Öğrenme ve Eğitim

Zoom ile Uzaktan Eğitim – Zoom Felsefesi: İnsanın Kendi Olma Bilinci

Zoom ile Uzaktan Eğitim – Bebekliğimizin ilk yılında aynadaki hareketli görüntünün kendimiz olduğunu fark etmiyorduk. Sonraları, bebekler olarak aynada gördüğümüzün kendimiz olduğunu öğrenmiş olduk. Sadece insan türü mü kendini aynada tanıyor, hayır; maymunlar ve filler de kendilerini aynada görünce tanıyorlar.

zoom ile uzaktan eğitim

Aynadan Zoom’a

Zoom ile Uzaktan Eğitim – Her gün toplantıdan toplantıya koşup Zoom ekranında kendimize bakmak kolay bir şey değil. Görüntümüz her ne kadar üst beden bölümümüzü ve arkamızda yer alan düzenli odamızı gösterse de, bazen bir çirkin esneme, savrulan saç tellerini düzeltme, gergin yüz ifadesi, elleri yüze dokunma arzusu, çeneyi avuçlama gibi davranışları yapmaya karşı dayanılmaz bir istek duyuyoruz.

İnsanın kendisini izlemesi yorucudur. Aynı zamanda zorlayıcı da; bu konuda hem antik hem modern düşünürler, insanın kendi olma bilinci üzerine düşünce üretmişlerdir.

Söyle Ayna Söyle; Ben Kimim?

Aynalar tuhaftır; çünkü sizinle mükemmel eşzamanlı olarak hareket eden başka bir bedenin görüntüsünü üretirler. Başka türlü asla göremeyeceğiniz bir şeydir bu. Üstelik günlük modern yaşamda yansıtıcı yüzeylerin her yerde bulunması (Cam kaplı binalar gibi), beyinlerimizin bunları kullanmak için eğitilmiş olduğunu gösteriyor. Arabalarımızı sokağa park etmek, dişlerimize bakmak, tıraş olmak gibi davranışlar da kendimizi fark etmemizin bir sonucu gelişmişti.

Bu nadir mükemmel senkronizasyon deneyimi, kendi duygusuz yüzlerimize yakından bağlıdır. Ancak, hareket halindeki bir vücuda sahip olmak, mükemmel dublörünüzü (ruh halimizi) gözlemlemek çoğu insan için ürkütücü, dikkat dağıtıcı ve tuhaftır.

Sevdiğiniz bir restoranda, ışığın ve hareketin altında yemeğin tadını çıkarabilmek için bir de etrafınızda aynalarla kaplı duvarlar olması, topluluk halinde yemek yeme hissi vermiyor mu?

Ya yemeklerini sosyal medyada paylaşanlar; muhtemelen yalnızlık hissini gidermeye çalışıyorlar.

Erken Yaşamda Aynalar

Zoom ile Uzaktan Eğitim – Çocuklar 2. yaşın ortalarında kendilerini aynada fark edebilirler. 1880’lerde Alman fizyolog William Preyer , oğlunun erken yaşamının her gününü belgeledi.

Buna göre, çocuğun kendi ayna görüntüsüne verdiği tepkilere özel önem verdi. 14. ayda çocuk sanki başka birini arıyormuş gibi eliyle aynanın arkasını yokladı ve dört hafta sonra arayışını aynanın yüzeyinde yaptı; dokundu. 17. ayda, nihayet, yüzünün kendisine ait olduğunu anladı.

Aynalar ve Benlik

Preyer, aynada tanımanın, bir çocuğun kendini şu şekilde düşünme yeteneği olan Benlik için bir dönüm noktası olduğunu düşündü.

“Benlik; bizi çevreleyen dünyadan bağımsız bir şey olarak, diğer nesnelerden kendimizi farklı kılan bir çeşit ‘Ben de varım.’ demektir.”

Kendinizi tanımanın önemli bir parçası, geçici iki şeyin birbiriyle bağımlı veya bütünlük içinde olduğunu tespit edebilmektir.

Dört ay gibi erken bir zamanda, bebekler işitsel ve görsel akışların doğru şekilde senkronize edildiği bir video klibi izlemeyi tercih ettiler. Çünkü bu yaştaki bebekler, kendi sosyal etkileşimine uygun olan çağrı-yanıt içeren hareketli ve eşzamanlı görsel-işitselleri tercih ediyorlar.

Benzer durumları siz de yaşamış olabilirsiniz: Bebeği ağlayan ailelerin onları TV reklamlarıyla susturabildiklerini veya sakinleştirdiklerini biliyoruz.

ME-FHT

Ayna Nöronlar ve Uzaktan Eğitim

Zoom ile Uzaktan Eğitim – Mükemmel senkronize edilmiş görseller ve işitsellerin yapılmış olduğu reklam türü görüntülerin hızlı hareketle ekranda görünmeleri karşısında bebeklerin bu uyuma katılma nedeni, beynin ayna nöronları kullanmasından kaynaklanmaktadır.

İtalyan sinirbilimci Giacomo Rizzolatti ve meslektaşları bu “ayna nöron sistemi” ni ilk olarak maymunlarda gördüler.

Beynimiz, bir hareketi biz yapmasak bile, yakınımızdakinin eylemlerini yansıtabilir. Sözgelimi konuşurken başını kaşıyan bir kişinin konuştuğu kişide de baş kaşıma, esneme durumunda esneme gibi davranışları yansıtması olasıdır.

Elbette bazen farkında bile olmadan hareketi ya da onun küçük bir versiyonunu yapıyoruz. Yüzünüzü hareket ettirmeden korkunç bir şey koklayıp şekilden şekle giren birisinin videosunu izleseniz yüzünüzde hala belirsizlik kalır mı?

260 yılı aşkın bir süre önce İskoç filozof Adam Smith bunun özellikle gözler için doğru göründüğü yorumunu yaptı: Eğer bir başkasının gözleri yaşarıyorsa, bizimkiler de yaşarır; acı çekerlerse biz de çekeriz.

Antik Roma imparatoru Marcus Aurelius, tam anlamıyla empati kurmak ve empatik yaşamak isteyenlere “Başkalarının zihnine girip yaşamak istiyorsanız, Siz de onların zihninize girmesine izin vermelisiniz.” diye tavsiye etti.

mi

Beyindeki Mikro Akrabalıklar

Zoom ile Uzaktan Eğitim – Bir koku aldığınızda burnunuzu kırıştırdığınızda, ben de biraz kırışıyorum ve beynimiz bir tür mikro akrabalık yapıyor. Yürümeye başlamadan önce bile, bebekler kendilerini taklit eden insanları fark eder ve onlar gibi yürümeyi tercih eder. Bazı “ayna nöron” beyin bölgeleri, bu taklitler sırasında özellikle aktiftir.

Eğer ona bakıyorsanız ve onlar sağ ellerini hareket ettirirlerse, solunuzu hareket ettirirsiniz. Bu aynı zamanda beyindeki dil alanlarını da harekete geçirir.

Belki yüz yüze taklit doğası gereği iletişimsel olduğu için birbirimizi anlamamıza yardımcı olur. Bu meslektaş, Zoom meydanında başını zevkle sallayarak onaylarken, başparmakla gösterilen “Onaylama” simgesini daha az kullanıyor.

Şimdi beynimizi dil için kullanabiliriz. Ancak uzun zaman önce atalarımız kendilerini beden diliyle ve jestle koordine ettiler.

Ben ve ben olmayan arasındaki bu koordinasyon, kendi düşüncelerimizi diğer insanlarınkinden ayırmayı içerir. Bu aynı beyin bölgelerini kullanan ancak daha kullanılışlı olması biraz daha uzun süren bir beceridir.

Okul öncesi çağındaki çocuk, birisinin kafasındaki düşüncelerle gerçek dünyada olanlar arasındaki ilişkiyi anlamakta güçlük çekerBu yüzden, çocuğun bir telefon görüşmesi sırasında neden “evet” demeyip başını sallaması, neden 20 dakika boyunca ayakkabıları aramanızda, yerini çok iyi bildiği halde söylememesi düşünce ile gerçeklik arasındaki ikilemden kaynaklanmaktadır. Çocuğun küçük yaşlarda bu ikilemi ortadan kaldırması zaman alacaktır.

Uzaktan-Zoom’dan Kendi Kendine Canlı Yayın Yapmanın Zorlukları

Birincisi, Ayna Olamayan Benliğimiz Zorluk Çıkarır.

Zoom ile Uzaktan Eğitim –  Sözgelimi, sol gözümün altında çil var. Aynada, sağ gözümün altında görülür ve ben buna alıştım. Bana bakarsanız, size göre sağ tarafta görünür. Neyse ki, Zoom şimdi bu tuhaflığı bizim için hallediyormuş. Kendimizi aynada gördüğümüz gibi göreceğiz; ama size biraz ters olacak. Birçok telefon da bu yapıdadır.

O zaman selfie çekerken “Bu benim!” diyebileceksiniz; ya da be “ben miyim, cöff!” diyeceksiniz.

İkincisi, On Dört Aylık Olduğunuzdan Beri Kendinizin Farkındasınız!

Zoom ile Uzaktan Eğitim – Kolunuz hareket ederken onun hareket ettiğini hissediyorsunuz. Bu kendi kendine farkında olmaksızın bir durum tespitidir.

Şimdi aynada kolunuzun hareket ettiğini hissediyorsunuz ve biraz sonra hareket ettiğini görüyorsunuz. Aynadaki kendinden gözlerini ayıramamana şaşmamalı.

Üçüncüsü, kendimizle sevdiklerimiz arasında eşzamanlılığı sağlayan ve bağı kuran, kusurlu bir Wİ-Fİ bu iletişimi tatsız bir şekilde bozar. Araştırmalar, 1,2 saniye gibi kısa bir yanıt gecikmesinin başka bir kişiyle olan bağlantı hissini bozduğunu gösteriyor.  Kaynak

Dördüncüsü, insanların duygusallığı kendi yüzlerine aşırı yükledikleri bir fenomendir. Diğer yüzlerdeki nötr ifadeleri tanımakta doğruyuz, ancak ifadeleri kendi başımıza “görme” eğilimindeyiz; bunu yaptığımızda, çoğu zaman ifademizi olumsuz olarak yanlış tanımlıyoruz. 

Zoom ile Uzaktan Eğitim – Biraz gecikmiş benliğinizin kaşlarını çatan, hafifçe soran bakışları altında ve özlem duymak için yaratıldığımız o mükemmel kusurlu mikro taklit, insan benliğini oluşturan, ama yorucu bir iştir.

Başa dön tuşu