Sağlık ve Zindelik

Depresyon ve Beyin – Depresyon Beyni Nasıl Etkiliyor?

Uzun Süreli Depresyona Dikkat! Beyni Kalıcı Olarak Değiştiriyor.

Depresyon ve Beyin – 20. yüzyılın yaşadığı beşeri ve semavi onca savaşlardan ve felaketlerden sonra, ölenler kurtulurken, hayatta kalanlar ciddi travmalarla birlikte yaşama tutunmaya çalıştı. Önceleri melankoli ile aynı anlamda kullanılsa da zorlu yüzyıl sonrasında, Alman psikiyatrist Emil Kraepelin  tarafından ismi konulan depresyon, 20. yüzyılın kendini yok eden insan türüne nur topu gibi bir armağanı oldu.

Depresyon ve Kavramları

Melankoliden, duygu durum bozukluğuna kaydıktan sonra adına “Depresyon” denilen bu kavram, “Majör depresif bozukluk” veya “Klinik depresyon” olarak da anılmaya başlandı.

Depresyon ve Cinsiyet

Epidemiyolojik verilere göre, kadınlar (%13) erkeklerden (%8) daha fazla depresyon yaşadığı belirtilmiştir.

Depresyonu Neler Tetikliyor?

Depresyonu, yazının başında saydığımız küresel savaşlar başta olmak üzere aile içindeki davranışlara kadar, hayatın her türlü dairesi etkilemektedir.

Bunları başlıklar halinde görelim:

  • Hayal kırıklıkları
  • Şiddet gören kadın olmak
  • Küçük yaştayken ebeveyn ölümü
  • Aşırı fakirlik
  • Ayrı yaşayan veya boşanmış ailede büyüme
  • İşsizlik
  • Stresli ruh hali
  • Kişilik tipi
  • Çocukluk döneminde cinsel, fiziksel ve sosyal şiddete maruz kalma
  • Bazı hastalıklar
  • Ergenlik dönemi gibi hormonal değişiklikler

Depresyon Beyni Nasıl Etkiliyor: Depresif Beyin Ve Tipik Beyin Farkı

Depresyonun psikolojik olarak, aynı zamanda beynin fiziksel yapısını etkileme potansiyeline sahiptir. Beyindeki değişiklikler, beynin iltihaplanmasından fiziksel olarak küçülmeye kadar değişir.

2021 tarihli bir literatür taramasında araştırmacılar, depresif beyin ile tipik beyin hacminde ve aktivitesinde farklılıklar olduğunu belirttiler.

1-) Beyin Küçülmesi

Liz ve arkadaşlarının yaptığı 2018 araştırmasına göre, depresyon yaşayan kişilerde beynin belirli bölgelerinin boyutunun azalabileceğini gösterdi.

Araştırmacılar, depresyon nedeniyle beynin hangi bölgelerinin küçülebileceğini ve ne kadar küçülebileceğini tartışmaya devam ediyor. 2012 yılında yapılan bir incelemede, Palazidu, beynin aşağıdaki bölümlerinin etkilenebileceğini göstermiştir:

  • Hipokampus: Hipokampus hafızayı, öğrenmeyi, navigasyonu ve uzay algısını destekler.
  • Talamus: Talamus, beynin dış tabakası olan serebral korteksten beyin sapına bilgi iletir.
  • Amigdala: Amigdala duygu ve hafızayı düzenler.
  • Prefrontal korteksler: Prefrontal korteks bilişsel işlevleri kontrol eder; dikkat, dürtü kontrolü ve duygusal tepkileri yönetir.

Bu alanların küçülme miktarı, depresif dönemin şiddeti ve uzunluğu ile bağlantılıdır. Bu, depresyonun beyin işlevini nasıl değiştirebileceğine dair mevcut teoridir.

Beynin bir bölümü küçüldüğünde, o bölümle ilişkili işlevleri yerine getirme yeteneğimiz azalır.

Örneğin, amigdala ve prefrontal korteksler, diğer insanlarda duygusal tepkileri ve duygusal ipuçlarının tanınmasını kontrol etmek için birlikte çalışır.

Bir araştırmaya göre, bu alanların küçülmesi, doğum sonrası depresyonu olan bireylerde empatinin azalmasına potansiyel olarak katkıda bulunabilir. Empati eksikliği, depresyonun neden olduğu diğer bilişsel ve duygusal sorunlardan kaynaklanıyor olabilir.

Gorwood, 2008 çalışmasında, amigdala-prefrontal kortikal disfonksiyonun, depresyonu olan hemen hemen tüm insanlarda aşağıdaki semptomlara neden olabileceğini buldu:

  • Bir zamanlar zevk aldığınız etkinliklere olan ilgi kaybı
  • Duyguyu algılama biçimindeki işlev bozukluğu
  • Yeterli duygusal düzenlemenin kaybı

Qiao ve arkadaşlarının 2016 yılında yayınladıkları bir araştırmaya göre, araştırmacılar depresyon araştırmalarında sıklıkla kullanılan kronik stresli hayvan modellerine baktı. Çalışma, depresyondaki beyin küçülmesinin, beyin hücrelerinin kaybı değil, muhtemelen zayıflamış dendritlerin sonucu olduğunu ileri sürdü. Dendritler, nöronlarda veya sinir hücrelerinde bulunan hücresel uzantılardır.

Bu, depresyonun geri döndürülemez bir nörodejeneratif bozukluk olmadığını göstermektedir. Bunun yerine, beyin üzerindeki etkisi tersine çevrilebilir ve beyin iyileşebilir.

2-) Depresyon ve Anksiyete Birlikteliği Beyin İçin Tehlike

Amigdala doğrudan duygularla bağlantılıdır ve aynı zamanda vücudun algılanan tehditlere karşı savaş ya da kaç tepkisinden de sorumludur.

Danielle ve arkadaşlarının 2020 yılında yayınladıkları bir incelemeye göre, depresyon ve anksiyete birlikte ortaya çıktığında, amigdalanın boyutunun arttığını buldular. Bu, endişeli depresyonun diğer depresyon biçimlerinden farklı bir sonucu olabileceğini düşündürmektedir.

3-) Beyin İltihabı

Araştırmacılar ayrıca inflamasyon ve depresyon arasında yeni bağlantılar kuruyorlar.

Depresyonlu bazı kişilerde olağandışı bağışıklık sistemi aktivitesinin meydana geldiği bilinmektedir. Ancak iltihabın depresyona mı yoksa tam tersine mi neden olduğu hala net değil.

Depresyon sırasında beyin iltihabı, bir kişinin depresyonda olduğu süre ile ilgilidir. Sonuç olarak, önemli beyin iltihabının kalıcı depresif bozuklukla ilişkili olması daha olasıdır.

Beyin iltihabı beyin hücrelerinin ölmesine neden olabileceğinden, bir takım komplikasyonlara yol açabilir. Bunlar, beynin bir kişi yaşlandıkça değişme yeteneği olan büzülme ve azaltılmış nöroplastisiteyi içerir.

Beyin iltihabı, vücudun kimyasal habercileri olan nörotransmiterlerin işleyişinin azalmasına da yol açabilir.

4-) Yapısal Farklılıklar

Merkezi sinir sistemi, nöronlar ve vücuttaki diğer hücreler arasındaki mesajları iletmek için nörotransmitterleri kullanır.

Üç ana nörotransmitter türü vardır: uyarıcı, engelleyici ve modülatör

Bu moleküller nefes almaktan ruh haline kadar her şeyi kontrol eder. 2018 tarihli bir incelemeye göre, bilim adamları 100’den fazla tür tanımladı.

Birkaç nörotransmitter depresyonla ilişkilidir. Örneğin, başka bir 2018 incelemesi, düşük düzeyde nörotransmitterlere sahip bazı kişilerde depresyon ve kaygıyı ilişkilendirdi: Seretonin, dopmain, nöropinefrin .

Son yıllarda, depresyonla ilgili beyin devrelerini tanımlamaya ilgi duyuldu. Bir beyin devresi esasen bir nöron ağıdır. Belirli bir devrede çok fazla veya çok az aktivite, depresyon ve diğer zihinsel sağlık semptomlarının başlangıcında rol oynayabilir.

“Bağlanabilirlik” terimi, beynin farklı bölgelerinin birbiriyle etkileşime girme yollarını ifade eder. Araştırmacılar, depresyonlu ergenlerin ve yetişkinlerin beyinlerinde hem çok az bağlantı hem de çok bağlantı olduğuna dair kanıtlar buldular.

Araştırmacılar beynin frontoparietal ağında hipobağlantı veya az bağlantı gözlemlediler. Beynin ön ve yan lobları dikkat ve duyguların düzenlenmesinde rol oynar.

5-) Oksijen Kısıtlaması

Depresyon vücuttaki oksijenin azalmasıyla ilişkilendirilmiştir. Azalmış oksijen seviyeleri, depresyonun neden olduğu solunum değişikliklerine bağlı olabilir – ancak hangisi önce gelir ve diğerinin bilinmemesine neden olur.

Vücut, beynin yeterli oksijen almadığı bir durum olan hipoksiye yanıt olarak belirli bir protein üretir. Bu protein hipoksi ile indüklenebilir faktör-1 (HIF-1) olarak bilinir.

Genel olarak beyin, iltihaplanmaya, beyin hücresi hasarına ve beyin hücresi ölümüne yol açabilen oksijendeki azalmaya karşı oldukça hassastır.

Öğrendiğimiz gibi, iltihaplanma ve hücre ölümü gelişim, öğrenme, hafıza ve ruh hali ile ilgili birçok belirtiye yol açabilir. Kısa süreli hipoksi bile, yüksek irtifa yürüyüşçülerinde gözlemlenenlere çok benzer şekilde kafa karışıklığına neden olabilir.

6-) Etkileri Tersine Nasıl Çevirebilirsiniz?

Araştırmalar, depresyonun neden olduğu bazı fiziksel beyin değişikliklerinin tersine çevrilebileceğini düşündürmektedir.

Bunun için verilen öneriler başlıklar halinde şöyle sıralanabilir:

1-) Terapi almak

2-) Antidepresan almak

3-) Düzenli egzersiz yapmak

4-) Stresi azaltmak

Verilen bu başlıkların içeriğini başka yazılarımıza bırakalım. Depresyondan uzak günler yaşamanız dileğiyle

Kaynaklar

Daniela A. Espinoza Oyarce, Marnie E. Shaw, Khawlah Alateeq and Nicolas Cherbuin

J Psychiatry Neurosci November 01, 2020 45 (6) 406-429; DOI: https://doi.org/10.1503/jpn.190156

Eleni Palazidou, The neurobiology of depression, British Medical Bulletin, Volume 101, Issue 1, March 2012, Pages 127–145, https://doi.org/10.1093/bmb/lds004

Gorwood P. (2008). Neurobiological mechanisms of anhedonia. Dialogues in clinical neuroscience10(3), 291–299. https://doi.org/10.31887/DCNS.2008.10.3/pgorwood

Li, Z., Ruan, M., Chen, J. et al. Major Depressive Disorder: Advances in Neuroscience Research and Translational Applications. Neurosci. Bull. 37, 863–880 (2021). https://doi.org/10.1007/s12264-021-00638-3

https://ajp.psychiatryonline.org/doi/full/10.1176/appi.ajp.2010.09081235

https://www.hindawi.com/journals/np/2016/8056370/#copyright

https://www.healthline.com/health/depression-physical-effects-on-the-brain#effects-of-depression

Başa dön tuşu