Bağlanma Stilleri – İnsanın en temel ihtiyaçlarından biri, insanlarla güvenli bağ kurabilmektir. Bu bağlanma biçimi sadece çocuklukta değil, yetişkinlikte kurduğumuz her ilişkide kendini yeniden gösterir. Bazılarımız sevgiyi kucaklayarak arar, bazılarımız ondan uzak durur, bazıları ise güvenle bağ kurar. İşte bu farklılıkların kökeninde bağlanma stilleri yatar.
Bağlanma Stilleri
Bağlanma stilleri, bireylerin stresle başa çıkma biçimlerini ve kişilerarası ilişkilerini; davranışsal ya da nesneye yönelik bağımlılık eğilimlerini açıklayabilecek bir modeldir.
Ainsworth tarafından geliştirilen bu modelde; güvenli, kaygılı ve kaçıngan (kaçınan) olmak üzere üç bağlanma stili üzerinde durulmuştur. Yapılan birçok araştırmada bağlanma stillerinin yaşam doyumu, mutluluk ve depresyon üzerindeki etkisi ortaya koyulmuştur. Hadi gelin, birlikte hangi bağlanma stiline sahip olduğunuzu keşfedelim!
Güvenli Bağlanma
Güvenli bağlanma, bireyin erken çocukluk döneminde bakım verenine duyduğu güven ve tutarlı ilgiyle gelişen sağlıklı bir ilişki biçimidir. Bu bağlanma stiline sahip kişilerin kendine ve diğerlerine karşı olumlu algı içerisindedir. Yakın ilişkiler kurmaktan ve başkalarına güvenmekten çekinmezler. Kendini rahatça ifade edebilir ve yardım istemekten kaçınmazlar. Duygu düzenleme becerileri yüksektir.
Günlük yaşamdan bir örnekle açıklayacak olursak, parkta oynarken düşen bir çocuk, bakım verenine yönelip onunla fiziksel temasa geçer. Annesi ya da babası çocuğu sakinleştirip sarıldığında, çocuk kısa sürede kendini toparlayarak oyuna geri döner. Bu davranış, çocuğun bakım vereniyle kurduğu güvenli bağ sayesinde, stres anında rahatlama sağlayabildiğini ve duygusal regülasyon becerisine sahip olduğunu gösterir.
Kaygılı Bağlanma
Kaygılı bağlanma, erken dönemde bakım veren tarafından onay, ilgi ve yakınlık ihtiyaçları karşılanmadığında gelişir. Bu bağlanma stiline sahip bireyler; kendine ve başkalarına karşı olumsuz algı içerisindedir. Özdeğer algıları düşüktür. Yakın ilişkiler kurmak ister ancak reddedilmekten korkar. Terk edilmekten korktuğu için bağ kurduğu kişiye yakınlaşır. Romantik ilişkide partnerinin duygu ve davranışlarına karşı aşırı hassas olabilir. Bu bireyler, ilişkilerine takıntılı bir şekilde odaklanma eğilimindedirler. Bu durum duygusal dalgalanmalar, aşırı kıskançlık ve çatışmalar gibi yoğun duygusal tepkilere yol açabilmektedir. İlişki doyumları da düşüktür.
Günlük yaşamdan bir örnekle açıklayacak olursak, annesi evden kısa süreliğine ayrıldığında yoğun kaygı yaşayan bir çocuk, annenin geri dönmesiyle hem ona sarılmak ister hem de kızgınlık gösterebilir. Bu tür tepkiler, çocuğun bakım verenine karşı ikircikli (ambivalan) duygular taşıdığını ve bağlanma figürünün güvenilirliğinden emin olamadığını gösterir.
Kaçıngan Bağlanma / Kaçınan Bağlanma
“Karşılanmamış ihtiyaçlarımız kadar muhtaç durumdayız.” – John Bowlby
Kaçıngan bağlanma stili, bakım verenin soğuk, mesafeli veya duygusal olarak ilgisiz olduğu ortamlarda gelişir. Bu bağlanma stiline sahip olan bireyler; kendilerine karşı algısı olumlu iken başkalarına karşı algısı olumsuzdur. Kaygılı bağlanan bireyler, mükemmeliyetçidirler. Yakın ilişkilerde; duygusal yakınlıktan kaçındığı, genellikle bağımsızlık ve özerklik aradığı dikkat çekmektedir. Başkalarından yardım veya destek istemezler. Romantik ilişkilerinde kontrolcüdür, bağlanmaktan korkar. Terk edilme korkusundan dolayı insanlarla arasına mesafe koyar. Bu yüzden ilişki doyumları azdır.
Günlük yaşamdan bir örnekle açıklayacak olursak, bir çocuk okuldan moralsiz döndüğünde, bakım vereninin ilgisiz veya küçümseyici tepkileriyle karşılaşıp çocuğu uyarıyorsa (örneğin, “abartıyorsun” ya da “bunda ağlanacak ne var?” gibi), zamanla duygularını ifade etmekten vazgeçer. Bu çocuk dışarıdan “olgun” veya “sorunsuz” görünse de aslında duygusal ihtiyaçlarını bastırmakta ve ilişkilerde mesafeli kalmaktadır.
Bağlanma Stilleri İlişkilerinizi Güçlendirebilir
Bağlanma stilleri, ilişkilerimizdeki davranış ve duygusal tepkilerimizin temelini oluşturur. Güvenli bağlanma, sağlıklı ilişkiler kurabilmemizi sağlarken; kaygılı ve kaçıngan bağlanma stilleri, ilişkilerde çeşitli zorluklara yol açabilir. Bu nedenle, kendi bağlanma stilimizi tanımak ve gerekirse üzerinde çalışmak, daha tatmin edici ve dengeli ilişkiler kurmamıza yardımcı olabilir. Unutmayın, her bağlanma stili değişime ve gelişime açıktır!
KAYNAKÇA
- Arslan, A. (2024). B.., Özen, Y. ve Gülaçtı, F. (2022). Bağlanma Stilleri Bağlamında Kaygı Bozuklukları Üzerine Bir Değerlendirme. Uluslararası Eğitim Bilimleri Dergisi, 9(32), 49-72.
- Er, F., Sağındık, S., Pürçek, C., Güler, Ö. ve Akel, S. (2025). Üniversite Öğrencilerinde Bağlanma Stilleri ile Teknoloji Bağımlılığı Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Sosyal Sağlık Dergisi, 5(2), 50-73.
- Gediz, C. N., Gülas, H., Fırat, K., Kaplan, S., Şahin, K., Yıldız, S., … ve Kaya, Y. (2024). Üniversite Öğrencilerinin Akademik Mükemmeliyetçilikleri ile Bağlanma Stilleri Arasındaki İlişki. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, (69), 205-226.
- Muezzin, E. E. ve Özer, M. (2024). Romantik İlişkilerde Bağlanma Stilleri ile Algılanan İlişki Doyumu Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 26(4), 1871-1880.
- Türk, A. ve Aydemir, İ. (2024). Y ve Z Kuşaklarının Bağlanma Stilleri ile Evlilik Beklentilerinin İncelenmesi. Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 24(64), 549-574.
Tavsiye Edilen Makaleler:
Oyunlaştırma Nedir – İnsanları Olağanüstü Şeyler Yapmaya Motive Eden Yöntem