Beyin Gücü

Mantık Hataları – Bir Argümanın Yanlış Olduğunu Nasıl Anlarsınız?

Hiç bir şey göründüğü gibi değildir!

Mantık Hataları – Gerçekmiş gibi sunulan, kolayca doğrulanamayan veya kanıtları bağlam dışı olan argümanlara mantıksal yanılgılar deniliyor. Mantık Hatası (İng: “Logical Fallacy”), isimden de anlaşılabileceği gibi, temel olarak, mantıklandırma sürecinde yapılan her türlü hata anlamına gelmektedir.  

Argüman ise sonuçtur. Bir ifadenin doğruluk veya kabul edilebilirlik derecesini belirlemeyi amaçlayan ve öncül adı verilen bir “ifade” veya “ifadeler grubudur”.

Argümanlar, mantıksal, diyalektik ve retorik perspektif argümanları olmak üzere üç ana perspektiften incelenebilir

Mantık hataları ikna edici olabilir ve genellikle retorikte insanları belirli bir şekilde düşünmeye veya belirli şeylere inanmaya teşvik etmek için kullanılır. Bu yüzden dikkatli olmamız ve duyduğumuz, tam olarak “doğru” olmayan şeyleri sorgulamamız gerekiyor.

Mantık Hataları Nedir?

Mantık hatası, siz mantık kurallarını uygulayana kadar doğruymuş gibi görünen bir ifadedir. Sonra öyle olmadığını anlarsınız. Mantık hataları genellikle insanları yanlış yönlendirmek, aksi halde inanmayacakları bir şeye inanmaları için kandırmak amacıyla kullanılabilir.

Örneğin, aşağıdaki ifadeyi okuyun ve düşünün:

“Hoş görüntülerin, çalışan motivasyonu üzerindeki etkilerini test etmek için ünlü bir akademisyen tarafından tasarlanan bir çalışmada, çalışanlara, günün ilk beş dakikalarında yavru hayvanların ve güzel doğa manzaralarının fotoğrafları gösterildi.

“Sonuçlar, ilk çeyrekte kârda yüzde 10’luk bir sıçrama ve bir yıl boyunca rekor kazançlar edinildiğini gösterdi. Bu nedenle, çalışanlara hayvan ve doğadan hoş fotoğraflar göstermek, motivasyonlarını artırmanın ve üretkenliği artırmanın harika bir yoludur.”

Okuduğunuz bu argüman hakkında ne düşünüyorsunuz? Burada verilen sonuca inanıyor musunuz?

Haydi; yapmayın, inanmayın…

Çünkü, bu argüman bir dizi mantıksal hata içeriyor. Ancak sonuca inanıyorsanız endişelenmeyin: Birazdan göreceksiniz; pasaj, akıl ve mantığı manipüle etmek için çok yaygın ve etkili bazı taktikler içeriyor.

Geçerli bir argümanı yanlış olandan ayırt etme yeteneği önemli bir beceridir. Eleştirel düşünmenin önemli bir yönüdür ve sahte haberlerin tuzağına düşmekten kaçınmanıza yardımcı olabilir.

Mantıksal bir yanılgıya kapılırsanız, yanlış sonuçlar daha sonra pişman olacağınız kararlar vermenize neden olabilir. Kendi argümanlarınızda mantıksal bir yanlışlık kullanmak sizi saf veya bilgisiz gösterebilir. Daha da kötüsü, sizi dürüst olmayan biri gibi gösterebilir.

Burada bir ayrıntıyı not edelim:

Mantıksal yanılgılar bazen bilişsel önyargılarla karıştırılır, ama aynı değiller.

Bilişsel bir önyargı, değerlerimiz, hafızamız, sosyalleşmemiz ve diğer kişisel özelliklerimiz nedeniyle mantıksız bir şekilde karar verme veya eylemde bulunma eğilimidir.

Şimdi, insanların kullandığı en yaygın mantık hatalarından bazılarını inceleyelim, böylece onları tanıyabilir ve karşılaşırsanız onlarla nasıl mücadele edeceğinizi anlayabilirsiniz.

Mantıksal Yanılgı Örnekleri

Yukarıdaki örneği hatırlıyor musunuz? En yaygın iki mantık hatasına dayanıyordu:

Bir: Otoriteye başvurmak

İki: Yanlış tümevarım

Her ikisine de daha ayrıntılı bakalım.

Otoriteye Başvurmak (Lat. argumentum ad auctoritatem, İng. appeal to authority)

Bu, argümanınızın temelini oluşturmak için “uzman” bir kaynağa güvenmek tatmin edicidir. Hatta bu gerçek bir uzman olmasa bile. Yukarıda sunulan örnekte, görünüşe göre uzman kaynak “ünlü bir akademisyen“dir. Bir akademisyenden bahsetmek, otorite ve uzmanlık anlamına gelir ve argümanınızın titiz araştırmalarla desteklendiği anlamına gelir. Gerçek bir ad kullandığınızda etki daha da güçlüdür.

Ancak tek başına isim vermek, davanızı “kanıtlamak” için yeterli değildir. Akademisyen ve araştırmaları gerçek olsa bile, argümanınızı desteklemeyebilir. Yanlış alıntılanmış, yanlış anlaşılmış, bağlamından koparılmış veya yapmaya çalıştığınız noktayı baltalayan önemli uyarılar içerebilir.

Tek bir uzmanın yetkisine veya tek bir veri kaynağına çok fazla güvenmemeye çalışın. Bu durumda, otoritelerin de bazen yanılabildiğini akılda tutmak ve iddiayı ortaya atan kişiye değil, iddianın kendisine bakmak gerekir.

Hatalı Çıkarım Yapmak – Yanlış İndüksiyonlar – (Lat. non sequitur, İng. false cause)

Yanlış bir tümevarım, genellikle Latince’den “takip etmiyor” anlamına gelen “non sequitur” olarak adlandırılır. Bu yanılgı, hiçbirinin belirgin olmadığı bir nedensel ilişki çıkarsamanızı sağlar. Bir şeyin başka bir şeyden önce olması, ikisi arasında mantıklı, nedensel bir bağlantı olduğu anlamına gelmez.

Örneğimizde, çalışanlara hoş görüntüler göstermek şirketin gelişmiş performansıyla bağlantılı olabilir veya olmayabilir. Diğer birçok faktör dahil olabilirdi.

Ayrıca, artan üretkenliğin artan motivasyonun sonucu olduğu sonucuna varır. Bu başka bir yanlış tümevarımdır. Hoş görüntülerin motivasyon ve dolayısıyla üretkenlik üzerinde doğrudan bir etkisi olup olmadığı örnekte hiç gösterilmemiştir.

Burada önemli olan ortaya çıkacağı iddia edilen sonucun doğru veya yanlış olmasından ziyade, bu sonucun iddianın içerdiği öncüller ile mantıksal açıdan bağlantılı olup olmadığıdır.

Diğer Yaygın Mantıksal Yanılgılar

Yukarıdaki örnekte iki tür yanılgı kullanılmıştır, ancak iş yerinizde veya daha genel olarak karşılaşmış olabileceğiniz birçok başka mantıksal yanılgı vardır.

İşte diğer altı yaygın mantık hatası:

1-) Kaygan Eğim – (The slippery slope) 

Kaygan eğim argümanı, belirli bir eylemde bulunursanız, olabilecek en kötü şeyin gerçekten olacağını düşündürmeye dayanır.

Bu yanılgı türünde hiçbir mantıklı gerekçe sunulmaksızın, A’nın kabul edilmesi halinde zincirleme bir reaksiyon şeklinde en uçtaki (en alakasız) bir Z olayının da gerçekleşeceği iddia edilir. Varılan bu nihai Z noktası genellikle olumsuz bir olaydır.

Tabii ki, bu mutlaka böyle değildir.

Örnek

“Fatma’nın evine erken gitmesine izin verirsek, yakında herkese Cuma öğleden sonra izin vereceğiz.”

İşyerlerinde bu tür tartışmalar sıklıkla ortaya çıkar. Ancak örneği daha yakından incelediğinizde, yalnızca bir çalışanın bir kez erken ayrılmasına izin vererek kesinlikle herkese her hafta bir öğleden sonra izin vermeniz gerektiği sonucuna varmanın mantıksız olduğunu görebilirsiniz.

2-) Çoğunluk Yanılgısı – (The Bandwagon Fallacy)

Buna sürü psikolojisi veya kervan yanılgısı da deniliyor. Burada, bir fikre veya önermeye sırf popüler olduğu veya çok fazla desteği olduğu için inanmaya yönlendirilirsiniz. Ancak birçok insanın bir konuda hemfikir olması, onu yanlış veya doğru yapmaz.

Örnek

“Mağazadaki tüm müşterilerle görüştük ve hepsi 24 saat açık kalmanın harika bir fikir olacağı konusunda hemfikirdi. Mümkün olan en kısa sürede 24 saatlik bir program oluşturmamız gerekiyor.”

Aslında, bunun gibi resmi olmayan bir anketten herhangi bir sonuç çıkarmadan önce birkaç soru daha sormanız gerekiyor.

Örneğin: Bu insanlar kimdi? Gerçekten de saat 2’de mağazadan bir şey satın alırlar mıydı? Eğer öyleyse, ne sıklıkla? Maliyetler ve faydalar nelerdir? Böyle bir planın uygulanabilirliği var mı?

Aynı zamanda, birçok insanın bir şeye inanmış olmasının onun doğru olmadığı anlamına gelmediğini unutmayın. Daima eleştirel düşünmeye çalışın ve güçlü argümanlar tarafından yönlendirilmeyin.

3-) Yanlış İkilik Yanılgısı – (The False Dichotomy Fallacy)

Yanlış ikilem yanılgısı “ya o, ya da bu” argümanına dayanır: Sadece iki seçenek sunar ve insanları aralarında seçim yapmaya zorlarsınız. Aslında, hiçbir seçenek en iyisi olmayabilir ve mevcut birçok başka seçenek olabilir. Ancak argüman, önerilen seçeneğin tek uygun seçenek gibi görünmesini sağlıyor.

Örnek

“Yönetim Kurulu olarak bu ilk halka arzı onaylamayı seçebiliriz ya da rakiplerimizin elinde yavaş yavaş yok olabiliriz.”

Bu örnekte, hemen hemen kesinlikle Kurul’un dikkate alabileceği başka seçenekler de vardır. Ve sermaye artırmak, şirketin rekabetçi konumunu iyileştirmenin veya sürdürmenin cevabı bile midir?

4-) Hasır Adam (Korkuluk) Yanılgısı – (The Straw Man Fallacy)

Saman adam yanılgısı, yanlış bir argüman oluşturmayı ve ardından onu çürütmeyi içerir. Daha sonra karşı argümanın doğru olduğuna inanılıyor. Rakip bir pozisyonu yanlış temsil ederek kendi tercih ettiğiniz pozisyon daha güçlü görünür.

Korkuluk denilmesinin sebebi, saldırması kolay olsun diye karşı tarafın yaklaşımını hatalı bir şekilde resmetmek, eleştirilerinizi bu hayali korkuluğa yöneltmektir. 

Örnek

Yerel bir politikacı, belediyenin bisiklet ağını genişletmeyi ve yoğun nüfuslu bölgelere birkaç yeni hız kamerası eklemeyi planlıyor. Rakipleri, “Hepimizin araba kullanmayı sonsuza kadar bırakmamızı istiyorlar. Bu politikacıların maaşlarını ödemeye yardım eden dürüst araba sahiplerini ve taşıtları cezalandırıyorlar” diyor.

Rakip, önerilen değişikliklerin sürücülere yönelik bir saldırı olduğunu öne sürerek, teklifin ele aldığı asıl endişeleri ele almaya çalışmaktan çok, daha kolay bir şekilde pozisyona çevirdi; bu durumda, trafik çarpışmaları nedeniyle ölümlerde bir artış ve hava kirlilik seviyeleri görülecek!

5-) Gerçek İskoçyalı Olmayan Yanılgısı – (The No True Scotsman Fallacy)

Bazen “saflığa itiraz” olarak adlandırılan bu mantık hatası, bir argümandaki kusurları veya eleştirileri reddetmenin bir yoludur.

Karşı argüman ne kadar zorlayıcı olursa olsun, bu yanlışı yapan kişi “futbol kale direklerinin yerini değiştirir” gibi, çelişkili kanıtların geçerli olmaması için argümanın şartlarını değiştirir.

Bir argümanın içerdiği kusurları saklamak ya da ona yöneltilen eleştirileri savuşturmak için sonradan uydurduğunuz bir ‘ideal’e başvurmak çözüm değildir.

Örnek

Ahmet, hiç bir Antakyalının künefeye asla peynir koymayacağını belirtir. Davut ise Antakyalı olduğunu ve künefeye peynir koyduğunu söyler. Ahmet bu defa da hiçbir gerçek Antakyalının künefeye peynir koymadığını söyler.

Ahmet böylece, kendi konumunu desteklemek için Davud’un “gerçek” bir Antakyalı olmadığını ima ederek argümanın şartlarını değiştirir.

Mantıksal Yanılgılardan Nasıl Kaçınılır?

Mantıksal yanlışları tespit etmek için bir argümanın nasıl çalıştığına dair temel bir anlayışa ihtiyacınız var. Mantıkta, bir argüman, bir ifadenin diğerinden (veya diğerlerinden) çıkarıldığı bir ifadeler dizisidir.

İki tür ifade vardır:

  • Öncüller, bir argümanın sonucuna kanıt sağlamak için sunulan ifadelerdir.
  • Sonuçlar, sağlanan kanıtlardan çıkarılan ifadelerdir.

Bir argümanın geçerli veya mantıklı olması için öncüllerin sonucu tam olarak desteklemesi gerekir. Bunu iki yoldan biriyle yaparlar:

1- Tümdengelimli Akıl Yürütmeyi Kullanma

Burada genel öncüllerle başlar ve belirli, kesin bir sonuca ulaşırsınız.

Örnek

Önerme 1: Koç grubu, beyaz eşya üretiminde fazlalık maliyetlerini en aza indirmek için işten çıkarmaları yalnızca Eskişehir tesisiyle sınırlandırmaya karar verdi.

Öncül 2: Koç grubu çalışanı Tarık bir işten çıkarma bildirimi aldı.

Sonuç: Tarık, Koç grubunun Eskişehir tesisinde çalışıyor.

2- Endüktif Akıl Yürütmeyi Kullanma

Burada belirli öncüllerle başlar ve genelleştirilmiş bir sonuca ulaşırsınız. Bu “aşağıdan yukarıya” mantık, olası ancak kesin olmayan bir sonuca ulaşmak için öncülleri kullanır.

Örnek

Öncül 1: Son beş yıldaki Nisan ayı promosyonları, satışları ortalama yüzde 15 artırdı.

Öncül 2: Bu dönem boyunca, yaz promosyonları satışlarda ölçülebilir bir artış sağlamadı.

Sonuç: Mantık hataları – Satışları artırmak için bu yılın promosyonunu yaz yerine Nisan ayında yapmak daha iyidir.

Size sunulan bir argümanın mantık hataları içermediğine ve sağlam bir temele sahip olup olmadığını kontrol etmek için Tümdengelimli ve Endüktif akıl yürütmeyi kullanın.  Geçerse, argümanın sağlam olduğundan emin olabilirsiniz. Olmazsa, daha fazla bilgi ve destekleyici kanıt isteyin.

Başa dön tuşu