İletişim

Aile Nedir- Erkekler Kir Körü Mü? Ev Temizliğini Neden Kadınlar Yapar?

Aile Nedir- Erkekler Kir Körü mü? Ev Temizliğini Neden Kadınlar Yapar? İçinde doğduğumuz sosyal toplumu “aile nedir?” diye sorunca şaşırıyoruz. Hepimizin bir ailesi oldu. Yaşıyor ya da yaşamıyor olsun, bir annemiz, bir babamız mutlaka vardır. Biz bir aileyiz. Kardeşlerimizle ve akrabalarımızla; hatta aynı vatanda yaşamaktan, vatandaş olmaktan  dolayı da bir aileyiz.

Aile Nedir?

Türk Dil Kurumu (TDK) aile nedir sorusunun cevabını ve aileyi şu şekilde tanımlıyor: “Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik.

Diğer bir tanım ise şöyledir: “Aile sosyal hayatın temeli, bireyleri hayata hazırlayan, anne ve babanın tüm şefkatiyle kol kanat gerdiği, işbirliği içinde olunan huzurlu yuvadır.

İkinci tarifte “işbirliği” veya “iş bölümü”ne dayalı huzurlu bir yuvadan söz ediliyor. “işbölümü”, herkesin üzerine düşen rolleri doğru yaparak aile mutluluğuna katlıda bulunmasıdır. Çoğumuz hemen işbölümü içine giren görevleri/işleri zihninden geçirmiştir bile. Ama şartlar değişiyor; değişen dünyada aile yapısı da değişiyor; değişen aile yapısında da bilindik roller alt üst olmuş durumda.

Araştırmalara göre, tipik bir günde, erkekler temizlik için, kadınların temizliğe harcadığı zamanın üçte birinden azını harcıyorlar. Bazen evlerde tartışmalar olur; temizlik hastası değilse, evin hanımı her tarafı tozlu ve dağınık görme eğilimindedir. Başta eşi olmak üzere çocuklarının tamamen birer kirletici ve dağıtıcı varlıklar olduklarına hükmetmiştir. Tabi, evin hanımı olarak, kendisi de ailenin derleyip toplayıcısıdır.

Peki erkeklerin ortalıktaki kiri pası dağınıklığı görememesi kadınların genetik olarak temizliğe eğilimli olduklarının mı bir işaretidir?

Bu soru, erkeklerin neden kadınlar kadar ev işi yapmadığının bir açıklaması gibi görünüyor. Erkekler bir odaya girdiklerinde yerdeki berbat tozları ya da koltuk üzerine atılmış toplanmış çamaşır yığınlarını göremezler. Bu durum, erkekleri ev temizliğinden adil bir şekilde muaf mı tutmuş oluyor?

Hayır. Yakın zamanda yapılan bir bilimsel çalışmada, erkeklerin hiç de öyle tozları, kirleri, bulaşıkları veya yığılmış katlanması gereken çamaşırları görmeyen “kir körü” olmadıkları ortaya çıkarıldı. Erkekler de kadınlar kadar kiri tozu görebiliyorlar. Sadece bulundukları odaları temiz ve düzenli tutmuyorlar. Sandalyeleri bile kalktıktan sonra düzgün bir şekilde masaya yerleştirmiyorlar.

—– Sponsor Bağlantı – Sponsor Bağlantı —–

ÜCRETSİZ HAFIZA TEKNİKLERİ EĞİTİMİ

Ücretsiz Hafıza Ve Beyin Eğitimi

Eğitimler Üç Günde Bir E-Posta Adresinize Gönderilmektedir

—– Yazının Devamı – Yazının Devamı —–

Angarya eşitsizliği

Aile nedir – Angarya kavramı Anadolu’da kullanılır. “Bir kimseye ya da bir topluluğa hiçbir ücret ödemeksizin ve zorla, baskı ile yaptırılan iş” angarya kavramıyla ifade edilirken, bir başka boyut da tarihsel olanıdır. O da “kölelik düzeninde köylülerin derebeylerine yaptıkları ücretsiz zorunlu hizmete angarya denilir.

Kadınların eğitim ve istihdamdaki büyük kazanımlarına rağmen, hala ev işlerinde erkeklerden çok daha fazla iş yapıyor olmaları adil bir dağılım mıdır yoksa bir angarya mıdır?

Günümüzde kadınlar, ev işlerinde ortalama bir saat 20 dakika yemek yapmak, temizlik yapmak ve çamaşır yıkamak için zamanlarını harcıyorlar. Bunların yaklaşık üçte biri temizlik için harcanıyor. Diğer yandan, erkekler bu görevleri yerine getirmek için yaklaşık yarım saat harcıyorlar; o da sadece ve sadece 10 dakika ovalama ve ortalığı toplama şeklinde.

Bu hane halkı iş görme eşitsizliği tüm zamanlarda ve tüm meslekler arasında; hatta kadınlar daha uzun saatler çalıştığında ve daha fazla para kazandığında bile belirgindir. Hükümet politikalarının toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleme yönünde güçlü bir şekilde düzenlemeler yapan İsveç’te bile kadınlar daha fazla ev işi yapıyor. İsveçli kadınlar, kadınların diğer ülkelere göre tam zamanlı çalışma ihtimalinin daha yüksek olmasına rağmen, erkeklerden iki kat daha fazla günlük ev işleri yapıyor.

Bir kadın ev işleri için ne kadar zaman harcarsa, doğal olarak uyku, iş ve eğlence gibi diğer aktiviteler için o kadar az zaman ve az para harcar.

Kadın ve Erkek Değerlendirmesi Aynı

Sociological Methods and Research’de yayınlanan çalışmaya göre, çeşitli yaş ve geçmişe sahip 327 erkek ve 295 kadına küçük bir oturma odası ve mutfak alanının fotoğrafı gösterilerek değerlendirmeleri istendi.

Katılımcılar arasından rastgele seçilen bir kısmına tezgahın üzerinde kirli bulaşıklar, etrafa dağılmış kıyafetler gibi dağınık görünen odanın ve mutfağın bir fotoğrafı gösterildi. Diğer katılımcılara ise aynı odanın çok daha düzenli bir versiyonunu incelemeleri sağlandı. Tüm katılımcılar fotoğraflara baktıktan sonra, söz konusu oda ve mutfağın ne kadar dağınık olduğunu ve acilen temizlenmesi gerektiğini söylediler.

Araştırmada ilk beklenti, kadın ve erkek katılımcıların odaları farklı şekilde derecelendirip derecelendirmediği idi. Sadece kadınların baskın olarak bileceğinin aksine, erkekler de kadınlar kadar aynı dağınıklığı gördüler: Temiz odayı eşit derecede temiz ve dağınık odayı eşit derecede dağınık olarak değerlendirdiler.

Kadın ve Erkeklerde Beklentiler Farklı

Öyleyse erkekler “kir körü” değillerse, neden kadınlar daha fazla ev işi yapıyor?

Bir argümana göre, sosyal beklentilerin erkekler ve kadınlar için farklı işlediği yönündedir. Kadınların temizlik kavramına daha uygun ve cinsiyet olarak temizliği sembolize ettikleri algısı toplumların çoğunda yaygın bir inanıştır. Kadınların bu beklentiler nedeniyle kendilerinden umulan davranışları göstermesi daha olası ve beklentilerin karşılanmasına doğru motive etmesi mümkündür.

Çalışma üzerinden düşünürsek: Araştırma konusu için katılımcılara “Ali Bey’in” ya da “Hülya Hanım’ın” yaşam alanlarının bir fotoğrafı rasatgele olarak gösterilerek test edildi. Sonra fotoğrafa bakarak, onlardan Hülya hanımın ve Ali beyin karakterini; yani, ne kadar sorumlu, çalışkan,  düşünceli, sevimli veya ihmalkâr olduklarını, gördükleri fotoğraf üzerinden evi hayal ederek derecelendirmeleri istendi.

Katılımcılardan, bu fotoğraflar üzerinden ailenin misafirleri olan akrabalarının, iş arkadaşlarının veya patronlarının da değerlendirilmeleri istendi. Daha da ötesinde,  Ali bey ve Hülya hanımın aile oluşlarından gelen ortak yaşamaya devam etmeleri durumunda ev işleri için ne kadar sorumluluk alacaklarına inandıklarını da değerlendirilmesi istendi.

Tam burası yorumların ilginçleştiği bölümdü. Katılımcılar, bir kadının veya bir erkeğin evli olarak yaşadıklarına bağlı olarak, fotoğrafları farklı derecelendirdiler. Katılımcıların Hülya hanımdan daha yüksek bir temizlik standartları beklentisi içinde oldukları ortaya çıkarken, Ali Bey’den bu kadar bir beklentileri olmadığını belirttiler. Düzenli olan odaların Hülya Hanım’a ait olduğu söylendiğinde, katılımcılar – cinsiyetten bağımsız olarak – odanın daha az düzenli olduğunu, aynı oda Ali beyinkinden daha az temiz olduğunu belirttiler.

Hepimiz “Erkekler Tembeldir” diye büyüdük!

Yine de, hem erkeklerin hem de kadınların darmadağın bir eve sahip olmalarının onlara pahalıya mal olduğunu bilmeleri doğaldır.

Onlar, hemcinsleriyle veya meslektaşlarıyla karşılaştırıldığında, hem Hülya hem de Ali hakkında önemli ölçüde daha fazla olumsuz karakter değerlendirilmesi yapıldı. Ziyaretçilerden daha fazla olumsuz yargıya varmaları bekleniyordu.

İlginçtir ki, Ali’nin karakteri dağınık bir eve sahip olduğu için Hülya’nınkinden daha olumsuz olarak değerlendirildi, bu değerlendirme erkekler hakkındaki “tembel” klişesini yansıtıyordu. Yine de katılımcılar, gelecek misafirlerin evin durumu hakkında, Ali beyi değil hülya hanımı daha çok eleştireceklerini belirttiler. Bu da “erkeklerin tembel olduğu” ön yargısına rağmen, iş yükünün Hülya’da kalacağı kesindi.

Son olarak, insanların Hülya’nın temizlik konusunda birincil sorumluluk taşıyacağına inanmaları daha muhtemeldi. Hülya hanım eşi kadar çalışıyor olsa da.

İnsanların bir aile içinde ev işlerinin sorumluluğunu kadınlara yükleme geleneği devam etmektedir. Dünyanın hangi ulusu olursa olsun, kadınların erkeklere göre daha fazla sorumlulukları olduğu, çalışsalar bile, evdeki dağınıklık veya kir körlüğünden kadınların sorumlu tutuldukları bilinmektedir. Bu araştırma da benzer sonuçlar çıkmaktadır.

Yargılamak Yok!

İnsanlar, erkeklerden daha yüksek temizlik standartlarına sahip olmaları gerektiği görüşüyle kadınları daha fazla sorumlu tutuyorlar. Yani erkeklerin suçu da hanımlara yükleniyor.

Bazı kadınlar bu beklentileri içselleştirebilir veya benimseyebilir. Ancak birçok kadın için bu bir temizlik aşkı değildir. Asıl sorun kadının nasıl algılanacağına dair olumsuz beklentileridir. Özellikle de yakın ziyaretçiler; başta kadının kendi annesi, sonra kayınvalidesi, görümcesi ve akraba kadınlar gibi hemcinsi olan “müfettiş karakterli hanımların” ziyaretlerinden gelen bir korkudur bu. Bu nedenle bu tür beklentili evler, misafir gelmeden önce her zaman temiz tutulur.

İyi haber şu ki, yeterli kolektif irade ile eski moda sosyal beklentiler değiştirilebilir. Birinin evinin durumunu, özellikle de kendi durumunu değerlendirmeden önce iki kez düşünmek gerek. İnsanların, yeni evlilik yapanların şimdi neden çekirdek aile kurmak istediklerini, anne ve babalarını, nine ve dedelerini az sıklıkta ziyaret etmelerini, bayramlarda evde aile çevresiyle bayram yapmak yerine otel odalarında tatil yapmak istediklerinin sebeplerinden birinin de bu olduğu bilmem anlaşılabiliyor mu?

Çuvaldızı kendimize, iğneyi başkalarına batırın!

Kaynaklar

https://www.bls.gov/tus/charts/household.htm

https://link.springer.com/article/10.1007%2Fs13524-018-0647-x

https://www.livescience.com/65875-why-men-do-less-housework.html

https://journals.sagepub.com/doi/10.1177/0049124119852395

https://www.theguardian.com/lifeandstyle/2015/sep/04/if-i-dont-see-it-why-clean-it-oliver-burkeman

Başa dön tuşu