İngilizce Öğreniyorum

İngilizce Dilbilgisi – Önce Akıcı Konuşmaya Atıl, Sonra Dilbilgisine Takıl!

İngilizce Dilbilgisi – Çoğumuz okullarda Türkçe Dilbilgisinden çok çektik. Türkçe konuşanlar olarak, sıra dilbilgisine geldiğinde tökezledik ve hala çocuklarımız dilbilgisiyle savaş halinde.

Oysa Türkçeyi çok da güzel konuşuyoruz. Demek ki sorun konuşmakta değil; dilbilgisindeki teorik bilgileri ezberlemekte!

Peki, aynı şeyi neden İngilizce öğrenirken uygulamıyoruz da sürekli İngilizce gramere, yani dilbilgisine asılıyoruz.

Oysa ESL (English as a Second Language) öğrencileri İngilizce konuşma akıcılığı elde etmek için, gramere yoğunlaşırlarsa, inanın konuşma akıcılığını önemli ölçüde kaybedeceklerdir.

Elbette İngilizceyi “biliyorum” demek için temel dilbilgisine sahip olmak bir zorunluluktur; ancak, dilbilgisine odaklanmak, makul bir zaman diliminde akıcı bir şekilde İngilizce konuşmanızı engelleyecektir.

Evet dilbilgisi, özellikle yazma becerilerini geliştirmek için etkilidir, ancak bu, yalnızca İngilizceyi akıcı şekilde konuşanların sahip olması gereken bir temeldir. Bir sınava çalışıyorsanız veya gramer kurallarının ayrıntılarını öğrenmek istiyorsanız, www.megaingilizce.com’dan destek alabilirsiniz. Ayrıca konuşma odaklı polyglotlar bu konuda iyi örneklerdir.

Gerçek şudur:

Tüm dünyada, her dilden herkesin ortak yanlarından biri, dilbilgisini öğrenmeden önce konuşmayı öğrenmesidir

İngilizce için de böyledir. Konuşma, herhangi bir İngilizce öğrenen için ilk adımdır.

Bu nedenle, İngilizcede acemiyseniz, lütfen dilbilgisi çalışmadan önce konuşma ve dinleme becerilerinize odaklanın. İngilizceyi akıcı bir şekilde konuşmaya başladıktan sonra, dilbilgisinin ne kadar kolay olduğunu anlayacaksınız.

Oysa tersi işe yaramıyor. Yani İngilizceyi konuşmada akıcı olmak, gramer çalışmalarınızda size yardımcı olacaktır. Ancak dilbilgisi çalışmak konuşmanıza yardımcı olmaz.

Bu makalede, 1) Konu, 2) Yüklem, 3) Fiil ve 4) Tanımlayıcılardan (Artikillerden) oluşan en temel dört gramer konusu açıklanmıştır. 

Bilmeniz gereken mutlak minimum şartlar bunlardır. Konuşmaya alıştıktan sonra, daha ileri gramer konularını çalışabilirsiniz. Şimdilik, lütfen aşağıda açıklanan dört öğeyi inceleyin.  

1- Konu Nedir?

İngilizce Dilbilgisi – Bir cümlenin konusu, bahsettiğiniz “Kim” veya “Ne” dir. Her cümlenin bir konuya ihtiyacı vardır. Bir konunuz yoksa cümle yanlıştır ve kimse neden bahsettiğinizi anlamayacaktır.

Diğer dillerde konu her zaman gerekli değildir. Sözlü olarak, sizi dinleyen kişi ne hakkında konuştuğunuzu anlayacaktır, bu nedenle bir konuya gerek yoktur.

İngilizcede her zaman bir konu gereklidir.

Aşağıda konunun altı çizili olduğu küçük cümle örneklerinde KİM ve NE sorularına verilen cevaplar verilmiştir.

I am hungry” (Ben açım)

My brother is very smart” (Kardeşim çok akıllıdır.)

That computer is very expensive” (O bilgisayar çok pahalıdır.)

We are going to the store now” (Biz, şimdi mağazaya gidiyoruz.)

My sister and I will be waiting here” (Ben ve kız kardeşim burada bekliyor olacağız.)

The building is very big” (Bina çok büyüktür.)

Konunun soru şeklindeki sunumuna örnekler:

“When are you going to eat lunch?” (Sen, öğle yemeğini ne zaman yiyeceksin?”

“Why are they waiting in line?” (Onlar neden sırada bekliyorlar?)
“Who is going to take you to the store?” (Sizi mağazaya kim alacak?)

kitap okumak hafıza gücünüzü geliştiriyor - okumanın kanıtlanmış bilimsel faydaları

2- Yüklem Nedir?

İngilizce Dilbilgisi – Cümledeki yüklem, kişiye konunun ne olduğunu veya ne yaptığını bildiren bölümdür. Bir fiil içeren bir ifadedir. Fiil her zaman yüklemdedir.

Yüklemi belirlemek için yukarıdaki “Konu Nedir?” kısmında kullandığımız altı çizili olan cümlelere bakalım.

“I am hungry” (Açım)

“My brother is very smart” (Kardeşim çok akıllı)

“That computer is very expensive” (O bilgisayar çok pahalı)

“We are going to the store now” (Şimdi mağazaya gidiyoruz.)

“The building is very big” (Bina çok büyük)

Yukarıdaki kısa cümlelerde konuyu ve yüklemi belirledik. En basit cümlelerde, bir konuya ve konuyla ilgili bir eyleme ihtiyacınız var. Bunu daha detaylı anlamak için fiillere geçelim.

aktif akıcı okuma - konsantrasyon - odaklanma ve mental aritmetik becerileri

3- Fiil Nedir?

İngilizce Dilbilgisi – Fiil, bir eylem, varoluş veya oluşum bildiren kelimelerdir. Şimdiye kadar kullandığımız basit cümlelerde fiil çoğunlukla varoluş formundadır.

Fiil türleri, aşağıdakiler gibi eylem fiilleridir:
Wash

Run
Walk
Throw
Jump
Dance
Laugh
Learn
Teach

Pek çok eylem fiili vardır, ancak neyi kastettiğimi size bildirmek için yalnızca birkaçını listeledim. İşte anlamanıza yardımcı olacak bazı cümleler.

“I need to wash my face” (Yüzümü yıkamalıyım.)

“Jane taught Jill” (Jane, Jill’e öğretti)

“Mike is laughing” (“Mike gülüyor.)

Bir fiil, cümlenin başında da başlayabilir. (A verb can also start at the beginning of the sentence.)

Throw the ball at the catcher” (Topu yakalayıcıya at!)

Run towards the finish line” (Bitiş çizgisine doğru koş) 

Fiili anlamak önemlidir, ancak sadece bir özne ve bir fiile sahip olmak yeterli değildir.

Örneğin, “Jill run” tam bir cümle değildir. Jill özne olabilir ve “kaçmak” fiil olsa da, bu tam bir cümle değildir. Bu nedenle yüklem üzerine önceki ders önemlidir. Yüklem ile cümleyi uygun bir cümleye dönüştürebiliriz. “Jill is running” (Jill koşuyor.)

okuduğunu anlama, odaklanma ve konsantrasyon

4- Artikel (Article) Nedir?

İngilizce Dilbilgisi – Tanımlayıcı kelimeler vaya tanımlayıcı harflerdir. “A”, “An” ve “The” artikellerin tümüdür. Aralarındaki farkı açıklamak kolay ama ne zaman kullanıldıklarını açıklamak zordur. Türkçede karşılıkları yoktur.

“A” ve “An” aynı anlama gelir. İkisi de belirsiz artikeldir. Yalnızca hangi kelime veya sesin takip edildiğine bağlı olarak farklılık gösterirler. İşte kısa bir açıklama.

Aşağıdaki gibi, kelime ünsüz ile başladığında “A” kullanmalısınız.

“A dog…” – “Bir köpek …”
“A boy…” – “Bir çocuk …”
“A building…” -“Bir bina …”
“A hamburger…” – “Bir hamburger …”

Aşağıdaki gibi sesli harfle başladığında “An” kullanmalısınız.

An eagle…” – “Bir kartal …”
“An umbrella…” – “Bir şemsiye …”
“An elephant…” – “Bir fil”
“An awesome book…” – “Harika bir kitap”

“The” kesinlik bildiren, tanımlayan bir artikeldir. Aradaki fark, bahsettiğiniz isim veya konunun belirli olup olmamasıdır. 

Örnekler, farkı anlamanın en iyi yoludur, o yüzden bir göz atalım:

“I am going to a library to study” – “Kütüphaneye okumaya gidiyorum” derseniz, konuştuğunuz kişi hangi kütüphaneye gittiğinizi bilmiyor demektir.

“I am going to the library to study”, – “Kütüphaneye okumaya gidiyorum” derseniz, o zaman konuştuğunuz kişi gideceğiniz kütüphaneyi biliyordur.

“I am going to a coffee shop” – “Bir kafeye gidiyorum” (Belirli bir kahve dükkanı yok)

“I am going to the coffee shop” -“Kahve dükkanına gidiyorum” (Belirli bir kahve dükkanı hem konuşmacı hem de dinleyici biliyor.)

İşte biraz farklı örnekler:

I am going to sit in front of one of the computers in the lab“I am going to buy a computer

“I am going to a coffee shop” (No specific coffee shop) – “I am going to the coffee shop”

Laboratuvardaki bilgisayar birçok bilgisayardan biri olabilir, ancak doğru artikel “the” dir; çünkü hala laboratuvarda var olan belirli bir bilgisayardır.

Ancak, bir bilgisayar satın alacağınızı söylerseniz, bilgisayarı önceden belirlemediyseniz “the” kullanamazsınız. Bir bilgisayar satın almak herhangi bir marka, tip veya boyutta olabilir, bu yüzden çok geneldir. Bu nedenle, bu tür cümlelerde “a” kullanmalısınız.

İşte başka bir örnek türü:

“The heat wave is unbearable” – “Isı dalgası dayanılmaz”

“I heard a heat wave is coming” – “Bir ısı dalgasının geldiğini duydum.”

Bu iki cümle arasındaki fark, “Isı dalgası” nın ilk cümlede belirtilmesi ve ikinci cümlede belirtilmemesidir.

İlk cümlede, ısı dalgası zaten mevcuttur ve hem konuşmacı hem de dinleyici, konuştukları sıcak dalgasının şu anda deneyimledikleri şey olduğunu bilir.

İkinci cümle, spesifik olmayan gelecekteki bir sıcak dalgasına atıfta bulunuyor.

yüksek DHA ve sinaptik bağlantılar

Bir artikel ne zaman Kullanılmalı, ne zaman Kullanılmamalıdır.

Akılda tutulması gereken yaygın bir kural, bir isme atıfta bulunurken artikilin kullanılmamasıdır.

“Turn right at the burger store” – “Turn right at (x) McDonalds”

“Burger dükkanından sağa dönün “ – “McDonalds’tan sağa dönün”

The boy was running very fast” – “(x) Mike was running very fast”

“Çocuk çok hızlı koşuyordu” – “Mike çok hızlı koşuyordu”

Bir artikel kullanmamanın başka bir örneği de sohbetteki genel şeylere atıfta bulunmaktır.

“Too much alcohol is bad for you” – “Çok fazla alkol sizin için kötüdür”

“Cigarettes can cause lung cancer” – “Sigara akciğer kanserine neden olabilir.”

Spordan bahsederken bir artikele ihtiyacınız yoktur.

“I love playing badminton”  – “Badminton oynamayı seviyorum”

“Football is a dangerous sport” – “Futbol tehlikeli bir spordur”

Çoğu durumda, birden çok ülkeye veya bölgeye atıfta bulunduğu durumlar dışında, bir ülkeye atıfta bulunurken bir artikile ihtiyacınız yoktur.

Örneğin, “İngiltere” (England) veya “İskoçya” (Scotland) derseniz bir artikele ihtiyacınız yoktur.

Ancak “Birleşik Krallık” (The United Kingdom) veya “Amerika Birleşik Devletleri” (The United State of America) veya “Birleşik Arap Emirlikleri” (The United Arab Emirates) nden bahsediyorsanız, bir artikele ihtiyacınız vardır.

hızlı öğrenme ve fotografik hafıza teknikleri seti

Başa dön tuşu