Holografik Beyin Teknikleri – Türkiye’de çok büyük bir okur grubu beyin temelli eğitimlerle ilgili olarak Mega Hafıza’yı takip ediyor. Bu nedenle hafıza eğitimi, beyin eğitimi, konsantrasyon ve anlayarak hızlı okuma gibi konularda tereddüt ettikleri bir şey olduğunda da çok sayıda eposta mesajı alıyorum. Münferit sorulara münferit cevaplar yazarken, çok sayıda ortak olan sorulara genellikle bir makale yazarak detaylı cevap vermeye çalışıyorum.
Daha önce de “NLP ile 5 günde İngilizce mümkün mü?“, “NLP ile matematik dahisi olmak mümkün mü?” gibi çok sayıda gelen sorulara bu şekilde cevap vermiştim. Bu sorularla ilgili yazdıklarımı ve gönderdiğim filmi henüz izlememiş olanlara aşağıdaki resme veya linke tıklayarak ilgili yazıyı da okumalarını tavsiye ediyorum.
NLP İLE 5 GÜNDE İNGİLİZCE MÜMKÜN MÜ?
Yeni konumuz “Holistik Beyin Teknikleri” üzerine. Önce Ankara’dan arkadaşım Göksan Arman telefon etti. “Ayşe Arman’ın yazısını okudun mu?” dedi. “Ne olduğuyla ilgili bir mesaj at bakayım” dedim.
O hafta sonu İstanbul’da Mega Hızlı Okuma eğitimim vardı. Eğitime katılan Sn. Ayhan Eren, Ayşe Arman’ın yazısını çantasında getirmişti. “Hocam bu konuda ne düşünüyorsunuz?” diye sordu.
Aynı günün akşamı Mega Hafıza’nın eposta üyesi Sn. Hatice Akgül’den bir mesaj aldım;
HOLOGRAFİK BEYİN TEKNİKLERİ (!)
Merhaba Melih Bey ,
Umarım bu mesajımı okuyup konu hakkında beni aydınlatabilirsiniz.
Muhtemelen okumuşsunuzdur. Geçen hafta sonu Ayşe Arman’ın köşesinde Holografik Beyın Tekniklerini Rusya’da öğrendiğini ve kızına eğitim verdiğini belirten Sevda Bakankuş’un röportajı vardı. Okuduğumu zaman çok etkilendim, ama doğruluğuyla ilgili tabii ki herkes kadar şüpheyle baktım.
Kendisiyle mail üzerinden irtibata geçtim ve bugün beni aradılar. Bununla ilgili eğitim almak istediğimi, ama önce inanmak istediğimi belirttim.
Bu konuya ne kadar inanılabilir ve bunun suistimal edilme durumu söz konusu mu? Bununla ilgili sizden destek alma şansım var mı?
./..
Bunu diğer mesajlar izledi. Evet, iddialar ciddi. Hatta konu insanlara gözü kapalı okuma eğitimleri vereceğini iddia edecek bi seviyeye kadar gelmiş.
HOLOGRAFİK BEYİN EĞİTİMİ VE GÖZÜ KAPALI OKUMA MÜMKÜN MÜ?
Önce iddiayı özetleyelim.
Rusya’da yaşayan Vyacheslav M. Bronnikov adında bir şahıs Bronnikov Metodu (Bronnikov Method) veya Türkçe “Holografik Beyin Teknikleri” denen bir yöntemle gözü kapalı görme ve okuma eğitimi verdiğini iddia etmektedir.
Ülkemizde de Ayşe Arman röportajıyla “Hologrofik Beyin Eğitimi” veya “Holistik Beyin Teknikleri” gibi yeni kavramlarla ortaya çıkan bazı kişiler (Sevda Bakankuş vb.) sanki beyinde bir ekran açılıyormuş da, o ekrandan TV izler gibi herşeyi görüyorlarmış gibi insanları yanıltmaktadırlar. Bu röportajda gözden kaçan bazı önemli noktalara aşağıda ayrıca dikkatinizi çekeceğim.
Ülkemizdeki bırakalım Bronnikov öğrencilerini ve takipçilerini, bizzat Vyacheslav M. Bronnikov’dan eğitim almış olan Vladimir Bronnikov’un neler yapabildiğine bir bakalım. Holografik Okuma, Holografik Egitim ve Göz Kapalı iken görme eğitimi var mı ve gerçek mi acaba? Mucize beklerken, eminim düş kırıklığına uğrayacaksınız.
ESO.TV yetkilileri bu yöntemin gerçek mi?, yoksa bir hile mi olduğunu anlamak için Moskova’ya gidip, buradaki Bronnikov okulunda Viladimir Bronnikov’u onu test etmişlerdir. Aşağıda bu test sırasında çekilen filmi izleyeceksiniz.
İLGİNÇ, SADECE GÖZ SEVİYESİNİN ALTINDAKİLERİ OKUYABİLİYOR (!)
Filmde Bronnikov’un göz seviyesinin altındaki şeyleri okurken, göz seviyesinin üzerindeki şeyleri okuyamadığını göreceksiniz. Ayrıca Bronnikov’dan bu denemeleri kendi göz maskesinin dışında daha güvenilir başka bir göz maskesiyle yapması istendiğinde bunu yapamadığını ve hatta reddettiğini hayretle izleyeceksiniz.
İşte Film;
İnsanlarda bizi şaşırtan iki türlü mucize vardır. Birincisi kişinin Allah’ın bir lütfu olarak sahip olduğu özel şahsi yetenekler, ikincisi ise illüzyon sanatının ustalarının mucize gibi görülmesini istediği olaylar.
Çok nadir olsa da, bazı insanlar dünyaya bazı eksiklerle gelirken, Yaratıcı’nın bir lütfu olarak da bazı şahsi meziyetlerle gelirler. Örneğin en basit bir dört işlemi yapamayan zeka seviyesi düşük bir çocuk söylediğiniz bir tarihin anında hangi gün olduğunu bilmekte ve sorulduğu anda saatin kaç olduğunu hassas olarak söyleyebilmektedir. Gerçek olan bu tip örneklere “Zihinsel Matematik ve Hafıza Teknikleri” setimizin birinci kitabında kısaca değinmiştim.
Yine Sherashevsky adında yıllar önce yaşayan bir kişinin de herhangi bir teknik kullanmadan mükemmel bir hafızaya sahip olduğu üzerinde durmuştuk. Bu konuyu merak edenler ve henüz bu ücretsiz kursumuza üye olmamış kişiler aşağıdaki “7 Ücretsiz Beyin Eğitimi” linkine tıklarak üye olup daha detaylı bilgi sahibi olabilirler.
Yine elini kapalı bir dolap veya kutu üzerine koyan bir Rus bayanın dolap veya kutu içinde nelerin olduğunu % 90 tahmin edebildiğini İngilizce bir makalede okumuştum. Bunu nasıl yaptığını açıklayamayan bu Rus bayan, örneğin elleri ıslak olduğu zaman bu tahminleri yapamamaktaydı. İlginç olan, elleri ıslak olunca nelerin değiştiğini kendisi de açıklayamamaktadır.
Bu özel münferit şahısların hiçbiri sahip oldukları bu özel şahsi yetenekleri başkalarına öğretememişlerdir. Çünkü kendileri de bu işleri nasıl yaptıklarını bilmemektedirler. Bu durum onların beynindeki bir kısa devre vb. bir etkiyle otomatik olmaktadır. Yani bu insanlar birinci gruba giriyor.
HOLOGRAFİK BEYİN TEKNİKLERİ BİR İLLÜZYON TUZAĞI
İkinci grup insanlar illüzyon sanatının ustaları. Bu insanlar yaptıkları işte yaratıcı bir hile (göz yanıltması) kullanarak inanılması zor işler yapıyorlar. Örneğin sihirbazlar bu grubun başrol oyuncuları. İllüzyon sanatıyla uğraşan gençler son zamanlarda kendilerine sihirbaz denmesini istemiyorlar. “Mentalist” denmesini ve işin içine biraz mistiklik katmak istiyorlar. Yapılan işin bir illüzyon olduğu söylenerek yapılıyorsa hiçbir itirazım yok. Hatta bu insanları takdir ettiğimi ve alkışladığımı da söylemeleyim. Çünkü hilelerinde birçok yaratcılık ve yaratacı düşünme ürünü var.
TV’LERDE YAPILAN SAHTE İLANLAR
Ancak yapılan işin hile yapılarak gerçekleştirildiği halde bunun gerçek olduğunu ifade etmek insanları yanıltmaktır. Bunun en son örneklerinden biri yönetmen Sinan Çetin’in inandırıcılığının da kullanıldığı URI Geller odaklı yapım olan Sinan Çetin’le FENOMEN adlı televizyon programında da yapılmıştı. Sinan Çetin’in inandırıcılığında programa katılan bir kişi (tabii sihirbaz) fotografik bir hafızaya sahip olduğunu söyleyerek bir deste iskambil kartını süratle tarayarak hafızasına yerleştirmiş ve sonra da hepsini hatırlamıştı. Hatta bunun bir dünya rekoru olduğu da televizyonda ilan bile edilmişti.
Kullanılan konu benim dünya derecem olan iskambil kartlarının hafızada tutulması ile ilgiliydi. Tabii hilenin ne olduğunu hemen anlamıştım. Kartların arkası başkasının anlayamayacağı şekilde işaretlenmiş, kişi kartları hafızasına bile yerleştirmemişti. Sonra kartların arkasındaki işaretlere göre sanki hatırlıyormuş gibi kartları saymıştı. Tabii bu kişi için hep birlikte şu soruyu sormalıyız;
Bu kişi madem iskambil kartlarının hafızada tutulması konusunda Sinan Çetin’le FENOMEN programında dünya rekoru kırıyor da, acaba neden MEMORIAD dünya hafıza olimpiyatlarına katılıp da bu yeteneğinin gerçek olduğunun tescil edilmesini sağlamıyor. Çünkü Memoriad’da hile yaparak insanları kandırması mümkün değil. Çünkü Memoriad dünya hafıza olimpiyatlarına katılan insanlar hafıza teknikleri ile beyinlerini kullanarak bu işi başarmak zorundalar. Çünkü kartlar bilgisayar tarafından karılıyor ve arkaları önceden işaretlenemiyor.
Neyse, konumuz şu anda Memoriad hafıza olimpiyatları değil. Bu konuya başka zaman tekrar değiniriz. Ancak hafıza ve beyin eğitimine ilgi duyan ve bu konuda yarışmak isteyen insanların gelişmelerden haberdar olmak için aşağıdaki web adresini ziyaret ederek üye olmalarını tavsiye ediyorum.
Şimdi gelelim Ayşe Arman’ın röportajından bazı alıntılara ve tespitlere;
HOLOGRAFİK BEYİN TEKNİKLERİ – AYŞE ARMAN’IN RÖPORTAJI
Ayşe Arman: İnsan, bu teknik sayesinde ne öğreniyor?
Sevda Bakankuş: Kendisinin farkına varıyor. Ne kadar güçlü olduğunu kavrıyor. Ama ben bu bilgileri karşımdakine öğretirken ona bir lütufta bulunmuyorum, sadece beyinde kullanmadığı alanları nasıl kullanabileceğini öğretiyorum. İnanın, bu da çok olağanüstü bir şey değil, herkes yapabilir.
BAŞLANGIÇTA HERKES YAPABİLİR DİYORLAR, AMA SONRASINDA…
1-) Röportajın bu kısmında Sevda Bakankuş Bronnikov metodunu herkesin yapabileceğini söylüyor.
Sevda Bakankuş: Beynimizde bir biyoekran var. O açılıyor, her şeyi görüyoruz ve orada her şeyi yapabiliyoruz.
Ayşe Arman: Siz de benim buna inanmamı mı bekliyorsunuz!
(Arıtan Yayınları’nın sahibi Aydın Arıtan söze giriyor…)
Aydın Arıtan: Ben de Sevda Hanım’ın seminerlerine katıldım. O Rus hocalardan teknikleri öğrendim. Hatta çocuklarım ve hanım da katıldı. Bu arada, ben bu konuda pek çok kitap yazdım, hatta diyebilirim ki “hologram” ve “holistik” konusunda Türkiye’de en çok yazan insan benim. Sevda Hanım “Böyle böyle bir eğitime başlıyoruz” deyince, dahil olduk. Birkaç aşamalı bir eğitim. Önce bir biyoenerji çalışması yapıldı. Bu çalışma, zihinle beden arasındaki ilişkiyi gevşetmek ve beyne daha geniş kullanım imkânları tanımak için yapılıyor. Bu 10 ders devam etti.
Ayşe Arman: Peki siz beyninizin atıl bölümlerini kullanabiliyor musunuz?
Aydın Arıtan: Maalesef. Hayata analitik baktığım için o süreçler bende iyi işlemedi.
KİŞİ NASIL KISA SÜREDE UZMAN GİBİ KONUŞTUĞUNU BİLMEDİĞİNİ SÖYLÜYOR!
2-) Birinci tespitimizde Sevda Bakankuş Bronnikov metodunu herkesin yapabileceğini söylemişti. Burada Sevda Bakankuş ile bir iş ortaklığı olduğu sezilen ve metodun gerçek olduğunu destekleyen konuşmalar yapan Aydın Arıtan bırakın Sevda Bakankuş’tan, onu eğiten Rus hocalardan bizzat eğitim aldığını söylüyor. Bu arada Ayşe Arman’ın “Peki siz beyninizin atıl bölümlerini kullanabiliyor musunuz?” sorusuna ne cevap veriyor. Hani Sevda Bakankuş Bronnikov metodunu herkesin yapabileceğini söylüyordu.
Ayşe Arman: Hadi beyefendinin bir sürü kitabı var, ama sizin iki sene öncesine kadar bu konuda bilginiz yok, nasıl oluyor da şimdi uzman gibi konuşuyorsunuz…
Sevda Bakankuş: Ben de bilmiyorum bu sorunun cevabını…
(Aydın Bey atlıyor…)
Aydın Arıtan: Ben size Sevda Hanım’la ilgili gözlemimi söyleyeyim, ilk tanıştığımızda bu işlerden gerçekten anlamıyordu. Arkasından da söylüyorum, yüzüne de, resmen zihninde bir açılma oldu. Şimdi bu konuda yıllarca kafa patlatmış, bir sürü kitap okumuş biri gibi konuşuyor, beni de şaşırtıyor, pek çok şey öğreniyorum kendisinden, üst düzey bir bilgiye sahip.
(Sevda Hanım hafif utanıyor…)
ZİHİNDE TV EKRANI AÇILIYOR İDDİASI (!)
3-) Bu konuşmalardan Sevda Bakankuş’un Aydın Arıtan’ın desteğine ve ince ayarına ihtiyacı olduğu anlaşılıyor. Aydın Arıtan Sevda Arıtan’ın zihninde de o TV ekranı gibi birşeyin açıldığını ima ediyor. Anlaşılan Sevda Bakankuş Bronnikov Metodunun piri olmuş.
Ayşe Arman: Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz?
Sevda Bakankuş: Hayır Ayşe Hanım, bizim beynimiz tüm bunları yapabiliyor. Beyninize bir video kamera kuruyorsunuz ve diyorsunuz ki “Şu anda bir doğum günü partisi yapılıyor, hediyeler veriliyor bunu kaydet, yarım saat sonra tekrar bakacağım.” O arada başka işler yapıyorsunuz, yarım saat sonra beyninizdeki o kasedi tekrar seyrediyorsunuz.
ANNESİ KIZINA ÖĞRETİYOR, AMA ANNESİ YAPAMIYOR!
4-) Bu işin eğitimini veren ve bilen kişi Sevda Bakankuş beyine bir video kamera kurduğunu söylüyor. Ben röportajın bu bölümünde şahsen onun bu işi nasıl yaptığını bizzat test etmek ve bunun imkansız olduğunu göstermek istiyorum. Ama bakın bu test yapma isteğim röportajın bir yerinde hayal kırıklığına uğruyor. VE İP BU NOKTADA KOPUYOR.
Ayşe Arman: Nasıl yapabiliyorsun? Renklerin enerjisini biliyorsun da o yüzden mi?
Aylin (SevdaBakankuş’un Kızı): Evet. Eğitimin ilk başında renkleri öğrendik. En sıcağı sarı, sonra kırmızı geliyor, öyle gidiyor. Onların enerjisini bilince görmeye gerek kalmıyor, dokununca anlıyorsun. Ve ekranımda o renk beliriyor. Bunu çok kolay yapabiliyorum. Daha zorunu deneyelim. Masaya renkli bir sürü şey koyun, bir iki tanesini çıkarın ben size hangi renkleri çıkardığınızı söyleyeyim…
Ayşe Arman: Yapabilir misin gerçekten?
Aylin (SevdaBakankuş’un Kızı): Evet.
(Yapıyor. Resmen yapıyor. “Turuncu ve kahve gitti” diyor. Ben dumur oluyorum!)
Ayşe Arman: Bu nasıl oluyor?
Aylin (SevdaBakankuş’un Kızı): Oluyor işte. Annem öğretti.
Ayşe Arman: PEKİ O YAPABİLİYOR MU?
Aylin (SevdaBakankuş’un Kızı): YOK HAYIR, O ÖĞRETEBİLİYOR.
HERKES YAPABİLİR DENİYOR, AMA ÖĞRETEN YAPAMIYOR
5-) Hani Sevda Bakankuş en başka bu işi herkesin yapabileceğini söylüyordu. Herkesin yapabildiğini söylediği şeyi maalesef kendisi bile yapamıyor. Bu noktada benim onu bizzat test etme isteğimden de kurnazca kurtuluyor. İLGİNÇ DEĞİL Mİ?
Ayşe Arman: Sen bize şu beynindeki ekranı bir anlatsana…
Aylin (SevdaBakankuş’un Kızı): Plazma televizyon gibi. Önceleri yavaş açılıyordu şimdi pıt diye açılıyor.
Ayşe Arman: Ekran beyaz mı?
Aylin (SevdaBakankuş’un Kızı): İstediğim renk yapabiliyorum. Her şeyi o ekrana kaydediyorum, bazen de tekrar geri alıp izliyorum. Fotografik hafızam da var. Bir şeyi bir saniye görmem yetiyor. Ekranımda beliriyor, ona bakıp uzun uzun anlatabiliyorum.
6-) Şimdi gelelim Sevda Bakankuş’un ve kızının beyinde bir video kamera kuruyoruz ifadesine. Ona kayıt yapıyoruz ve daha sonra izliyoruz diyorlar. Özellikle böyle bir yetenek okul kitaplarına bakıp onları video kameramıza kaydedip, daha sonra sınavda soruları cevaplarken o videodan ilgili bilgileri izlememizi sağlayacak bir imkan sağlayabilir gibi görünüyor. Muhtemelen Sevda Bakankuş’un kızı Aylin de böyle yapıyordur diye düşünüyorum. Bu düşüncem de sınıfta kalıyor ve röportajın aşağıda verilen bölümünde hayal kırıklığına uğruyorum;
Ayşe Arman: Bu özelliğini okulda kullanmıyor musun? İmtihana girmeden önce filan…
Aylin (SevdaBakankuş’un Kızı): Yok, hayır. İstesem yaparım ama yapmıyorum.
İSTESEK TEKNİKLERİ OKULDA DA KULLANIRIZ, AMA KULLANMIYORUZ İDDİASI KOMİK
7-) Ayşe Arman’ın sorusu güzel. İddialar burada bir kez daha kopuyor. Cevap ise özet olarak şöyle; İstediğimiz şeyi beynimizde açılan ekrana kaydediyoruz. Sonra onu izliyebiliyoruz. Hatta fotografik hafızamız var. Bir şeyi bir saniye görmemiz yetiyor. İstesek bunu okulda da, sınavlarda da kullanırız, ama kullanmıyoruz. PEKİ NEDEN? Çünkü bu iddiaların büyük bir çoğunluğu gerçek değil.
Aylin’in belki renklerle vb. şeylerle ilgili bazı şahsi yetenekleri olabilir. Buna itirazım yok. Ancak bunun öğretilebilir ve bir fayda sağlayacak gibi sunulması yanıltıcı. Örneğin, diyelim ki Aylin dokununca renkleri gözü kapalı biliyor. Bu bizim ne işimize yarayacak?
Bu yazının en başında Bronnikov’un okulunda eğitim görmüş olan Vladimir Bronnikov’un neler yapabildiğini izlemiştik. İsterseniz biz Sevda Bakankuş’un kızını değil, Bronnikov metoduyla Moskova’da eğitilmiş bir başka kız öğrencinin ESO.TV yetkililerince test edildiğinde ne sonuç alındığını izleyelem. Ne dersiniz?
İşte film;
Benden bu kadar. Karar sizin.
Tüm hayallerinizin gerçekleşmesi dileklerimle…