştırmacı Karl Lashley, al yanaklı maymunların sinir yollarındaki değişikliklerin kanıtlarını buldu.

1960’lara gelindiğinde, araştırmacılar, ağır felç geçiren yaşlı yetişkinlerin işlevlerini yeniden kazanabildikleri vakaları keşfetmeye başladılar. Bu, beynin önceden inanıldığından daha esnek olduğunu gösterdi. Modern araştırmacılar ayrıca beynin hasardan sonra kendini yeniden bağlayabildiğine dair kanıtlar buldular.

Modern araştırmalar, beynin yeni deneyimlere uyum sağlamak, yeni bilgiler öğrenmek ve yeni anılar yaratmak için yeni sinir yolları yaratmaya ve mevcut olanları değiştirmeye devam ettiğini göstermiştir.

Teknolojideki modern gelişmeler sayesinde, araştırmacılar beynin iç işleyişine daha önce hiç görülmemiş bir şekilde bakabiliyorlar. Modern sinirbilim çalışmaları geliştikçe, bir dizi araştırma, insanların doğuştan sahip oldukları zihinsel yeteneklerle sınırlı olmadığını ve hasarlı beyinlerin de genellikle dikkate değer bir değişime sahip olduğunu göstermiştir.

Plastisite Sorunlara da Neden Olabilir

Tecrübe ve Nöroplastisite – Beyin değişiklikleri genellikle iyileştirmeler olarak görülür, ancak bu her zaman böyle değildir. Bazı durumlarda beyin, beyin ve davranış üzerinde zararlı etkilere yol açabilecek psikoaktif maddelerden veya patolojik koşullardan etkilenebilir.

Başa dön tuşu