Öğrenme ve Eğitim

Bildirilemeyen Bellek / Klasik Koşullanma – Pavlov’un Köpeklerine Ne Oldu?

Köpeklerden de Öğrenilir!

Bildirilemeyen Bellek / Klasik Koşullanma: Temel olarak iki tür “ilişkisel koşullanma” vardır. Bunlar;

  1. “Klasik Koşullanma” (classical conditioning),
  2. “Edimsel Koşullanma”dır (operant conditioning).

örtük bellek - dekleratif olmayan bellek - bildirilemeyen bellek - implicit memory

Klasik Koşullanma ve Edimsel Koşullanma Nedir?

Klasik koşullanma, istemsiz bir tepkiyi ve bir uyaranı ilişkilendirmeyi içerirken, edimsel koşullanma, gönüllü bir davranış ve bir sonucu ilişkilendirmekle ilgilidir. Edimsel koşullanmada, öğrenen ayrıca teşviklerle ödüllendirilirken, klasik koşullanma bu tür pekiştirmeler kullanılmaz.

Edimsel şartlanmada belli bir davranış şartlanması yaratmak için “ödül” ve “ceza” araç olarak kullanılmaktadır. Ödüllendirme ve/veya cezalandırma kullanılarak hayvanlarda veya insanlarda belli bir davranışla belli bir sonuç arasında ilişki kurulması sağlanır. Böylece arzu edilen davranışın yapılması hedeflenir.

Klasik Koşullanma / Klasik Şartlanma

Klasik şartlanmanın edimsel şartlanmadan temel ayrılıklarından biri ilişkinin kurulması sürecinde ödüllendirme ve cezalandırma gibi bir şeyin kullanılmamasıdır. İkinci temel fark da doğal bir uyarıcı ve tepki arasındaki ilişki kullanılarak doğal bir uyarıcı olmayan bir şeyin de aynı tepkiyi yaratacak bir uyaran gibi ilişkilendirilmesinin sağlanmasıdır.

Bu makalede “edimsel şartlanma”dan ziyade, “klasik koşullanma” detaylı olarak incelenecektir.

“Klasik koşullanma, Rus fizyolog olan Ivan Pavlov tarafından keşfedilen “ilişkilendirme yoluyla öğrenmektir.”  Basit bir ifadeyle, bir insan veya hayvanda öğrenilmiş yeni bir yanıt üretmek için, iki uyaranın birbirine bağlanmasıdır. Konu esas itibarıyla beyin hücrelerinin birbirine bağlanması ile ilgilidir. Bu ve buna benzer tüm öğrenmelerin nasıl olduğunu ve temelini daha sonraki yıllarda ortaya atılan “Hebbian Teorisi” çok net bir şekilde açıklamıştır.

Klasik Koşullanmanın Temelleri

Klasik koşullanma, davranışçılık olarak bilinen psikolojideki düşünce okulu üzerinde muazzam bir etkiye sahiptir.

Davranışçılık şu varsayımlara dayanmaktadır:

  • Tüm öğrenme, çevre ile etkileşim yoluyla gerçekleşir.
  • Ortam insan davranışını şekillendirir.

Bunu aklımızda tutarak Pavlov’la başlayalım:

mi

Pavlov’un Meşhur Köpekleri

Klasik koşullanmanın en ünlü örneği, Pavlov’un bir zil sesine tepki olarak salya akıtan köpeklerle yaptığı deneydir. Pavlov, köpeğin her beslendiği sırada aynı zamanda bir de zil çaldığında, köpeğin bu zil sesini yemeğin sunumuyla ilişkilendirmeyi öğrendiğini göstermştir.

Davranışçı görüş temsilcilerinden olan John Watson, klasik koşullandırma sürecinin (Pavlov’un gözlemlerine dayanarak) insan psikolojisinin tüm yönlerini açıklayabildiğini öne sürmüştür. Buna göre, konuşmaktan duygusal tepkilere kadar, her şey, basitçe uyaran ve tepki kalıplarından ibarettir. 

Bu yargıyla Watson, aklın veya bilincin varlığını tamamen inkar etmiştir. Watson, davranışlardaki tüm bireysel farklılıkların farklı öğrenme deneyimlerinden kaynaklandığına inanıyordu. 

Yetenekleri, tutkuları, eğilimleri, meslekleri ve atalarının ırkı ne olursa olsun, herhangi bir sağlıklı bebeği bana verin, onu herhangi bir uzmanlık alanında; doktor, avukat, sanatçı, tüccar-şef, hatta dilenci ve hırsız olarak da yetiştirebilirim.” – John Watson

Klasik Koşullandırma Örnekleri

Klasik koşullanmanın üç aşaması vardır. Her aşamada uyaranlara ve yanıtlara özel bilimsel terimler kullanılır:

Aşama 1: Koşullandırmadan Önce:

Bu aşamada, koşulsuz uyaran (UCS- UnConditioned Stimulus), bir organizmada koşulsuz bir yanıt (UCR-UnConditioned Response) üretmektedir.

Temel anlamda bu, çevredeki bir uyaranın öğrenilmemiş (yani koşulsuz) bir davranış / tepki ürettiği ve bu nedenle öğretilmemiş doğal bir tepki olduğu anlamına gelir. Bu bakımdan henüz yeni bir davranış öğrenilmemiştir.

Örneğin, bir mide virüsü (koşulsuz uyaran) bir mide bulantısı (koşulsuz tepki) yanıtı üretebilir.

Bu aşama aynı zamanda bir kişi üzerinde hiçbir etkisi olmayan ve nötr uyaran (NS- Neutral Stimulus ) olarak adlandırılan başka bir uyaranı da içerir. “Nötr uyaran” bir kişi, bir nesne, bir yer vb. şey olabilir.

“Koşulsuz uyaran” etkisiyle “koşulsuz tepki” oluşturulurken sürekli olarak “nötr uyaran” da ortamda bulundurulur.

Klasik koşullamadaki nötr uyaran, koşulsuz uyaranla eşleşene kadar bir yanıt üretmez. Bu etkinin yaratılması için tekrar ile sanki nötr uyaranın da bu koşulsuz uyaranla ilişkili olduğu bağlantısı kurulmaya çalışılır. 

Mega Mental Aritmetik - Çocuklar için Konsantrasyon ve Zeka Eğitimi

Aşama 2: Koşullandırma Sırasında:

Bu aşamada, aslında bir yanıt üretmeyen nötr uyaran, koşulsuz uyaranla ilişkilendirilir ve bu noktada artık koşullu bir uyarıcı gibi işlev görür.

Örneğin, bir mide virüsü (koşulsuz uyaran) çikolata (şartlı uyaran / koşullu uyaran) gibi belirli bir yiyeceği yemekle ilişkilendirilebilir. Yine benzer şekilde, bir parfüm (şartsız uyaran) belirli bir kişiyle (şartlı uyaran) ilişkilendirilebilir.

Klasik koşullandırmanın etkili olabilmesi için, koşullu uyaranın sürekli olarak koşulsuz uyarandan önce veya aynı zamanda gerçekleşmesi gerekir. Böylece, koşullu uyaran, koşulsuz uyaran için bir tür sinyal veya işaret görevi görür.

Genellikle bu aşamada, şartsız uyaran, öğrenmenin gerçekleşmesi için bir dizi durumda şartlı uyaran ile ilişkilendirilmelidir. Ancak, birlikte oluşunın zamanla güçlendirilmesi gerekmediğinde (gıda zehirlenmesinden sonra hasta olmak veya çok fazla alkol almak gibi) belirli durumlarda bir öğrenme denemesi gerçekleşebilir.

Aşama 3: Koşullandırmadan Sonra:

Artık koşullu uyarıcı, yeni bir koşullu yanıt oluşturmak için koşulsuz bir uyaranla ilişkilendirilmiştir.

Örneğin, güzel parfümle ilişkilendirilen bir kişi artık çekici (koşullu tepki / koşullu yanıt) bulunur. Ayrıca, bir kişi bir virüs (şartsız uyaran) ile hemen hastalanmadan önce yediği çikolata (şartlı uyaran) arasında bir mide bulantısı (CR) yanıtı üretebilir.

Okulda/Sınıfta Klasik Koşullandırma

Araştırma bulguları, sınıftaki edimsel koşullanmanın, klasik koşullanmadan daha önemli olduğunu gösteriyor. Ancak öğretmenler, öğrencilerinin üzerinde, öğrenmeyi olumlu duygusal deneyimleri üzerinden ilişkilendirmelerini sağlamaları gerekiyor. 

Bir öğrenci olumsuz duygusal deneyimleri okulla ilişkilendirirse, bu açıkça bir okul fobisi yaratmak gibi kötü sonuçlara yol açabilir.

Örneğin, bir öğrenci okulda zorbalığa uğrarsa, okulu korkuyla ilişkilendirmeyi öğrenebilir. Ayrıca, bu koşullanma, bazı öğrencilerin akademik kariyerleri boyunca devam eden belirli konulardan neden hoşlanmadıklarını da açıklayabilir. Mesela, bir öğrenci sınıfta bir öğretmen tarafından aşağılanır veya cezalandırılırsa, o ders ile bu duygusu arasındaki koşullanma onda önyargılar oluşturabilir.

omega

Kritik Değerlendirme

Klasik koşullanma çevreden öğrenmenin önemini vurgular ve doğa üzerinden öğrenmeyi destekler. 

Bununla birlikte, davranışı yalnızca doğa veya yetiştirme açısından tanımlamak sınırlayıcıdır ve bunu yapmaya yönelik girişimler, insan davranışının karmaşıklığını hafife alır. Davranışın doğa (biyoloji) ve yetiştirme (çevre) arasındaki bir etkileşimden kaynaklanması daha olasıdır.

Klasik şartlandırma teorisinin bir gücü, bilimsel olmasıdır. Bunun nedeni, kontrollü deneylerle yürütülen ampirik kanıtlara dayanmasıdır. Örneğin Pavlov (1902), bir köpeğin zil sesine kadar salya akıtması için klasik şartlandırmanın nasıl kullanılabileceğini göstermiştir.

Kaynaklar

McLeod, SA (2018). Klasik şartlandırma. Simply Psychology. https://www.simplypsychology.org/classical-conditioning.html

Pavlov, I. P. (1897/1902). The work of the digestive glands. London: Griffin.

Watson, J. B. (1913). Psychology as the behaviorist views it. Psychological Review, 20, 158–177.

Watson, J.B. (1913). Psychology as the behaviorist Views It. Psychological Review, 20, 158-177.

Watson, J. B. (1924). Behaviorism. New York: People’s Institute Publishing Company.

Tavsiye Edilen Makaleler:

Deklaratif Bellek Nedir? Deklaratif Bellek Türleri Nedir?

Çağrışımsal Hazırlama (Priming) – Bir Tür Bildirilemeyen Bilinçaltı Örtük Bellek

Semantik Bellek / Anlamsal Bellek Nedir? – Semantic Memory

Melik DUYAR

www.MrMemory.com
Başa dön tuşu