Okulu Kırmak – Bazı sabahlar okula gitmek çok zor geliyor. Alarm çaldığında kalkmak istemiyorsun. Çanta sana ağır geliyor. Dersler gözünde büyüyor. Belki sınıfta biriyle aran kötü. Belki öğretmenin sana sürekli kızıyor. Ya da sadece “bugün gitmesem ne olur ki?” diye düşünüyorsun.
İşte tam da bu düşünce, farkında olmadan “devamsızlık” denen bir sorunun başlangıcı olabiliyor.
Ben de ortaokul öğrencisiyim. Çevremde okula sık sık gelmeyen, bazen tamamen bırakmayı düşünen arkadaşlarım oldu. Onları dinleyince anladım ki, okuldan kaçmak sadece “istememek” değil; bazen korkmak, yorulmak, anlaşılmamak veya çaresiz hissetmek anlamına geliyor.
Bir başka yazımızda da okula devamsızlığın nedenlerini ve çarelerini okul müdürünün gözünden anlatmıştık (Tıklayınız) Bu yazıda ise biz öğrencilerin neden okula gitmek istemediğini kendi gözümüzden anlatmak ve bu durumu değiştirmek için neler yapılabileceğimizi paylaşmak istiyorum.
Neden Bazı Öğrenciler Okula Gitmek İstemez?
Okulu Kırmak – Okuldan kaçan veya sürekli devamsızlık yapan arkadaşlarımın hikâyeleri birbirine benzemiyor ama çoğu benzer duygular taşıyor. Aşağıdaki nedenler, hem kendi gözlemlerime hem de rehberlik derslerinde öğrendiğimiz bilgilere dayanıyor.
| Neden | Bir Öğrencinin Gözüyle Açıklaması |
|---|---|
| Derslerin sıkıcı veya zor gelmesi | Bazı derslerde konular çok karmaşık anlatılıyor. Öğretmen hızlı gidince geri kalıyoruz, sonra da motivasyonumuz kalmıyor. |
| Öğretmenle iletişim sorunu | Bazı öğretmenler çok iyi, seni dinliyor. Ama bazıları hatanı hemen eleştiriyor. Bu da “nasıl olsa beğenilmeyeceğim” duygusu yaratıyor. |
| Akran zorbalığı ve dışlanma | Özellikle ergenlikte, arkadaş ilişkileri çok önemli. Dalga geçilen, yalnız bırakılan biri okula gitmek istemiyor. |
| Evdeki sorunlar | Ailede kavga, maddi sıkıntı ya da ilgisizlik varsa öğrenci kendini boşlukta hissediyor. Böyle durumlarda okul ikinci planda kalıyor. |
| Psikolojik yorgunluk | Bazı öğrenciler depresif hissediyor, özgüveni düşük oluyor. “Zaten yapamıyorum” diyerek uzaklaşıyor. |
| Ulaşım ve maddi sıkıntılar | Özellikle kırsal bölgelerde servis yoksa ya da harçlık sıkıntısı varsa çocuklar okula gitmekte zorlanıyor. |
Bu nedenler sadece bizim ülkemizde değil, dünyada da benzer. Mesela Hindistan’da bazı çocuklar okula yürüyerek kilometrelerce gitmek zorunda kalıyor. Brezilya’da yoksulluk yüzünden okul bırakma oranı yüksek. Ama orada devlet, ailelere çocuklarını okula göndermeleri için maddi destek veriyor. Bu tür uygulamalar devamsızlığı azaltıyor.
Öğrencilerin Gözüyle: “Okula Gelmem İçin Çekici Ne Olmalı?”
Benim gibi birçok öğrenci, okulun daha anlamlı, güvenli ve eğlenceli olmasını istiyor.
Eğer ben bir okul yöneticisi olsaydım, şu şeylerin değişmesini isterdim:
| Çözüm Fikri | Nasıl Yardımcı Olur? |
|---|---|
| Derslerde daha fazla uygulama ve proje | Öğrenmeyi ezber yerine keşif haline getirir, derse katılım artar. |
| Öğretmenlerin bizi daha iyi tanıması | Her öğrenci farklı öğrenir. Öğretmenler bizi bireysel olarak tanıdığında kendimizi değerli hissederiz. |
| Zorbalığa sıfır tolerans | Okulda güvende hissedince daha istekli oluruz. |
| Rehberlik ve psikolojik destek | Dertlerimizi paylaşabileceğimiz bir yer olmalı. Rehber öğretmen sadece “devamsızlık uyarısı” yapan biri olmamalı. |
| Ödüllendirme ve takdir | Başarı sadece notla değil, çabayla da görülmeli. Küçük ödüller bile motive eder. |
| Okul ortamının sıcak ve sosyal olması | Sadece ders değil, sanat, spor, kulüpler de olmalı. Böylece okul bir “zorunluluk” değil “yaşam alanı” haline gelir. |
Dünyada bazı ülkeler bu tür fikirleri uygulamış bile. Örneğin Hollanda’da her öğrencinin bir “mentor öğretmeni” var. Bu öğretmen sadece ders için değil, duygusal destek için de öğrencisiyle ilgileniyor. Finlandiya’da ders süreleri daha kısa ama öğrencilerin katılımı çok yüksek, çünkü öğretmenler daha fazla geri bildirim veriyor.
Benim Gözümden “Okul”
Okulu Kırmak – Benim için okul, sadece sınavlardan ibaret değil. Arkadaşlarımı, öğretmenlerimi, hatta kendimi orada tanıyorum. Ama bazen okul sistemi öyle yoğun ve baskılı ki, “başarısız olma korkusu” insanın içini kemiriyor. İşte bu korku, bazı öğrencilerin okuldan kaçmasının gizli nedeni.
Aslında hepimiz öğrenmek istiyoruz; sadece nasıl öğreneceğimizi ve neden öğreneceğimizi bilmek istiyoruz. Eğer bize gerçekten “bu bilgi ne işimize yarayacak” diye anlatılırsa, eminim ki çoğumuz derse başka bir gözle bakarız.
Bence okulların asıl görevi, sadece bilgi vermek değil; öğrencilerin kendilerini keşfetmelerine yardım etmek olmalı. Çünkü insan, anlam bulduğu yere severek gider.
Sonuç: Okula devamsızlık sessiz bir protesto olabilir!
Okula kırmak bazen bir isyan, bazen bir sessiz yardım çağrısıdır. Her öğrenci farklı bir neden taşır ama sonuç aynıdır: Öğrenme zinciri kırılır.
Ben bir öğrenci olarak şunu düşünüyorum: Eğer öğretmenler, yöneticiler ve aileler bizi sadece “not” olarak değil, “insan” olarak görürse; eğer okul bizim kendimizi değerli hissettiğimiz bir yer olursa, o zaman kimse okuldan kaçmak istemez.
Bir arkadaşım bir gün şöyle demişti:
“Okul güzel bir yer ama beni orada anlayan az.”
Bence çözüm tam da burada gizli: Anlaşılmak. Çünkü bir öğrenci anlaşıldığını hissederse, ne kadar zor olursa olsun, sabah kalkıp okula gitmek ister.










