Öğretmenlik – Eğitim tarihine dikkatle bakıldığında, bugünün “yenilik” diye alkışladığı birçok fikir, bir zamanlar “aykırılık” diye reddedilmiştir. Maria Montessori’nin çocuğu merkeze alan eğitimi, John Dewey’in deneyimsel öğrenme felsefesi, ya da Finlandiya’nın sınavsız okul modeli… Hepsi ilk çıktığında eleştirildi, alaya alındı, sistem dışına itildi. Ancak zaman, reddedilenlerin değil, dirençle ısrar edenlerin yanında yer aldı.
Bu makalede farklı olanın, farklı düşünenin önce yargılanıp sonra alkışlanmasına dair alkışları görür gibiyiz. Birlikte bakalım mı?
Toplumun Konfor Alanı: Farklı Olanı Tehdit Görmek
Öğretmenlik – Eğitim, doğası gereği “normatif” bir kurumdur. Sınıflar, müfredatlar, sınavlar… Her şey belli bir düzen içinde işler. Bu düzenin en büyük düşmanı “farklı düşünce”dir. Psikoloji literatürü, bu direncin kökenini iyi açıklar: Solomon Asch’in (1951) ünlü uyum deneyleri, bireylerin çoğunluğun yanlış kararlarına bile uymaya meyilli olduğunu göstermiştir. Bu durum eğitim ortamlarında da sıkça görülür. Yenilikçi bir öğretmen, sistemin “alışılmış” düzenine aykırı düştüğünde yalnızlaşır; çünkü çoğunluğun konfor alanını sarsar.
Benzer şekilde “kara koyun etkisi” (black sheep effect) de, grubun normlarını bozan bireyin daha sert yargılandığını kanıtlar. Eğitim sisteminde “kara koyun” öğretmenler, genellikle fark yaratmak isteyen, fakat sistemin katılığıyla karşılaşan kişilerdir.
Pedagojik Devrimlerin Yapısı: Paradigma Değişimi
Thomas Kuhn’un Bilimsel Devrimlerin Yapısı’nda belirttiği gibi, her sistem “normal dönem” ve “devrimsel dönem” arasında gidip gelir. Eğitimde de benzer bir döngü işler: Uzun yıllar aynı yöntemlerle süren “normal öğretim” dönemleri, bazen bir tek öğretmenin deneysel girişimiyle kırılır.
Bu kırılma, John Dewey’in “öğrenme eylemle olur” görüşünde, Montessori’nin “öğrenci özgürlüğü” anlayışında, Howard Gardner’ın “çoklu zekâ kuramında” ya da Ken Robinson’un “yaratıcılık devriminde” açıkça görülür.
Her biri, ilk çıktığında eleştirildi; “fazla idealist”, “sisteme uymayan” ya da “bilimsel değil” denildi. Oysa bugün, bu fikirlerin çoğu çağdaş eğitim teorisinin temellerini oluşturuyor.
Yeniliğin Yayılması: Öğretmenlerden Başlayan Sessiz Dalga
Everett Rogers’ın Yeniliğin Yayılması (Diffusion of Innovations) kuramı, eğitim reformlarının da nasıl kök saldığını açıklamada kullanılır. Araştırmalar, yeniliğin önce az sayıda “erken benimseyen öğretmen” tarafından uygulandığını, daha sonra okul topluluğuna yayıldığını gösteriyor (Rogers, 2003). Bu süreçte toplumsal direnç, statüko savunusu ve risk korkusu yeniliği yavaşlatır. Ancak toplumun ilerlemesi, azınlıkta kalan o cesur eğitimcilerin direnci sayesinde gerçekleşir.
2023 yılında Frontiers in Education dergisinde yayımlanan bir araştırma, öğretmenlerin yeniliğe açıklığı ile öğrenci başarısı arasında güçlü bir pozitif ilişki bulmuştur (frontiersin.org). Yenilikçi öğretmenler, sadece müfredatı değil, düşünme biçimlerini de dönüştürür.
Aykırılığın Eğitsel Gücü: Öğrenciye Düşünmeyi Öğretmek
Öğretmenlik – Farklı düşünen öğretmenler, “doğru cevabı” değil, “iyi soruyu” öğretir. Paulus ve Nijstad (2008), yaratıcılığın hem bireysel hem sosyal etkileşimlerin birleşiminden doğduğunu vurgular. Bu nedenle eğitim, sadece bilgi aktarmak değil, düşünme biçimi kazandırmaktır. Bir öğretmen, kalıpları yıktığında, öğrencilerine de “düşünme cesareti” kazandırır.
Sonuç: Bugünün Aykırısı, Yarının Sistemidir.
- Bugün eğitimde “farklı” görülen fikirler, yarının öğretim standartlarını oluşturacaktır.
- Geçmişin reddedilenleri, geleceğin kılavuzları olmuştur.
- Dolayısıyla, her sınıfta “fazla sorgulayan” bir öğrenci ya da “fazla deneyen” bir öğretmen varsa, orada yeni bir paradigma doğuyordur.
- Eğitimin geleceği, itaatkâr çoğunlukta değil; aykırı düşünen azınlığın cesaretinde gizlidir.
Farklı düşünen öğretmen, sadece kendi dersini değil, yeni bir dünyayı da öğretir.
Kaynaklar
Asch, S. (1951). Effects of group pressure upon the modification and distortion of judgments.
Frontiers in Education (2023). Teacher openness to innovation and student outcomes.
Kuhn, T. S. (1970). The Structure of Scientific Revolutions.
Rogers, E. M. (2003). Diffusion of Innovations.
Paulus, P. B., & Nijstad, B. A. (2008). Group creativity: Innovation through collaboration.