Beyin Gücü

Gestalt İlkeleri – Gestalt Nedir, Neden Bilinmelidir, Kimler Bilmelidir?

Zihnin Oyunları

Gestalt İlkeleri – KPSS’de, Eğitim Bilimleri sınavına hazırlanmakta olan öğretmen adaylarının ezberlemeye çalıştıkları, ancak buna rağmen sınavda hatırlanması zor konuların başında Gestalt ilkeleri gelmektedir.

Birçok konuda olduğu gibi, bildiğimiz, uyguladığımız hatta yaşadığımız bir konu, karşımıza farklı isimlerle çıktığında bize yabancı gibi geliyor. Oysa öğrendiğimiz bu kavramları ve terminolojiyi gerçek hayatla ilişkilendirmiş veya yaşantımızın önemli birer parçası olarak zihnimizde şekillendirmiş olsaydık ezberlemeye gerek kalmaksızın öğrenmiş olurduk.

Gestalt Nedir? Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

Gestalt” Almancada “Biçim veya Birleşik Bütün” anlamına gelir. “Gestalt” bir çeşit konfigürasyondur. Parçalı algıların toplamda “Yeni bir bütün oluşturması” sonucuna dayanır.

20.yüzyılın başlarında, Max Wertheimer, bireylerin hızla titreyen statik hareketi algıladıklarını gösteren bir makale yayınladı; bu, bir çocuğun oyuncak takistoskopunu kullanırken aklına gelen bir fikirdi.

Wertheimer ve daha sonra ortakları olan asistanları Wolfgang Köhler ve Kurt Koffka, algının sadece duyusal uyaranları birleştirmekten daha fazlasını içerdiğine inanıyorlardı. Bu inanç, psikoloji alanında Gestalt psikolojisi olarak bilinen yeni bir harekete yol açtı.

Ancak kullanımı, bütünün parçalarının toplamından farklı olduğu fikrini yansıtır. Başka bir deyişle, beyin, mevcut duyusal girdilerin toplamından daha fazlası olan bir algı yaratır ve bunu tahmin edilebilir yollarla yapar.

Gestalt psikologları, bu öngörülebilir yolları duyusal bilgileri organize ettiğimiz ilkelere çevirdiler. Sonuç olarak Gestalt psikolojisi, duyum ve algı alanında son derece etkili olmuştur.

İlk Gestalt İlkeleri 1920’lerde ortaya çıktı. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, Alman psikolog Max Wertheimer, öğrencileri Kurt Koffka ve Wolfgang Kohler ile birlikte insanların etraflarındaki kaotik uyaranlardan tipik olarak nasıl “anlamlı algılar” kazanabileceklerini anlamayı amaçlayan bir çaba sonucu bazı ilkelere ulaştılar.

Üç Alman psikolog, “düzensizlikte düzen bulmaya yönelik” doğal zorlamayı ele alan bir dizi yasa belirlediler. Buna göre, “zihingözün gördükleri bir dizi öğeyi bir bütün olarak algılayarak ona bütüncül ve yeniden bir şekil verir.”

Psikologların bu konuya çalışmaya başladığı dönemlerde büyümekte olan endüstrideki profesyoneller görsellik ve zihin ilişkisi üzerine kurulu olan “Grafik tasarım” alanında ün yapan bu ilkeleri hızla benimsediler; tasarımcılar o zamandan beri Gestalt İlkelerini tasarımlarda kapsamlı bir şekilde kullandılar.

Gestalt İlkeleri, insanların benzer öğeleri nasıl gruplandırdığını, örüntüleri nasıl tanıdığını ve nesneleri algıladığımızda karmaşık görüntüleri nasıl basitleştirdiğini açıklayan insan algısının ilkeleridir/yasalarıdır. 

Gestalt İlkeleri, insan algısına dayalı tüm işlerde, her alandan tasarımcılar, web sitelerinde ve diğer ara yüzlerdeki içerikleri estetik açıdan hoş ve anlaşılması kolay olacak şekilde düzenleyenler tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır.

“Bütün, parçaların toplamından başka bir şeydir.” – Kurt Koffka

Gestalt İlkeleri Nelerdir?

Gestalt İlkeleri, görsel tasarımın vazgeçilmez bir bileşenidir. En yaygın olarak tanınan Gestalt ilkeleri şunlardır:

  • Benzerlik Kuralı (Law of Similarity)
  • Yakınlık Kuralı (Law of Proximity)
  • Simetri Kuralı (Law of Symmetry)
  • Süreklilik Kuralı (Law of Continuity)
  • Kapalılık Kuralı (Law of Closure)
  • Aynı Yön Kuralı (Law of Common Fate)
  • Şekil – Zemin Kuralı (Law of Figure and Ground)

Bu ilkelerden 5’ni topluca, bir figürle anlatacak olursak, aşağıdaki görselleri inceleyebilirsiniz.

Gestalt İlkeleri Topluca

1-) Benzerlik Kuralı (Law of Similarity):

Bilişsel sistemimiz, benzer elemanları anlamlı bir bütün oluşturması için gruplar. Gruplama işlemiyle, birbirine benzer birimler bir algısal bütünlük kazanır; bu, renk, büyüklük ya da şekle göre olabilir.

Gruplandırma gibi farklı disiplinlerde de kullanılan kümelemenin sebebi şekillerin renk benzerliğinden kaynaklanmaktadır.

Yakınlığa ya da büyüklüğe göre nesne bir bütünlük oluşturur.

Toplumlarda insanları bazı özelliklerine göre gruplarız; yaş benzerliğiyle çocuk, genç, yetişkin, yaşlı vb. gruplarız. Gelir düzeyi gibi demografik değişkenler gruplamayı amaçlar. Cinsel benzerliği kullanarak erkek ve dişi gruplarını algılarız.

Aynı topluluğu, giydikleri giysilerin renklerine göre de gruplayabiliriz. Aşağıdaki renkli küçük şekillerin gruplanmış halini görüyorsunuz. Renk, doku, cinsiyet vb. pek çok özellik bakımından birbirine benzer maddeler birlikte gruplanarak algılanırlar.

Aşağıdaki tabloda küçük yuvarlakların hemen renk benzerliğine göre kolayca gruplandığını görüyoruz.

Bu nokta dizisine baktığımızda, muhtemelen değişen renk sıraları algılarız. Bu noktaları benzerlik ilkesine göre gruplandırıyoruz.

WEB sayfası tasarımlarında özellikle ara yüzde benzerlik ilkesi kullanılmaktadır. Bununla, web sayfası ziyaretçisine kolay arama yolu açılmaktır.

Benzerlik kuralı

2-) Yakınlık Kuralı (Law of Proximity):

Bilişsel sistemimiz birbirine mekânsal ya da zamansal olarak yakın elemanları anlamlı bir bütün oluşturması için gruplar.

Aşağıdaki 9 kutucuk yakınlık kuralı gözetilmeksizin yerleştirilmiştir. Dolayısıyla ayrı ayrı şekiller olarak algılanırlar. Ancak kutucuklar alttaki gibi yerleştirildiğinde bütünlük sağlanır.  Halen ayrı ayrı şekiller olmalarına rağmen bu kez bir grup olarak kolayca algılanırlar.

  Yakınlık Kuralı1

Şekil 2. 1. Dağınık kutucuk şekilsiz dağılım

Yakınlık kuralı2

 Şekil 2. 2. Gruplanmış Kutucuk

3-) Simetri Kuralı (Law of Symmetry)

Beynimiz simetrik elemanları, birbirlerinden uzakta da olsalar, anlamlı bir bütün oluşturması için gruplar. Aşağıdaki şekiller birbirlerinden ayrı olmalarına rağmen simetrik oldukları için 2’li gruplar halinde algılanmaktadır.

Denge=Simetri: Bu kural tahterevalli gibi düşünülebilir.

Simetrik web sayfa tasarımları kolay anlaşılır ve ziyaretçiyi zorlamaz.

{ }  { }  { }  { }  { }  { }  { } { }

 4-)   Süreklilik Kuralı (Law of Continuity)

Bilişsel sistemimiz görsel ya da işitsel elemanlardan oluşan boşlukları birbirine bağlayıp, anlamlı bir süreklilik sağlar.

Gözümüz bir objeden koptuğu anda diğer bir objeye bakmaya devam etmek zorunda kalıyorsa süreklilik durumu ortaya çıkar.

Üstteki örnekten de anlaşılacağı üzere, bakan kişinin gözü doğal olarak bir çizgiyi (eğriyi) takip etmek durumunda kalıyor.

Süreklilik yasası, tırtıklı, kesikli çizgiler yerine, sürekli, düzgün akan çizgileri algılamamızın daha muhtemel olduğunu ileri sürer.

Süreklilik ilkesi

5-) Kapalılık Kuralı (Law of Closure):

Beynimiz bir şeklin önce bütününü hayal eder. Bundan sonra kendisine parçalar gösterildiğinde tam bir görüntüyü algılamak için öğeler arasındaki boşlukları otomatik olarak dolduruyor. Böylece önce bütünü akli gözümüzle görebiliriz.

Beynimiz görsel ya da işitsel elemanlarda oluşan boşlukları doldurup, anlamlı bir bütün oluşmasını sağlar.

Bir görseli tamamlanmamışsa veya boşluk tarafından tamamen çevrelenmemişse kapalılık durumu oluşur. Objelerin yönü de önemlidir.

Kapalılık1 İlkesi

 

kapalılık3 ilkesi

6-) Aynı Yön Kuralı (Law of Common Fate)

Bilişsel sistemimiz aynı yönü gösteren elemanları gruplar.

Bakan kişi mantıksal olarak yukarıyı gösteren ok işaretlerini gruplar. Ters tarafı veya yönü gösteren objeler ise gerilim yaratır. Bakan kişi bunu grubun bir parçası olarak görmez, farklı bir grup olarak algılar.

oklar

7-) Şekil – Zemin Kuralı (Law of Figure and Ground)

Belirsizliği sevmiyoruz, bu yüzden sağlam, kararlı öğeler arıyoruz. Aşağıdaki Rubin’s Vazosu gibi bir görüntü belirsiz değilse, önce ön planını görürüz.

şekil-zemin ilkesi

Figür-zemin ilişkisi kavramı, bu görüntünün neden bir vazo ya da bir çift yüz olarak algılanabileceğini açıklar.

Şekil/zemin birçok şekilde uygulayabilirsiniz, ancak esas olarak kontrast öğelere, örneğin, koyu bir arka plandan (yani zeminden) açık renkli metin (yani şekil) görmek gibi.

Şekil/zemin kuyusu kullandığınızda, renk teorisi, kullanıcılara görevlerinde rehberlik edebilir ve bilişsel yüklerini azaltabilir.

İnsanın algılama sistemi şekil ve zemin arasında bir ayırım yapar. Şekil, bireyin dikkatini üstünde odaklaştırdığı şeydir; zemin ise şeklin gerisinde, dikkat edilmeyen, algı alanına girmeyen şeydir.

Şekil, zeminden daha dikkat çekici, daha çarpıcı özelliklere sahiptir. Fakat bazı durumlarda şekil ve zeminin birbiriyle yer değiştirdiği, hangisinin şekil, hangisinin zemin olduğuna karar verilemediği durumlar olabilir.

Birey, bir yönden baktığında şekli zemin olarak algılayabilir. Bir diğer yönden baktığında da zemin, şekil özelliği kazanabilir. Ancak aynı anda her ikisi de şekil olarak algılanamaz.

İnsanların nesne algılamalarındaki başlıca örgütleyici eğilim, şekil ve zeminin birbirlerinden ayrılmasına ilişkindir.

Öğrenmeyle Bağlantısı

Gestalt teorisyenlerine göre, örüntü algısı veya farklı şekiller ve şekiller arasında ayrım yapma yeteneğimiz, yukarıda açıklanan ilkeleri izleyerek gerçekleşir.

Algınızın gerçek dünyayla tam olarak eşleştiğinden muhtemelen oldukça eminsinizdir, ancak bu her zaman böyle değildir.

Algılarımız algısal hipotezlere dayanır, duyusal bilgileri yorumlarken yaptığımız eğitimli tahminlerle bu hipotezler, kişiliklerimiz, deneyimlerimiz ve beklentilerimiz dahil olmak üzere bir dizi faktör tarafından bilgilendirilir.

Algısal kümemizi oluşturmak için bu hipotezleri kullanırız.

Siz de öğrenmeyi kolay hale getirmek istiyorsanız gestalt ilkelerini öğrenme etkinliklerinde kullanın!

Özet

Gestalt teorisyenleri, duyum ve algı alanlarında inanılmaz derecede etkili olmuştur.

Şekil-zemin ilişkisi, yakınlığa veya benzerliğe göre gruplandırma, devamlılık yasası ve kapatma gibi Gestalt ilkelerinin tümü, duyusal bilgileri nasıl organize ettiğimizi açıklamaya yardımcı olmak için kullanılır.

Algılarımız hatasız değildir; önyargı ve diğer faktörlerden etkilenebilir.

İyi bir sunum veya web sayfası hazırlayanların Gestalt ilkelerini göz önüne almaları önemlidir.

Zihin Haritalarına ilgi duyuyorsanız, Gestalt prensiplerinin, zihin haritalarıyla doğrudan ilgisi olduğunu bilmenizde yarar var. Bu konuda şu makaleyi de okuyunuz. 

Başa dön tuşu