Hızlı Okuma

Çocuklar İçin Hızlı Okuma Kursu – Erken mi Geç mi?

Çocuklar İçin Hızlı Okuma Kursu – Evlatlarının kendisinden daha ileri düzeyde bir hayat yaşamasını isteyen ebeveynleri takdir ediyorum. Çocuğunun iyi beslenmesini, sağlıklı olmasını, görkemli kıyafetler giymesini, daha iyi okullarda okumasını sağlamak, bir ebeveyn için elbette takdir edilecek girişimlerdir. Böyle ebeveynler duyarlı oldukları kadar, çocuğu için neyi nasıl yapacakları konusunda da araştırmacı bir ruha sahiptirler. 

Ancak bazı ebeveynler çocuğu için daha iyisini ararken kendi çocuklarına zarar verebiliyor. Ben velileri gördüm; her nerede bir kurs veya eğitim ilanı görüyorsa hemen çocuğunu oraya göndermeye çalışıyor.

Oysa bir ebeveyn, çocuğunu gördüğü her kurs ilanına kapılıp göndermeden önce, şu sorulara yanıt bulması lazım:

1-) Çocuğumun bu eğitime ihtiyacı var mı?

2-) Bu eğitim çocuğumun yaş ve sınıf düzeyine uygun mu?

3-) Çocuğumun pedagojik özellikleri nelerdir?

4-) Çocuğumun ihtiyacı olsa bile bu kursu almaya isteği ve öğrenme motivasyonu var mı?

Kısacası çocuğa bir “robotmuş gibi” davranamayız; onun yerine karar veremeyiz. Ebeveynlerin görevi pedagojik özellikleri bilip, çocukta akla kapı açmak ve kararları siz verseniz bile, onları da bu kararın sahibi yapmaktır.

Çocuklara Hızlı Okuma Kursu Verilebilir mi?

Çocuklar için hızlı okuma kursu konusunda ebeveynlerin işlediği hatalara dair bir örnek vermek istiyorum.

Muhtemelen okumayı çok seven bazı aileler, çocuklarının da bu teknikleri öğrenerek hem derslerinde hem özel yaşamlarında süper bir öğrenci olmaları için gayret gösteriyorlar.

Bu ebeveynler oldukça hızlılar. Çünkü çocuğunun pedagojik ve fizyolojik gelişim özelliklerini araştırmadan önüne gelen kursa gönderiyorlar. Eğitimi veya kursu düzenleyen firmalar da –muhtemelen ticari düşündükleri için- velilerini bilinçlendirmiyorlar. Sonuçta çocuk belki birkaç basmakalıp öğrenme sağlasa da çoğunlukla verilen eğitim çocuğun bir metre üzerinden geçip gidiyor.

Bu ebeveynler yukarıda saydığımız 4 soruya cevap vermeden böyle bir kursa çocuğunu gönderdiğinde sonuçta olumsuz bir intiba ile oradan ayrılıyor.

Bu yazıda yapılan değerlendirmeleri ebeveyn açısından ele aldığımız için, kurs/seminer/eğitim düzenleyen işletmeyi şimdilik konu dışında bırakıyorum.

Devam edelim…

Burada ilk düğme yanlış ilikleniyor. Çünkü iliklenmesi gereken ilk düğme çocuğun yaş ve sınıf düzeyine göre pedagojik ihtiyaçlarını bilmek olduğu halde tersi bir durumla karşı karşıya geliyorsunuz.

Hızlı okuma örneğine dönelim:

Çocuğunuzu bir hızlı okuma kursuna göndermek istiyorsanız ve çocuğunuz da ilkokul çağındaysa görüşümüz: GÖNDERMEYİN!

İlkokul çağındaki (5. sınıf dahil) çocukların pedagojik olarak en önemli zayıf noktası “anlayamama” dır. Pedagojik yaş itibariyle, çocuğun kelime bilgisi zayıftır. Çocuk, henüz öğrenme sürecinin başındadır. Bu nedenle, çocuk öğrenme çağında karşılaştığı kelime ve kavramların anlamlarını, karşılıklarını, temsil ettiği obje veya nesneyi bilmediğinden, anlamadığı kelime veya kavramla karşılaştığında onları atlayacaktır. Özellikle sınıf içi ortamlar gibi rekabete açık ortamlarda çocuklar geride kalma korkusuyla “okudum” yalanına da başvurabilir. Ya da kendini -en azından- anlamını bilmediği kelimeleri atlamak zorunda hisseder.

Eh; bu hızlı okuma eğitimi olmaz; hızlı atlama eğitimi olur.

Tavsiyemiz şudur: İlkokul çağında kelime haznesi gelişsin diye bol bol kitap okutun

İlkokul çağındaki çocuklarınızı hızlı okuma eğitimine göndermek yerine, çok sayıda kitap okutup mümkün olduğu kadar kelime dağarcığını zenginleştirin. Beyin, anlamadığı kelimelere takılır. Öyleyse, çocuğunuza daha fazla kitap okutarak körpe beyni kelimelere takılmaktan kurtarın, yeterli! 

Başa dön tuşu