Hayat Boyu Öğrenme – Türkiye’de eğitim tartışmaları çoğu zaman yanlış bir yerden başlar. Sorunlar büyür, sonuçlar ağırlaşır ve sonunda hedef tahtasına hiç ilgisi olmayan bir kavram oturtulur; “Tamam, bunu anladım.” denilir. Zaten kavram katili entelektüel bir toplumumuz var; herkes her işten anlıyor. Anlayamayacak olurlarsa kavramların içini boşaltıyorlar. Kavramların içini boşaltmakla kalmıyorlar, onları zaman seline bırakıp unutuyorlar.
Bunlardan biri “Hayat Boyu Öğrenme” kavramını üreten pedagojidir. Pedagoji, çocuk ve ergen eğitimi olarak az çok anlaşılırken, andragoji zaten neredeyse hiç bilinmiyor. Asıl problem ise bu kadar bilinmezlik ve kargaşa içinde pedagojinin doğası gereği çocuklara özgü olan varsayımlarının, yetişkin öğrenmesine de aynen taşınmasıdır.
Bugün üniversitelerde, hizmet içi eğitimlerde, halk eğitim merkezlerinde ve hatta yaşlı eğitiminde bile hâkim olan dil; not, müfredat, kontrol, dış motivasyon ve öğretmen merkezliliktir. Bu durum, yetişkin öğrenmesini güçlendirmek yerine zayıflatmakta; öğreneni pasifleştirmekte, öğrenmeyi anlamdan koparmaktadır.
Bu makale, pedagoji ve androgojinin birbirlerinden neden ayrı, ama her ikisinin de gerekli ve ertelenemez bir eğitim paradigması olduğunu tartışmaktadır.
Pedagoji:
Çocuk ve Ergen Eğitimi İçin Bilimsel Bir Zorunluluk
Pedagoji, tarihsel bir alışkanlık değil; gelişim psikolojisine dayalı bilimsel bir zorunluluktur. Çocuklar:
-
Bilişsel ve duyuşsal olarak tam olgunlaşmamıştır.
-
Öz düzenleme becerileri sınırlıdır.
-
Deneyim repertuarları dardır.
-
Neyi, neden öğrenmeleri gerektiğini çoğu zaman kendileri belirleyemezler.
Bu nedenle pedagojide:
-
Öğretmen merkezlilik
-
Yapılandırılmış müfredat
-
Dış motivasyon (not, ödül, yönlendirme)
-
Aşamalı ve kontrollü öğrenme
gerekli ve doğrudur.
Çocuk eğitiminde androgojik bir dil kullanmak, pedagojik değil; pedagojiyi ihlal eden bir yaklaşımdır. İşte bu nedenlerden dolayı bu makale, pedagojinin yerli yerinde kullanılmasını savunmaktadır.
Androgoji:
Yetişkin Öğrenmesinin Doğasına Uygun Bir Paradigma
Yetişkin öğrenmesi ise bambaşka varsayımlara dayanır. Malcolm Knowles’un ortaya koyduğu androgojik çerçeveye göre yetişkinler:
-
Özerktir.
-
Deneyim sahibidir.
-
Öğrenme ihtiyacını kendisi tanımlar.
-
Öğrendiğini hemen hayata geçirmek ister.
-
İçsel motivasyonla öğrenir.
Bu nedenle yetişkin eğitiminde:
-
Öğretmen değil kolaylaştırıcı,
-
Müfredat değil ihtiyaç,
-
Not değil anlam,
-
Zorunluluk değil gönüllülük esastır.
Pedagojik dilin yetişkin eğitimine taşınması, yetişkini çocuklaştırır; öğrenme isteğini köreltir ve bilgiyi yüzeyselleştirir.
Türkiye’de Temel Sorun:
Yaş Körlüğü ve Tek Tip Eğitim Dili
Türkiye’de eğitim sistemi büyük ölçüde yaş körü bir yapı sergilemektedir. Aynı öğretim dili:
-
İlkokulda,
-
Üniversitede,
-
Hizmet içi eğitimlerde,
-
Halk eğitim kurslarında,
-
Üçüncü yaş üniversitelerinde neredeyse aynen kullanılmaktadır.
Bu durumun sonuçları nettir:
-
Yetişkinler öğrenmeye direnç geliştirir
-
Eğitim “katlanılan” bir sürece dönüşür
-
Bilgi aktarılır ama içselleştirilmez
-
Yaşam boyu öğrenme slogan düzeyinde kalır
Sorun pedagojinin varlığı değil; pedagojinin yaş sınırı tanımadan her yere taşınmasıdır.
Üçüncü Yaş Üniversiteleri:
Androgojinin En Saf Uygulama Alanı
Yaşlı eğitimi (third age learning), androgojinin en belirgin ve en saf alanlarından biridir. Bu grupta öğrenme:
-
Diploma için değil
-
İstihdam için değil
-
Rekabet için değil
anlam, aidiyet ve zihinsel canlılık için gerçekleşir.
Bu nedenle üçüncü yaş üniversitelerinde:
-
Not ve sınav olmamalı,
-
Katılım gönüllülük esaslı olmalı,
-
Deneyim paylaşımı merkeze alınmalı,
-
Eğitmen bilgi aktarıcı değil, moderatör olmalıdır.
Aksi hâlde bu yapılar, yaşlılar için bir “gecikmiş ilkokul” dan öteye geçemez.
Eğitim Politikası Açısından Zorunlu Bir Ayrışma
Türkiye’de artık aynı dili ve aynı kavramları söyleyeceksek tanımlarında anlaşmalıyız.
-
Pedagoji: Çocuk ve ergen eğitimi için
-
Andragoji: Yetişkin ve yaşlı eğitimi için
-
Gerontoloji: Yaşlılığa özgü öğrenme süreçleri için (Gerontoloji, yaşlanma sürecini ve yaşlı bireylerin biyolojik, psikolojik ve sosyolojik değişimlerini inceleyen multidisipliner bir bilim dalıdır.)
Bu ayrım ideolojik değil; bilimseldir. Eğitim dilinin yaşa göre yeniden inşa edilmesi, öğrenme kalitesini artırmak için bir tercih değil, zorunluluktur.
Sonuç:
Eğitimde İlerleme, Yerindelikle Başlar
Bu çalışma, andragoji ve pedagoji gibi eğitimin temel kavramlarını doğru tanımak ve doğru yerde kullanmayı önermektedir. Bir yandan pedagojinin bilimsel meşruiyetini teslim etmek ve onu ait olduğu yerde savunurken, yetişkin olmuş bir insanın öğrenme stratejilerini de andragojik kurallara uygun vermek işinizi daha da kolaylaştıracaktır. Ancak aynı netlikle şunu da ifade edebiliriz:
Yetişkinleri pedagojik kalıplarla eğitmek, onları eğitmek değil, onlara bir tür işkence çektirmek ve doğal olarak öğrenmeden soğutmaktır.
Türkiye’nin ihtiyacı olan şey pedagoji ile androgojinin yaşa göre bilinçli bir biçimde ayrıştırılmasıdır. Eğitimde kalite, her öğreneni kendi doğasına uygun bir dille muhatap almakla mümkündür.
Okuma Tavsiyesi: Yaşlılıkta Öğrenme
Kaynaklar
-
Knowles, M. S., Holton, E. F., & Swanson, R. A. (2015). The Adult Learner. Routledge.
-
Merriam, S. B., & Bierema, L. L. (2014). Adult Learning: Linking Theory and Practice. Jossey-Bass.
-
Illeris, K. (2018). Contemporary Theories of Learning. Routledge.
-
OECD (2021). Lifelong Learning and Adult Education Policies.
-
Formosa, M. (2014). Four decades of Universities of the Third Age. Ageing & Society.












