Hafıza Geliştirme

Fil Hafızası – Filler Gerçekten Unutmaz mı?

Dişleri için Fil öldürmeye son!

Fil Hafızası – İnsanlar her şeye ticari bir meta gözüyle bakmaya başladığından bu yana, varlıkların değeri ve yaşama hakkı insanın menfaatiyle ölçülmeye başladı. Oysa bu durum, insanın mantık yürüttüğü “faydayı takip et” düşüncesiyle ters orantılıydı. Çünkü “faydayı takip eden, zarara uğrar!

Mesela filler; uzun bir süredir katlediliyor; sebebi de “diş”i, yani filin dişini söküp almak, fildişinden enva-i türlü ürünler çıkarmak. Hatta, Çin, Japonya ve Hindistan fildişinden heykel üretmekte meşhur. İnsan ne kadar zalim değil mi? Bir yandan kendi çıkarı için hayvanları yok ederken, diğer yandan ekolojik sistemin bozulmasından dolayı üzülüyor. Yani, “kendim ettim kendim buldum” gibi bir durum söz konusu. Neyse ki, vicdan ve akl-ı selim hakim oldu da filleri korumak ve ekolojik denge içinde fillerin yaşamına dikkat çekmek için her yıl 12 Ağustos “Dünya Fil Günü” ilan edildi.

Aslında size fil hafızasıyla ilgili bir makale sunmaya niyet etmiştim; ne yazık ki fillerin maruz kaldığı dramla karşılaşınca, fil hafızasından önce onların yaşam haklarını elinden alan zalim insanların, dünyaya nasıl da zarar verdiğini göstermek istedim.

Fillerin hayatını incelemenizi önerip, konumuza dönelim.

Fil Hafızası – Bu dev gibi, biçimsiz görünen hayvanların kocaman kafalarında taşıdıkları kocaman bir beyin var. İnsanlar bazen ya bu kocaman cüsseden veya kocaman kafadan dolayı, onun olağanüstü bir hafıza gücüne sahip olduğunu düşünerek, hafızası güçlü insanları “Fil hafızalı” şeklinde tanımlıyorlar.

O zaman, kendi içinde birbiriyle çelişen üç soru soralım: 

1- En fazla nörona filler mi sahiptir?

2- Filler neden en zeki hayvanlar değildir? 

3- Filler gerçekten olağanüstü bir hafızaya mı sahiptir?

mi

Birinci sorudan başlayalım:

Fil Hafızası – Sadece 300 nörondan oluşan bir beyne sahip olan yuvarlak solucanları düşündüğümüzde, inanılmaz çeşitlikteki hayvanlar aleminde, her bir türün farklı nöron sayılarına sahip olduklarını görmemiz mümkün.

File baktığımızda da olağanüstü bir beyin yapısı ile karşılaşıyoruz.

Ortalama olarak, bir filin beyni bir insan beyninden üç kat daha büyüktür; 1,4 Kg ağırlığındaki insan beyninde 100 milyar civarında nöron varken, 5 Kg ağırlığındaki fil, yaklaşık 250 milyar nörona sahip bir beyin taşımaktadır. 

İkinci soruya dönelim ve tekrarlayalım:

Fil Hafızası – Filler bu kadar fazla nöronlu bir beyne sahip oldukları halde, neden en zeki hayvanlar değildir? Neden insan türü dünyanın en zeki yaratığıdır? Neden, 3 katı nörona sahip bir fil, insan karşısında zayıf, aciz ve zavallı duruma düşmektedir?

Yukarıda belirttiğimiz gibi, insan türü en fazla nörona ve en büyük beyne sahip değildir. En büyük yüzey alanına sahip beyne de sahip değiliz. Oysa yunuslar inanılmaz derecede karmaşık beyin kıvrımlarıyla orada bizi geçiyorlar. 

Beynin büyüklüğü ile vücut boyutuna baktığımızda ve fil ile kıyasladığımızda, beynimizin şu andaki büyüklüğü, olması gereken büyüklükten 7 kat daha fazla. Eh, fena değil ama bu açıdan da kıyaslarsak beyin büyüklüğü bakımından diğer hayvanlardan hala gerideyiz. 

İnsanı daha zeki yapan nedir?

Bizi zeki yapan beynin boyutları, büyüklüğü veya nöron sayısı değildir. O halde, neden kocaman bir beyni ve daha fazla nöronu olan bir filin, bir insandan daha akıllı olmadığını anlayabiliriz. 

MH-E

İnsan beyni ve Fil beyni birden fazla yönden farklıdır.

Fil Hafızası – Her memeli beyni, serebral kortekste bulunan yaygın bir beyin hücresi türü olan piramidal nöron  ordusunu içerir. 

Piramidal hücreler (piramidal nöronlar) Nedir? Beyinde, serebral korteks, hipokampus ve amigdala bölgelerinde bulunan bir tür çok kutuplu sinir hücresidir. Piramidal nöronlar, memelilerin prefrontal korteksinde ve kartikospinal yolda birincil uyarma birimidir. 

Piramidal nöronlar, birden fazla kaynaktan bilgi alır ve ardından devredeki bir sonraki nörona tek bir mesaj gönderir. Bu hücreler kalın bir kısa dendrit ormanına ve kökleri yerden çekilmiş bir ağaç gibi tek bir uzun dendrite sahiptir. Ama filler öyle değildir. Piramidal hücreleri daha çok birkaç uzun dalı olan uzun bacaklı örümceklere benzer.

Piramidal Hücreler

İnsanlarla karşılaştırıldığında, fil beyni daha fazla kortikal alana ve bilgi barındıracak daha az nörona sahiptir. Beyinleri insanlardan üç kat daha büyük olmasına rağmen, ancak korteksleri nöronların yalnızca üçte ikisini içermektedir. Bu, nöronal hücre gövdelerinin ve dendritlerinin fil korteksi oluşurken yayıldığı anlamına gelir. 

Korteks, beynin bir çok “yüksek bilişsel işlevler” ve zeka ile ilişkilendirdiğimiz kısmıdır. Fil beyin hücreleri, hareketler için kullanılan beyincik gibi alanlarda yoğunlaşmıştır. Beyincik, beynin Pons kısmındadır ve savunma mekanizmalar ile güvenliği önceleyen beynin bir bölümdür.

Neandertallerin (Mağara adamı)  bizden daha büyük beyinleri olduğunu tahmin ediyoruz; 1600 cm3‘lük bir beyin kapasitesine sahiptiler. 

Araştırmacıların incelemesine göre, Neandertal beyin maddesi ile şimdiki insan beyin maddeleri incelendiğinde insanın mini beyinleri güzel, pürüzsüz kürelerdi, oysa Neandertal beyinleri daha çok patlamış mısıra benziyordu.

Sonuçlar hala net değil, ama bizi şu noktaya getiriyor:

Beyin yapıları karmaşıktır. Beyin, nöronların ve destek hücrelerin homojen bir kütlesi değildir. Beyin kendisine göre bir yapıya sahiptir; nöronlar, sütunlar ve katmanlar oluşturur, belirli bilgileri göndermek ve almak için belirli yollara sahiptir. Nöronların yapılandırılma ve bağlanma şekli, bilgiyi neyi ve nasıl işlediklerini etkiler. 

Farklı hayvanların farklı ihtiyaçları, farklı duyuları ve farklı bedenleri vardır. Beyin tüm bunlarla başa çıkmak için oluşturulmuştur. Bir filin bir yiyeceği alabilmek için hortumunu kontrol etmesi gerekiyor; yoksa bizim gibi iyi notlar almak için matematik problemlerini çözmeye çalışmaz.

Başta da belirtildiği gibi, doğa şaşırtıcı bir yaşam ve beyin çeşitliliğine sahiptir. Tüm hayvanların beyni milyonlarca yıl içinde şekillendirildi. Her organizma, kendi çevresi içinde işlev görmektedir. Dolayısıyla fil beyni, bir filin kesinlikle mükemmel bir şekilde yaşaması için ona yeterlidir. Her canlı kendi hayatının zirvesini yaşamaktadır.

İnsanların hayatta kalma taktikleri ve coğrafi-sosyal zorlukları vardı. Elbette pençelerimiz yoktu; fiziksel olarak en küçük hayvan bile bize zarar verebilirdi. Yine çok büyük ve çok güçlü değildik; ancak…

Ancak, akıllı ve sosyaldik. Diğer ölçümlerin aksine, serebral korteksimiz diğer hayvanlara kıyasla genellikle üstte çıkar. Diğer primatlarla karşılaştırıldığında bile, korteksimiz, büyüklükten çok organizasyon açısından, hayret vericidir. Beynimizin çok fazla yakıta ihtiyacı vardır ve bunun için yemek pişirerek, diğer canlılar üzerindeki üstünlüğümüzü ve onları kullanmaya başladığımız varsaymayı çok mantıklı hale getiriyor.

Mega Mental Aritmetik - Çocuklar için Konsantrasyon ve Zeka Eğitimi

Zeki Olmayı Etkileyen Faktörler Nelerdir?

Fil Hafızası – Zekâ anlaşılması zor bir kavramdır. Bir türü diğerinden daha akıllı yapan şeyin ne olduğundan emin değiliz. Kesin cevaplara sahip olmamız biraz zaman alacak, ancak bunun birçok faktörle ilgisi olduğunu biliyoruz. Bunlar arasında;

Beyin büyüklüğü, nöron sayısı, bağlantı sayısı, farklı yapılar, yoğunluklar, nasıl bağlandıkları, bunların hepsi zeka oluşumunda rol oynar. 

İnsanların neden diğerlerinden daha zeki olduğunu düşünüyoruz, ama bazı hayvanların neden diğerlerinden daha zeki olduğu konusunda açıklayıcı bilgilere sahip değiliz. 

Bir fil, bir insan kadar zeki değildir, çünkü bir fil beyni, fil gibi şeyler yapmak için oluşturulmuş ve fiberlenmiştir. İnsan beyni, filin yaptığını değil, insan olarak yapması gerekeni yapar; ama aklımızla filleri öldürmeyi iyi biliriz. Ne korkunç!

Demek ki, önemli olan beynin nöron sayısı veya hacimsel olarak, büyüklüğü değil; onu nasıl kullandığımızdır önemli olan.

Dördüncü soruya dönelim ve soralım:

Filler gerçekten olağanüstü bir hafızaya mı sahiptir?

Filler, motor beceriler ve duyusal girdilerle bağlantılı olarak, beyinciklerinde nöronların neredeyse % 98’ini depolar. 

Serebellumun (beyincik) büyüklüğü filin büyüklüğü ile bağlantılıdır; sadece gövdelerinde 100.000 kas lifi vardır. 

Bir filin beyninde, beynin yüksek zeka ile bağlantılı bölgesi olan serebral korteks çok sağlam değildir. Bununla birlikte, bazı filler, araçlarla problem çözme ve arkadaşlarını ve ailelerini tanıma yeteneğini göstermiştir.

Fil Hafızasına Örnekler

Fil Hafızası – Bir filin hafızası söz konusu olduğunda, bilim adamları hafızanın kapsamını kavrayamayabilirler, ancak fillerin davranışlarını gözlemleyerek buna sahip olduklarını biliyorlar. 

Fil anaları, önceki kuraklıklarla ilgili deneyimlere dayanarak su yataklarını veya göletlerin yerini hatırlama, arkadaşlarını veya düşmanlarını hatırlama yeteneğini gösterdi. 

Otlakları korumak için filleri öldürmesiyle bilinen Afrika Masai kabilesinin erkekleriyle ilgili yapılan gizli kayıtlarda, Masailerin filleri öldürme girişimlerine karşı, filler savunmaya geçerek kendi sürülerini sesleriyle koruma altına almışlardır.

Sonunda, araştırmacılar filler ve onların uzun dönem hafızaları hakkında onlarca yıl öncesine göre daha fazla bilgiyi anlıyorlar. Ancak anlayamadıkları iki nokta, fil sürülerinin göletleri nasıl buldukları ve kaybolan yavru fillerin çıkardıkları sesleri “nasıl” hatırladıklarıdır.

Sonuç: Fillere Kıymayın!

Fil Hafızası – Filler, diş avcılığının verdiği ıstıraptan hemen kurtulamıyorlar. Fil hafızası insan gibi olmasa da kendilerine yapılan zulmü unutamıyorlar. Hatta BBC belgeseline göre bu ıstırabın iki nesil sürdüğü söyleniyor. Bu da 15-20 yıl demektir.

Fillerden öğrendiğimiz bir başka bilgi şu ki, filler doğal yollardan ölürse aile yapıları zarar görmüyor ama kaçak avcılık kurbanı olurlarsa bunun aile üzerinde meydana getirdiği travma o kadar büyük oluyor ki en azından bir jenerasyon boyunca iyileşemiyorlar.

Aynı şey, sizin ailenize yapılsa, siz unutur muydunuz?

“İnsanca” duygular taşımak için önce “insan” olmak gerekir. 

Şimdi karar verin: Beynin büyüklüğü mü önemli yoksa işlevselliği mi?

Mega Hafıza Eğitim Setleri

Başa dön tuşu