Paranın Ahlâkı Var mıdır? Modern dünyada para genellikle ahlâk-dışı (amoral) bir araç olarak ele alınır: “İyi ya da kötü değildir, nasıl kullanıldığına bağlıdır.” Oysa İslam düşüncesinin büyük isimlerinden İmam Gazâlî, bu yaklaşımı kökten sorgular. Ona göre para yalnızca ekonomik bir araç değil; insanın niyetini, karakterini ve ahlâkî yönelimini açığa çıkaran bir turnusol kâğıdıdır. Gazâlî’nin bu yaklaşımı, günümüz kapitalist düzeninde sıkça yaşanan etik krizleri anlamak için son derece günceldir.
Paranın Ahlâkı Var mıdır? başlıklı bu makalede Gazâlî’nin para anlayışı; Aristoteles, Adam Smith, Max Weber ve Karl Polanyi gibi düşünürlerle karşılaştırılarak ele alınacak; paranın neden ahlâkî bir mesele olduğu analitik biçimde tartışılacaktır.
1. Gazâlî’ye Göre Para: Araç Olmalı, Amaç Değil
Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn adlı eserinde parayı “sessiz bir emanet” olarak tanımlar. Para kendi başına değer üretmez; değeri, insanlar arasındaki adaletli değişimi kolaylaştırmasından gelir.
“Para, malların ölçüsüdür; ölçü ölçülenin yerine geçerse düzen bozulur.”
Gazâlî’ye göre:
-
Para, biriktirilmek için değil, dolaşım için vardır.
-
Paranın amaç hâline gelmesi hırs, tamah ve zulüm üretir.
-
Faiz (riba), parayı “kısır ama doğurganmış gibi” göstermeye çalıştığı için ahlâken bozucudur.
Bu yaklaşım, parayı nötr değil; ahlâkî sonuçlar doğuran bir güç olarak görür.
2. Aristoteles ve Gazâlî: Doğal İktisat – Yapay Zenginlik
Gazâlî’nin yaklaşımı, şaşırtıcı biçimde Aristoteles’in “krematistike” eleştirisiyle örtüşür. Aristoteles, Politika adlı eserinde iki iktisat biçimi tanımlar:
-
Oikonomia: İhtiyaca dayalı, doğal ekonomi
-
Krematistike: Sınırsız kâr peşinde koşan yapay ekonomi
Gazâlî de benzer biçimde, sınırsız kazanç arzusunun insanı fıtratından uzaklaştırdığını savunur. Her iki düşünürde de ortak nokta şudur:
Sınırsız kazanç arzusu, insanı araçtan amaca sapmaya zorlar.
3. Adam Smith Yanılgısı: Ahlâkçı İktisatçı Unutuldu
Günümüzde Adam Smith çoğunlukla Ulusların Zenginliği üzerinden okunur. Oysa Smith’in ilk eseri, Ahlâkî Duygular Kuramıdır. Smith’e göre piyasanın işlemesi için yalnızca çıkar değil, sempati, adalet ve vicdan gerekir.
Gazâlî ile Smith’in kesiştiği nokta şudur:
-
Ekonomi, ahlâkî zeminden koparsa, kendi kendini imha eder.
-
Piyasa, ancak ahlâkî bireyler tarafından ayakta tutulabilir.
Ne var ki modern kapitalizm, Smith’in ahlâk boyutunu büyük ölçüde dışarıda bırakmıştır.
4. Weber ve Polanyi: Ahlâkın Sistemden Çekilmesi
Max Weber, Protestan ahlâkının kapitalizmi nasıl beslediğini analiz ederken; Karl Polanyi, modern ekonominin toplumsal ve ahlâkî bağlardan kopuşunu sert biçimde eleştirir.
Polanyi’ye göre:
“Piyasa, toplumu içine alan bir yapı olmaktan çıkmış; toplum piyasaya tabi hâle gelmiştir.”
Gazâlî’nin uyarısı burada yeniden anlam kazanır: Para sınır tanımazsa, insan onuru sınır kaybeder.
5. Günümüz İçin Pratik Dersler: Gazâlî Bugün Ne Söylerdi?
Gazâlî’nin yaklaşımı yalnızca teorik değil, son derece pratiktir:
-
Kazanç–niyet ilişkisi: Neden kazanıyorum?
-
Biriktirme sınırı: İhtiyacım kadar mı, korkum kadar mı?
-
Paylaşım ahlâkı: Zekât, sadaka, sosyal sorumluluk
-
Faiz ve spekülasyon: Emeksiz kazanç eleştirisi
Bugün yaşanan:
-
Finansal krizler
-
Gelir adaletsizliği
-
Tüketim bağımlılığı
Gazâlî’nin “ahlâk merkezli iktisat” uyarısının ne kadar isabetli olduğunu göstermektedir.
Sonuç: Ahlâksız Zenginlik, Yoksullaştırır.
Paranın Ahlâkı Var mıdır? Gazâlî’ye göre mesele paraya sahip olmak değil, paranın kalbe sahip olup olmamasıdır. Para, ahlâkla birleştiğinde adalet üretir; ahlâktan koptuğunda zulüm doğurur.
Bugünün dünyasında ihtiyacımız olan şey:
-
Daha çok para değil,
-
Daha çok ahlâkî bilinçtir.
Gazâlî’nin asırlardır yankılanan sesi hâlâ günceldir:
“Mal seni taşımıyorsa, sen malı taşırsın.”
Kaynaklar
-
Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn
-
Aristoteles, Politika
-
Adam Smith, The Theory of Moral Sentiments
-
Max Weber, The Protestant Ethic and the Spirit of Capitalism
-
Karl Polanyi, The Great Transformation
-
Chapra, M. U. (1992). Islam and the Economic Challenge












