Hızlı okuma ve beyin – Dilimiz Türkçeye bazen bozuluyorum; nedeni “Hızlı Okuma” denilince sanki “okuma!” kelimesindeki “ma” hecesiyle olumsuz bir davranışa itiliyorum gibi geliyor bana. Ben de bu defa cümleyi “Hızlı oku!” şeklinde kullanıyorum. Bu defa da “emir” cümlesi haline geliyor. Sonunda okuyuculalrımın affına sığınarak “Hızlı oku!” anlamında “Hızlı okuma” şekline dönüştürüyorum.
Her neyse konuyu dağıtmayayım. “Okumak” her yönüyle beynin en çok hoşlandığı bir aktivitedir. İster yavaş, ister hızlı oku; oku da nasıl okursan öyle oku! Siz bundan sonraki paragraflara odaklanın ve okumanın beyne verdiği gençlik iksirinden aldığınız hazzı merak edin.
Araştırmaları Tekip Edin; Neler Söylüyorlar!
Araştırmalar, düzenli olarak hızlı ve anlamaya yönelik okuma yapan bireylerin beyinlerinin daha geç yaşlandığını, dikkat ve hafıza kapasitelerinin daha uzun süre korunduğunu gösteriyor. Tıpkı egzersiz yapmanın bedeni genç tuttuğu gibi, okuma da zihni diri tutmaktadır. Üstelik bu egzersizi doğru tekniklerle yaptığınızda, kitaplar sadece bilgi değil; aynı zamanda zihinsel gençlik kaynağına da dönüşüyor.
Hızlı oku, çok anla!
Okumak sadece bilgi edinmek değil, aynı zamanda beyni genç tutmanın da anahtarıdır.
Bilim insanları, düzenli ve hızlı okumanın yalnızca okuduğunu anlama becerisini artırmakla kalmadığını, aynı zamanda zihinsel yaşlanmayı geciktirdiğini ortaya koyuyor. University of California tarafından yapılan bir araştırmaya göre, günde 30 dakika kitap okuyan bireylerin bilişsel işlevleri, okumayanlara göre %23 daha yüksek performans gösteriyor. Hızlı okuma ise bu etkiyi daha da artırarak dikkat, hafıza ve düşünme hızını birlikte geliştiriyor.
Hızlı ve anlayarak okuma, beyniniz için bir tür spor salonudur.
Nasıl ki kaslar düzenli egzersizle formda kalıyorsa, beyin de aktif ve dinamik okuma ile zinde kalır. Beynin özellikle dikkat, odaklanma ve kısa süreli hafıza ile ilgili bölgeleri (prefrontal korteks ve hipokampus) hızlı okuma esnasında yoğun şekilde çalışır. Bu da yaşlanmayla birlikte azalan bilişsel becerilerin daha uzun süre korunmasını sağlar. Kısacası, kitaplara zaman ayırmak, gelecekte zihinsel berraklığınızı korumanın en etkili yollarından biridir.
Hızlı okuyanlar sadece zamandan kazanmaz, beyin yaşını da genç tutar.
Nörobilim araştırmalarına göre hızlı ve anlayarak okuma, beynin bilişsel işlevlerini artıran en etkili zihinsel egzersizlerden biridir. 2020 yılında Frontiers in Psychology dergisinde yayımlanan bir çalışmada, haftada en az üç gün anlamaya dayalı okuma yapan yetişkinlerin dikkat, hafıza ve problem çözme yetilerinde anlamlı gelişmeler gözlemlenmiştir. Yani hızlı ve odaklı okumak sadece kelime dağarcığını artırmaz, beyni tıpkı bir kas gibi diri tutar.
Peki hızlı okumak nasıl gençleştiriyor?
Okuma sırasında göz, beyin ve dikkat üçlüsü bir senfoni gibi çalışır. Beyin, her saniyede yüzlerce kelimeyi işleyerek analiz yapar, anlam çıkarır ve bağlantılar kurar. Bu süreçte özellikle prefrontal korteks ve hipokampus bölgesi aktif hâle gelir; bu bölgeler yaşlandıkça zayıflayan hafıza ve dikkat yetileriyle doğrudan ilişkilidir. Düzenli hızlı okuma alışkanlığı, bu alanları güçlendirerek bilişsel yaşlanmayı geciktirebilir. Kısacası, kitaplarla kurduğunuz hızlı ve kaliteli bağ, sizi sadece daha bilgili değil, daha zinde de yapar.
Sorunun kaynağı lüzumsuz İşler…
Ne yazık ki, bu zamanda insanların hem zamanı yok, hem çook meşguller; meşgul oldukları için zamanları yok, zamanları olmadığı için işlerini yetiştiremiyorlar. Bir kısır döngü içinde oradan oraya savruluyorlar. İşler yarım kalıyor. Başkalarına güvenmediğimiz için yükümüz fazla. Güvendiğimiz dağlara bazen kar, bazen dolu yağıyor; hatta bazen taş yağıyor ve işlerimizi bozuyor. Enseyi karartmayın. Kızılderili deyimiyle söylersek, “Beyaz adam çok meşgul, kafası çok karışık!”
“Hızlı oku, çok anla” denilince beyaz adamın aklına “kolaycılık” geliyor.
Hızlı okumayı, enerji sarf etmeden, emek harcamadan, gayret göstermeden, teknikleri doğru dürüst öğrenmeden, sanki boyacı küpüne sok, çıkar mantığıyla (daha doğrusu mantıksızlığıyla) boyandığını sanması gibi bir şey.
Hiç öyle şey olur mu? Emeksiz yemek, çabasız hızlı okumak nerede görülmüş. Hele dakikada 1000 kelime, 2000 kelime, 7000 kelime, hatta 20.000 kelime okuduğunu iddia eden medya soytarılarına bakıp da “bu iş çantada keklik!” diye mi düşünüyorsun yoksa? Sakın ha, böyle “abesle iştigal” işleriyle meşgul olmayasın!
Emek derken aşırı bir şeyler kastetmiyorum. Sistemli olursan bu iş öyle anlaşılmaz değil. Zor bir yönü var; ama o kadar kusur kadı kızında da bulunur. Yapmanız gereken teknikleri bilmek ve bunları ısrarla, disiplinle ve itina ile uy-gu-lmak!
Sonuç-1: İnanın ve Unutmayın ki, Hızlı okuma, yüzeysel değil; derin, odaklı ve etkin bir kavrayışın anahtarıdır.
Bu beceriyi geliştirmek, yalnızca akademik ya da mesleki başarı için değil, zihinsel sağlığı korumak için de güçlü bir adımdır. Günlük yaşamın yoğunluğunda kitaplara vakit ayırmak zor gelebilir; ancak her gün sadece 15-20 dakikalık anlamaya yönelik bir okuma, beyninizde uzun vadeli bir yatırım olarak karşılık bulur.
Sonuç-2: Beyninizi genç tutmanın en erişilebilir yollarından biri elinizin altındaki kelimelerdir.
Zihinsel esnekliğinizi artırmak, konsantrasyon sürenizi uzatmak ve yaşla birlikte yavaşlayan bilişsel işlevleri canlı tutmak istiyorsanız, hızlı ve anlamaya dayalı okuma alışkanlığı tam size göre. Bugün bir sayfayla başlayın; zamanla bu alışkanlık hem düşünme biçiminizi hem de yaşam kalitenizi değiştirecek. Çünkü okudukça sadece bilgi değil, zihinsel enerji de biriktirirsiniz.