Çocuk ve ZekaDEHB / ADHDÖğrenme ve EğitimSağlık ve ZindelikZihinsel Sağlık

Disleksi Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Disleksi Nedir? Nasıl tedavi edilir? Dislektikler daha mı zekidirler? Son yıllarda yeni yetme hastalıklar artınca, geçmişi bir asrı bulmasına rağmen, son zamanlarda gündeme sıklıkla gelen Disleksi hastalığı da adından sıkça söz ettiriyor. Bu yazıda disleksi hastalığını; mahiyetini, anne ve babaların rollerini, öğretmenlerin neler yapabileceğini, teşhis ve tedavi yöntemlerini… birçok başlıkta incelemiş olacaksınız.

İnsan türünün keşfedip tarihi boyunca kendini anlattığı iki kavram vardır: Bunlardan biri rakamlar, diğeri de harflerdir.

Bilim, sanat, edebiyat, matematik, fizik, kimya vb. tüm bilimlerin özü ve aslı; kelimeler ve rakamlardır. Düşünmek ve konuşmak kavramsal olup kelimelerle gerçekleşirken, gündelik hayatımızı rakamlar ve okuma şekillendirir.

Okumak, çok sayıda harfler ve harf gruplarının oluşturduğu kelimeleri, cümleleri, paragrafları ve sonuçta bir metin veya kitabı anlamaya çalışmaktır. Bu bakımdan okumak doğası gereği karmaşıktır. Beynimizin, gördüğü harfleri seslere dönüştürmesi, bu sesleri doğru sıraya koyması ve kelimeleri birlikte okuyup anlayabileceğimiz paragraf ve metinlere dönüştürmesi okuma eylemin temel noktalarıdır.

Bu işlemlere paralel olarak beynimizdeki nöron bağlantıları kurulur, gelişir ve beynimizi saran bir ağ haline gelir.

İşte tam da burada kelimelerle veya kelime gruplarıyla sorunu olan Dislektikler karşımıza çıkar. Dislektiklerin harfler ve kelimeler üzerinden öğrenmeyle başları derttedir. Sayfada gördükleri harflerle ve bu harflerin kombinasyonlarından oluşan sesleri eşleştirmekte zorlanmaktadırlar. Hatta harflerin dans edişlerine bile gülebilirler.

Peki disleksi nedir ? İnsanların önemli bir kısmının sorunu olan disleksi hakkında neleri bilmeliyiz?

DİSLEKSİ NEDİR?

Disleksi Nasıl Tedavi Edilir?

Çoğu insan disleksiyi, harfleri ve kelimeleri altüst veya tersten görmek diye düşünüyor. Peki, bu doğru mu?

Bu makaleyi tam olarak okuduğunuzda hem disleksinin ne olduğunu, hem de tedavisi için neler yapabileceğinizi öğreneceksiniz. Ama isterseniz önce disleksinin tanımına bir bakalım, sonra da disleksiyi açıklayan kısa bir film izleyelim.

Disleksi Nedir? sorusuna iki tanım ile cevap vereceğiz. Bunlardan biri, 1968’de, Dünya Nörologlar Federasyonun tanımladığı disleksidir:

“Disleksi geleneksel okul eğitimi kapsamında, okuma, yazma ve heceleme becerilerini entelektüel yetenekleriyle orantılı bir şekilde kullanamayan ve yeterli dil becerilerine ulaşamayan çocuklarda görülen bir öğrenme bozukluğudur.

Diğeri ise, Uluslararası Disleksi Derneği’nin tanımıdır:

Disleksi, kökeni nörobiyolojik olan belirli bir öğrenme yetersizliğidir. Doğru ve / veya akıcı kelime tanıma güçlüğü, kötü heceleme ve kod çözme yetenekleri ile karakterizedir. Bu zorluklar, genellikle, dilin fonolojik bileşenindeki bir eksiklikten kaynaklanmaktadır. İkincil sonuçlar, kelime hazinesi ve arka plan bilgisinin büyümesini engelleyebilecek okuma, anlama ve heceleme deneyimindeki sorunlardır. “

Disleksinin en yaygın öğrenme güçlüğü olduğu söylenebilir. Çünkü tüm öğrenme güçlüğünün% 80 ila % 90’ını temsil etmektedir. Şimdi de disleksinin ne olduğunu anlatan kısa bir video film izleyelim. “Disleksi Nedir?” başlıklı aşağıdaki filmi Türkçe alt yazılı izleyebilmek için ‘Ayarlar’ kısmından ‘Türkçe’ seçeneğini işaretleyiniz.

Disleksi nedir, sorusuna verilen cevabı özetlersek;

  • Disleksi, çocuklarda yaygın olarak görünen bir okuma güçlüğüdür.
  • Bu problem yaşam boyu devam edebilir.
  • Disleksi, ne kadar erken yaşlarda fark edilip tedavisi erken başlarsa, o kadar iyi sonuçlar alınabilir.
  • Disleksi olan kişilerin dil becerilerini geliştirmek mümkündür.

Okula başlayan çocukların anne ve babalarında ciddi bir kaygı vardır; “Acaba çocuğum okuyabilecek mi? Okuma ve öğrenme güçlüğü var mı?”

Aslında çocukların okul çağına kadar evde, anne ve babalarıyla geçirdikleri süre içinde bu gözlemlenebilir, hatta gözlemlenmelidir de. Ama bu, konu hakkında bilgisi veya ilgisi olmayan ailelerde çoğu zaman fark edilmeyebiliyor. Hatta disleksi olduğunu 60 yaşında öğrenenler bile vardır. Ancak okula başlayıp da öğrenme disiplini içinde okuma-yazmayı öğrenen çocuklarda disleksi olup olmadığı anlaşılabilir. Bunun için öğretmenlerin bu konuda bilgili olmaları gerekir.

Çocuk okula başlayıp da akranlarının okuma yazmayı sökmeleri yanında, kendisinin okuyamaması ve öğrenmede zorluk çekmesi onu kaygılandırıp sinirlendirebilir. Bu durumda anne-baba ve öğretmen çocuk hakkında gözlem yapmalı ve kayıt tutmalıdırlar. Kayıt sonuçlarını bir uzman doktor ile paylaşmada kullanabilirler. Bu kayıtta şunları gözlemlemeyebilirler:

  • Çocuk, depresyon belirtileri ve düşük özgüven gösteriyor mu?
  • Evde ve okulda davranış problemleri yaşıyor mu?
  • Çocuk motivasyon eksikliği çekiyor mu?
  • İçinde yaşadığı psikolojiden dolayı arkadaşlarından ve dolayısıyla okul ortamından kaçmaya çalışıyor mu?

“Disleksi nedir” temalı aşağıdaki kısa filmde dislektik bir çocuğun sınıf içindeki durumu analiz edilmektedir.

DİSLEKSİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

ÇOCUKLARIDA ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜNÜN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Bir çocuğun öğrenme güçlüğünün olup olmadığını bazı ipuçları yardımıyla anlamak mümkündür. Bu ipuçlarının çoğu, ilkokul düzeyindeki çocuklar içindir. Çünkü disleksi tanısı en çok ilkokul düzeyinde konulmaktadır. Anne ve babalar, öğretmenler çocuklarda aşağıda verilen belirtileri gördüklerinde, çocuğun öğrenme engeli olduğunu düşünmelidirler.

Disleksi hastalığını teşhis etmek için bir psikolog veya konusunda uzman başka bir sağlıkçı tarafından da gözetim altına alınmalıdır.

Disleksinin Belirti ve Bulguları

  • Dil gelişimi akranlarına göre gecikiyorsa,
  • Eş sesli kelimeleri ayırt edemiyorsa,
  • Yeni kelimeleri yavaş ve akranlarından daha gecikerek öğreniyorsa,
  • Yazı tahtasından veya kitaptan bakarak yazmada zorluk çekiyorsa,
  • Okuma, yazma ve heceleme becerilerinde zorlanıyorsa,
  • En sevdiği videoyu izlediği halde izleme sonrası hiç bir şey hatırlamıyorsa,
  • Sınıfının yolunu sıkça şaşırıp gelişigüzel yerlere gidiyorsa,
  • Spor ya da beden eğitimi oyunlarında zorluk yaşıyorsa,
  • Duyduklarını çabuk unutuyorsa,
  • Sözcüklere bazen sessizce gülüyorsa,
  • Kelimeleri yanlış kullanıyorsa,
  • Psikolojik olarak bunalımlı görünüyorsa,
  • Daha hareketli görünerek öğrenme güçlüğünü bastırıyorsa,

Çocuğunuzda disleksi olması kuvvetle muhtemeldir. Disleksilerde sağ ve sol el kullanmada bir baskınlık saptanmamıştır.

DİSLEKSİ NEDEN OLUR?

Dislektik çocuklar, Dislektik olmayan çocuklarla aynı öğrenme şartlarına, ortalama eşit zekaya, eşit motivasyona ve sunulan eşit fırsatlara rağmen öğrenmekte zorlanırlar.

Disleksinin, beynin; en küçük konuşma birimi olan sesleri (fonemler) işleyebilme kabiliyetindeki bozulmadan kaynaklandığı düşünülmektedir.

Disleksi, görme ve işitme kaynaklı değildir. Hele zeka geriliği, beyin hasarı veya zeka eksikliği hiç değildir.

Disleksi nedenleri arasında kalıtsal faktörler etken olabilmektedir. Bu da anne-baba genleri üzerinde incelemeyi gerektirir.

DİSLEKSİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Disleksiye neden olan beyin anormalliklerini düzeltmenin bilinen net bir yolu yoktur. Yani, disleksi yaşam boyu da sürebilen bir problemdir. Ancak, belirli ihtiyaçları ve uygun tedaviyi belirlemek için erken teşhis ve değerlendirme yapmak, tedavi başarısını artırabilir.

Beynin % 60’ı yağdır. Bu % 60’ın büyük bir bölümü bir omega-3 yağ asiti olan “DHA”dan oluşmaktadır. Beyinde DHA miktarının az olması çocuklarda çeşitli okuma bozukluklarına sebep olmaktadır. Yapılan araştırmalar günde 600 -650 mg DHA verilen çocukların okuma bozukluklarında düzelmeler olduğunu göstermiştir.

Beyindeki DHA eksikliği çocuklarda ayrıca hiperaktivite, dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon problemlerine de sebep olabilmektedir. Bu gerçek son zamanlarda beyinde DHA eksikliğinin disleksi nedenlerinden biri olabileceği olasılığına dikkat çekmiş ve bu konuda çeşitli araştırmalar yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Bu konuda yapılan araştırmaları derli toplu bir şekilde ortaya koymuş olan “DEHB, disleksi, dispraksi ve otistik spektrumda yağ asitleri tedavisinin klinik denemeleri (Clinical trials of fatty acid treatment in ADHD, dyslexia, dyspraxia and the autistic spectrum)” başlıklı bilimsel makalenin linki aşağıda kaynak olarak da verilmiştir.

DHA vücut tarafından üretilememekte ve dışarıdan besinlerle alınması gerekmektedir. Bu anlamda dislektik çocuklara yüksek DHA oranlı balık yedirilmesi veya balık yağı içirilmesi tavsiye edilmektedir. DHA ile ilgili daha fazla bilgi edinmek ve bu konuda bilinçlenmek için ayrıca aşağıda verilen “ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR DEHA, BESİNLERİ DHA” başlıklı makaleyi okuyabilir ve ilgili makalede DHA ile ilgili sunulan kısa video filmi de izleyebilirsiniz.

ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR DEHA, BESİNLERİ DHA

Kaynak: http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0952327804000109

DİSLEKSİLER İÇİN EĞİTİM TEKNİKLERİ

Disleksiye karşı kesin bir tedavi bulunmasa da eğitim yoluyla, Dislektikler toplumun değerli birer üyesi olarak hayata hazırlanabilirler. Bunun için geliştirilmiş eğitim teknikleri kullanılabilir. Bu eğitimler ne kadar erken başlarsa, o kadar faydalı olur. Ayrıca öğretmenlerin ve belirli merkezlerin uyguladığı psikolojik testler de kişiye özgü ve uygun bir öğretim programı geliştirilmesine yardımcı olacaktır.

Öğretmenler, dislektiklerde okuma becerilerini geliştirmek için işitme, görme ve dokunma içeren öğretim tekniklerini kullanabilirler. Çocuğun öğrenmesi için çeşitli duyular kullanmasına yardım etmek; örneğin, kayda alınmış bir dersi dinlemek ve kullanılan harflerin ve konuşulan kelimelerin şeklini parmakla izlemek gibi bir yöntem bilgilerin işlenmesine yardımcı olabilir.

Bunun yanında aşağıdaki tavsiyelerimizi de dikkate alabilirsiniz:

  • Kelimeleri oluşturan en küçük sesleri (fonemler) tanımayı ve kullanmayı öğrenmek
  • Harflerin ve harf dizelerinin bu sesleri ve kelimeleri (fonetik) temsil ettiğini anlamak
  • Okuma doğruluğu, hız ve ifade (akıcılık) oluşturmak için yüksek sesle okumak
  • Tanınan ve anlaşılan kelimelerin sözlüğünü oluşturmak

Aşağıdaki videoda disleksiye karşı bazı basit uygulamalar yer almaktadır. İnceleyebilirsiniz:

 ANNE VE BABALAR DİSLEKTİK ÇOCUKLARI İÇİN NELER YAPABİLİRLER?

Anne ve babalar dislektik çocukları için önemli ve kilit bir role sahiptir. Disleksi olan veya olma ihtimali olan çocuğunuz varsa işte bazı tavsiyelerimiz:

  • Öncelikle “Disleksi nedir?” araştırarak bu konuda iyi bilgi sahibi olun.
  • Erken teşhis edin. Bu zaten sizin sorumluluğunuzdur. Elinizde büyüyen bir çocuğun disleksi olup olmadığını en azından şüphelenerek teşhis edebilirsiniz.
  • DHA oranını önemseyin. Çocuğunuzun beslenme programında yüksek DHA oranlı balık veya yüksek DHA oranlı balık yağı olmasına özen gösterin.
  • Çocuğunuzla birlikte yüksek sesle kitap okuyun. Çocuğunuzun ne olacağını bilememiniz gayet doğal. Ama çocuklara henüz altı aylıkken de onlara sesli olarak kitap okumalısınız. Okursanız okuma zorluğu çekmesi zayıf ihtimaldir.
  • Çocuğunuzun öğretmeni ile iletişim içinde olun. Çocuğunuzun okulda başarılı olmasına nasıl yardımcı olacağınız hakkında öğretmeniyle konuşun.
  • Okumaya teşvik edin. Okuma becerilerini geliştirmek için bir çocuğun okuma uygulamaları yapması gerekir.

DİSLEKSİ İLE BAŞA ÇIKMADA ÇOCUĞUNUZA DESTEK OLUN

Çocukların en büyük ihtiyacı duygusal destek görmektir. Tabii, anne ve babasından, ailesinden ve okul çevresinden… Duygusal destekle beraber şunları da yapın:

  • Çocuğunuza kendisini sevdiğinizi söyleyin. Okuyamama çocukların özgüvenini sarsabilir. Lütfen sevginizi ve desteğinizi ifade edin. Çocuğunuzun yeteneklerini ve güçlü yanlarını överek teşvik edin.
  • Çocuğunuzla konuşun. Çocuğunuza disleksinin mahiyetini ve kişisel bir başarısızlık olmadığını açıklayın. Çocuğunuz kendisiyle barışık olması için sorunun içeriğini bilmesinde yarar vardır.
  • Evinizi okula çevirin. Çocuğunuzun çalışabileceği bir ortam ayarlayın. Onunla bir çalışma planı yapın. Temiz, sessiz ve düzenli bir yer sağlayın. Ayrıca, çocuğunuzun yeterince dinlendiğinden ve düzenli, sağlıklı yemekler yediğinden emin olun.
  • Ekran disiplini getirin. TV, Tablet, Bilgisayar, cep telefonu gibi tüm ekranlı elektroniklerin kullanım sürelerini sınırlandırın. Bununla, okuma uygulaması için fazladan zaman kazanmış olursunuz.
  • Çocuğunuzun öğretmenleriyle iletişimde kalın. Çocuğunuzun gelişimi için öğretmenlerle sık sık görüşün. Gerekirse, okuma gerektiren testler için fazladan zaman geçirin. Öğretmene, çocuğunuzun daha sonra dinlemesi veya izlemesi için sınıfta işlediği dersleri kaydetmesine yardımcı olup olmayacağını sorun.
  • Bir sosyal destek grubuna katılın. Çocukları benzer öğrenme güçlüğü çeken ebeveynlerle iletişim halinde olmak, hem pratik uygulamalar bakımından hem de duygusal açıdan daha pozitif olmanızı sağlar. Bu da çocuğa olumlu yansır. Birlikte sosyal etkinlikler düzenlemek, kendisi gibi olanlarla daha kolay iletişimi sağlamasına vesile olur.

EĞER YETİŞKİN BİR DİSLEKTİKSENİZ NELER YAPABİLİRSİNİZ?

Dislektikler de büyür, kocaman insan olurlar. Hep çocuk kalacak değiller ya! O nedenle yetişkin dislektiklere tavsiyemiz de bir okuma programı çerçevesinde yardım almaları ve yüksek DHA oranlı beslenmeyi önemsemeleridir. Elbette bir iş yerinde çalışıyor olabilirsiniz. İş hayatınızda başarmanız da zor olabilir. Unutmayın duyarlı ve iyi niyetli bir iş çevreniz varsa gayet uyumlu bir şekilde kendinizi gerçekleştirebilirsiniz.

Hedefleriniz olsun ve olmalı. Yaşınız ne olursa olsun, okuma ve yazma konusunda öğretici yardımı alın. Disleksili birçok insan gibi siz de yaratıcı ve zekisinizdir. Matematik, bilim ya da sanatta üstün yetenekleriniz olabilir.  Bunlardan biriyle daha fazla meşgul olun. Örneğin el becerilerine ağırlık verin. Resim yapın. Enstrüman çalın.

DİSLEKSİ OLMUŞ ÜNLÜLER

“Disleksi nedir?” sorusu son zamanlarda yoğun olarak gündeme gelse de, okuma zorluğu ile karakterize bir öğrenme bozukluğu olan disleksinin geçmişte de yaygın olduğu anlaşılmaktadır. Buna rağmen, 20. yüzyılın sonlarına kadar büyük ölçüde anlaşılmamıştır. Bugün bile doktorların teşhis koyması zor olabilmektedir.

Şu anda bildiklerimize göre, tarihte isim yapmış Leonardo da Vinci, Saint Teresa, Napolyon, Winston Churchill, Carl Jung, Albert Einstein ve Thomas Edison gibi birçok ünlü insan da disleksi hastasıydılar.

Amerika’nın en iyi TV Dostlarından Jennifer Aniston, 60 yaşına kadar bozukluğa sahip olduğunu bilmeyen Steven Spielberg, “Kelebek gibi uçup arı gibi sokan” ve “Hayal gücü olmayan bir adamın kanatları yoktur” diyen efsanevi ağır sıklet boks şampiyonu Muhammed Ali; ABD’nin ünlü komedyeni ve Tonight Show’un sunucusu Jay Leno da bunlara dahildir,

ABD başkanlarından okullarda okuyamayan ve kendi kendini yetiştiren Thomas Jefferson,  Dil bilgisiyle sıkı kavgası olan George Washington, Disleksi olmasına rağmen, Harvard’a gidip onur belgesiyle mezun olan John Fitzgerald Kennedy (JFK), evrak okumaktan nefret etiği için kendisine kısa özetler verilen Lyndon Johnson, son olarak, hayata iyimser bakışlarıyla tanınan ve Columbia Üniversitesi Rektörü bile olan vizyoner Dwight D. Eisenhower da dislektik olan ünlülerdendir.

Başa dön tuşu