Müzakerenin Doğuşu ve Müzakerenin Evrimi: Müzakerenin ilkel ve içgüdüsel doğası, insan beyninin limbik kısmından gelir. Limbik beyin, tarih öncesi atalarımızın, dil gelişiminin gerçekleştiği analitik bölge olan neo-korteks’in geliştirmeden önce sahip oldukları beynin bir parçasıdır.
Müzakerenin kökeni Latincedir; “neg otium” tembellik ya da keyif olmaması anlamına gelmektedir. Yani tembellik ve keyif kavramlarının yokluğuna işaret eder.
“Bir işle sürekli meşgul olmak” şeklinde tercüme edilebilir. İş yapmak Latince “negocio” ile ifade edilmiş ve boş zamanı olmamak, sürekli meşgul olmak anlamında kullanılmıştır.
Müzakerenin Doğuşu / Müzakerenin Evrimi
Müzakerenin içgüdüsel doğası, insanlığın maskeler takmasını gerektirdi. Daha manipülatif ve hatta daha entrikacı davranarak korkuları ve düşünceleri gizleyen insanlar, aynı cinsel duygulara sahip olmalarına rağmen baştan çıkarmanın parlatılmış medeni dilini kullanmaya başlamıştı. Parfüm bir müzakere aracı haline geldi. Yeme içmenin göze hitap eden bir sanat haline gelmesi, dans ve modanın baştan çıkartıcı araçlar olarak kullanılması gibi unsurlar beynin limbik bölgesini aktive ederek kontrolü kaybetmeye neden oldu.
Araştırmalar, erkeklerin kırmızı kıyafetli kadınları tercih ettiklerini, çünkü kırmızı renk giyen kadınları daha müsait ve seksi bulduklarını ortaya koymuştur. Başka bir araştırmada ise kadınların kahverengi gözlü erkeklere mavi gözlülerden daha çok güvendiğini ortaya koymuştur. Ayrıca kadınların suratında yara izi olan erkekleri olmayan erkeklere göre daha çekici bulduğu da tespit etmiştir. Bunun sebebi ne olabilir? Sebep açıktır; yara izleri savaşçı olmanın bir işaretidir ve bu görüntü beynin limbik bölümüne koruyucu ve kahraman bir dövüşçünün anısını getirir.
Kimyasal çekim kelimelerden daha etkilidir. İnsanlara birbirini sevdiren nedir? Hiç aklımdan çıkmayan bu kişiyi nasıl tavlarım? Nasıl baştan çıkarırım? Dünyanın dört bir yanında insanlar, hoşlandıkları kişileri nasıl kollarının arasına alabileceklerini merak etmeye devam ediyor.
Müzakereyi cinsellik yani üreme, karşındakinin ruhunu ve vücüdunu ele geçirme sanatı olarak görmek, gücün, ortamın, ilişkinin, tavizlerin, seçeneklerin, çıkar alanlarının ve zamanın nasıl nihai sonuç olan sekse varmak için kullanılan araçlar olduğunu görmenin bir yolu olabilir.
Yeni çıkan “Yeni Müzakere Teknikleri” başlıklı kitabımızda da konuya beynin limbik bölgesiyle başlarken aynı zamanda göz zevkine hitap eden hoş bir atmosferde hayal gücünü ve hayalleri tetikleyerek müzakereyi yürütmek istersiniz.
En etkili dünya liderleri, CEO’lar ve en iyi avukatlar hayal gücünü yönetebilen, karşısındakinin zihninde imgeler yaratabilen, hayalleri dile getirebilen ve kişide “Bu iyi ve doğru” hissini yaratanlardır.
Kaynak: Buzağıcıoğlu, Onur ve Yann Duzert. Yeni Müzakere Teknikleri. İstanbul: Cinius Yayınları, 2019.
