Kariyer Planlama

Kariyer Ve Başarı – Jack Ma “Küçük Havuzda Büyük Balık Olun” Diyor

Kariyer ve Başarı – Küçük Bir Havuzda Büyük Balık mı, Yoksa Büyük Bir Havuzda Küçük Balık mı Olmak İstersiniz? Oxford Eğitim Bilimlerinden Psikolog Herbert Marsh’ın öncülüğünü yaptığı “Büyük Balık Küçük Deniz” kuramı tıpkı pek çok kuram gibi gündelik hayata dair önemli ölçüler sunduğu için meşhur olmuştur. Aslında Marsh’ın öne çıkarıp, konu hakkında sayısız makaleler yazdığı kuram, Malcolm Gladwell’in Türkçe’ye de çevrilen “David and Goliath” kitabıyla bir anda parladı. Gladwell, neden küçük bir havuzda büyük bir balık olmak gerektiği konusuna eğiliyor kitabında.

“Büyük Balık Küçük Deniz” Kuramı Neyi Anlatıyor?

Kariyer ve Başarı – Kurama göre, başarılı olmak istiyorsanız, sizden çok daha iyiler arasında bulunmak yerine (Büyük denizde küçük balık olmak), içinde rol alacağınız topluluğun sizin seviyenizde veya daha aşağıda olması durumunda yeteneklerinizin veya başka özelliklerinizin  – o gruba göre- daha üstün olacağından hareketle öne çıkarsınız ve başarılı olarak görülürsünüz. Yani küçük denizde büyük balık olursunuz.

Çünkü küçük denizler içindekilere kucak açarlar. Arkadaş desteği gibi pek çok destek kolay sağlanabilir. Küçük denizin her problemini ve çözüm yollarını görür ve öğrenirsiniz. Bunun yanında sizden beklentiler çok yüksek değil, başarabileceğiniz ölçüdedir. Büyük denizlerde büyük başarı beklentileri yerine küçük denizlerde bireysellik uygun görülmediği için bireysel başarı beklentisi de olmaz.

Büyük denizler riskli alanlardır. Gerçekten büyük bir balık değilseniz, büyük denizlerde bulunmak tehlikelidir. Ayrıca gerçekten büyük bir balık değilseniz de gelişmeniz zordur, büyük denizin sadece bir bölümünü görebilirsiniz. Büyük denizin bedeli ağırdır.

***** Sponsor Bağlantı *****

ÜCRETSİZ – YARATICI DÜŞÜNME BÜLTENİ

Ücretsiz Yaratıcı Düşünme & İnovasyon Bülteni

***** Yazının Devamı *****

Küçük Takımda Büyük Futbolcu Olmak

Kariyer ve Başarı – Bu kuramı Türkiye’deki futbol takımları üzerinden örneklendirebiliriz.

Bir futbolcu var; harika goller atıyor. Bu futbolcu, söz gelimi kendi çapında küçük bir takımda oynuyor olsun. Küçük takımlar isim yapmış büyük takımları daha fazla ciddiye alırlar ve başarmak için daha çok takım oyunu oynamak zorundadırlar. Önyargılara göre bu küçük takımın küme düşme ihtimali vardır. Bu takımın en golcü oyuncusu, yani küçük denizin büyük balığı, takım oyunu sayesinde harika goller atıyorken, İstanbul’daki dev takımların radarına giriyor ve transfer döneminde İstanbul’a getiriliyor.

Şimdi, bu futbolcu küçük denizde büyük bir balık iken, İstanbul takımına gelmekle büyük denizde küçük bir (yeni durumunda büyük-küçük balık olduğu henüz belli değil) balık olarak dalış yapmış oluyor. On yıllardır futbol izleyen benim gibi futboldan anlamaz bir adam dahi, bu futbolcunun eğer kendini büyük balık olarak görmeyip sıradanlaşması durumunda bir kaç yıl sonra kendine 2. lig takımlarında ancak yer bulacağına görüyordur. Yani küçük takında minik balık olma ihtimali de söz konusu. Bu şekilde küçük denizde büyük bir balık iken, büyük denizde büyük bir balık olarak okyanuslara aday olduğunu gösteremezse, yani performansını yükseltemezse, daha önce içinde yaşadığı küçük denizde bile kendine yer bulamayabilir. Bunu son dönemlerde bazı teknik direktörler üzerinden de düşünebilirsiniz.

Bazı futbol teknik adamlarının veya Türkiye’den giden futbolcuların Avrupa takımlarında tutunamayıp, geriye kendi havuzuna, hatta bir önceki havuzdan daha küçük bir havuza dönen balıklar olduğunu hatırlıyor musunuz?

Küçük denizde büyük balık olma durumu tamamen izafidir. Yani biz kendimizi içinde bulunduğumuz gurupla, gruptaki diğer üyelerle karşılaştırırız. Küresel olarak karşılaştırmayız. Yani göreli algı sahibiyiz. İçinde bulunduğumu topluluğun kendimizi ayarlamada önemli bir etken olduğunun farkındayız.

Sizce bunun gibi futbolcular veya teknik direktörler ne yapmalı?

Mutlu Ülkelerde İntihar Oranı Neden Daha Fazla?

Kariyer ve Başarı – Gladwell’in verdiği bir örnekte, şu ülkelerin hangisinde intihar oranları yüksektir: İsveç, Danimarka, İzlanda gibi dünyanın en mutlu insanlarının yaşadığı ülkelerde mi; Yunanistan, Portekiz, İspanya gibi yurttaşlarının hiç de mutlu olmadığı ülkelerde mi? İstatistikler mutlu ülkelerde intihar olaylarının daha fazla olduğunu gösteriyor.

Neden?

Burada karşımıza çıkan olgu şudur: Eğer çoğu insanın mutsuz olduğu bir yerde bunalımdaysanız kendinizi etrafınızdakilerle karşılaştırır ve aslında kendinizi o kadar kötü hissetmezsiniz. Oysa herkesin oldukça mutlu olduğu bir toplulukta bunalımda olmak zordur. Yani mutlu olmanız şarttır. Olamazsanız intihar edersiniz.

İnsan kendini içinde bulunduğu toplulukla özdeşleştirme eğilimindedir.

—– Sponsor Bağlantı – Sponsor Bağlantı —–

ÜCRETSİZ HAFIZA TEKNİKLERİ EĞİTİMİ

Ücretsiz Hafıza Ve Beyin Eğitimi

Eğitimler Üç Günde Bir E-Posta Adresinize Gönderilmektedir

—– Yazının Devamı – Yazının Devamı —–

Okul Seçimi: Çocuğum Hangi Lisede/Hangi Üniversitede Okumalı?

Kariyer ve Başarı – Öğrencilik yıllarınıza dönün; okul veya okul içinde sınıf seçerken velinizin idareye baskı yaparak sizin en iyi sınıfa (genellikle A şubeleri) yerleştirmenizi istemiştir.  Bugünlerde de biz çocuklarımız için aynı hatayı yapıyoruz.

Gladwell bunu şu şekilde açıklamaktadır:

Bir eğitim kurumu ne kadar seçkinse, öğrenciler kendi akademik becerileri konusunda kendilerini o kadar kötü hissederler; yani acaba başarabilecek miyim kaygısı duyarlar. Başarısı düşük veya ortalama olan bir okulda sınıfın en iyisi olabilecek öğrenciler, iyi bir okula geçtiklerinde rahatlıkla sınıfın en kötüleri arasına düşebilirler. İyi olmayan bir okulda çok kolayca anladığı bir konuyu, iyi okuldaki sınıfında anlamakta zorluk çekerek geride kalabilirler.

İşte tam burada, “sudan çıkmış balık” deriz ya, çocuğun kendine olan özgüveni ve öz algısı zayıflar ve bunalıma girebilir.

Bu örneklerden çoğuyla karşılaşmış olabilirsiniz. Çok iyi tanıdığım ama yeteneklerinden çok, sınava iyi hazırlanıp, soruları ezberleyerek ODTÜ kazanmış arkadaşlarımın hiç bir okuldan mezun olamadan hayata atıldıklarını biliyorum. Bunalım yaşayan çok sayıda öğrenci, kendi sınırlarına yetinmeyip küçük deniz seçmek yerine, büyük denizde balık olmayı hedeflemeleri nedeniyle başarısız olmuşlardır.

Doğru Olan Hangisi?

Kariyer ve Başarı – Burada doğru olan yöntem ister kendimizle ilgili olsun, ister çocuğumuzla; tercihlerimizi rasyonel yapmalıyız. Çocuklarımızın okul veya sınıf tercihinde gerçekçi olmalıyız; öğretmenlerin de yardımıyla, çocuklarımızın bir dizi testten geçirerek onları pedagojik açıdan ölçümlemek ve buna göre karar vermek en doğrusudur.

Ünlü bir üniversiteye devam etmek veya prestij uğruna her şeyi yapmak yanlıştır. Seçkin bir şeyi seçmek, eğer evrensel olarak gerçekten büyük bir balık değilseniz, çoğu zaman büyük bir havuzda küçük bir balık olmayı seçmektir.  Oysa hedefimiz küçük havuzda eğitilip büyük denizlere açılabilmektir.

Alibaba’nın kurucusu milyarder işadamı Jack Ma’nın “Gençlere Tavsiyeleri” başlıklı konuşmada da benzer ipuçları vardır. Jack Ma “Büyük bir şirkette kocaman bir sistemin küçük bir parçasını öğrenmek yerine, küçük bir şirkette çok şey öğrenmek avantajlıdır” demektedir. Konuşmanın ilgili bölümünü aşağıda verilen video klipten izleyebilirsiniz.

Alibaba’nın Kurucusu JACK MA’nın GENÇLERE TAVSİYESİ

Başa dön tuşu