BaşarıKişisel GelişimMotivasyonMutlu Yaşlanma

Keşke Nedir? – “Bir Gün…” İle “Keşke…” Arasındaki Hayatımız

Keşke Nedir? “Keşke” dilek anlatan tümcelerin başına gelmektedir. Dilerdim ki, ne olurdu gibi, özlem ya da pişmanlık bildirmektedir. Bir çeşit ah çekmedir.. Hayatımızda keşkelerin olmaması için yapılması gereken şeyler vardır.

Hayat geriye doğru anlaşılsa da ileriye doğru yaşanır.  Hayatımızı “bir gün ile keşke” arasında gidip gelen bir sarkaç gibi mi görmeliyiz? Hayır, geçmiş ve gelecek bağlamında, bugünün değerini, şimdinin önemini anlamalı, planlamalı, karar vermeli ve uygulamalıyız.  Unutmayın; hayatın provası yoktur! Küçük yaşlardan itibaren hayatımızın her aşamasında yaşama dair düşüncelerimizi gözden geçirmeliyiz.

Keşke nedir? İşte gerçekler:

Çocuklar 3-4 yaşlarına geldiklerinde, ilkokula giden abi/ablalarına özenerek, “Bir gün ben de okula gideceğim ve okumayı-yazmayı öğrenip, kendi isteklerimi karşılayabileceğim ve mutlu olacağım.

Okula giden çocuklar/gençlerBir gün okuldan mezun olduğumda büyük şehirlerden birine üniversiteye gideceğim, kendi evimde kalacağım ve mutlu bir üniversite hayatı geçireceğim.

Üniversiteye başlayan genç,Bir gün okuldan mezun olup iyi gelir getiren bir işim olacak ve kendi evimi açıp özgürce yaşayıp mutlu olacağım.

Yeni evli çift,Bir gün kendi evimize taşınıp mutlu olacağız.

Anne ve babalar,Bir gün çocukları yuvadan uçurup özgür kalacağız ve mutlu olacağız.

Yaşlı çift, Bir gün emekli olduğumuzda daha önce yapamadığımız ne varsa planlayıp da uygulamadığımız neler varsa onları yaparak mutlu olacağız.

“Mutlu olmak ve güzel günler yaşamak…”        

Devam edelim mi?

Muhasebeci,Vergi dönemi geçtiği zaman…

Öğretmen, “Okullar tatile girdiği zaman…

Çiftçiler, “Mahsul alındığı zaman…

Teknisyen, “ Program tamamlandığı zaman…

Mühendis, “Şu elimdeki iş bitsin o zaman…

Sunucu, “Şu tur tamamlandığı zaman…

Siyasetçi, “Seçildiğim zaman…

Futbolcu veya sporcular,Sezon kapandığı zaman…

Böylece istekler, arzular, talepler sürüp gider….

… Ve bir gün geldiğinde, geriye hasretle bakıp şunları söyleriz:

Keşke okula düzenli devam etseydim filancalar gibi ben de bir mesleğe sahip olurdum!

Keşke erkenden evlenmeseydim de dünyayı biraz dolaştıktan sonra evlenseydim. Daha mutlu olurdum.

Keşke şu kendi işimi kurmak için borç harç ederek risk alsaydım da kendi işimin patronu olsaydım.

Keşke daha fazla affetseydim, daha çok özür dileseydim…

Keşke dostlarımı daha fazla ziyaret etseydim.

Keşke bir motosikletim olsaydı da onunla sürekli gezseydim.

Keşke, balonla dolaşsaydım,… dağlara tırmansaydım… çöllerde gezseydim… kanyonlarda yürüseydim… gülseydim… ağlasaydım… yetinseydim… sevseydim… yaşasaydım!

Keşke her yerde yaşayabilseydim, kendime daha iyi bakardım. Keşke daha sık egzersiz yapsaydım. Kötü alışkanlıklar edinmeseydim…

Keşke daha az yeseydim, kilo almasaydım.

Keşke her günümü bir hazine kullanıyor gibi kullansaydım.

Keşke herkesi sevseydim, Allah’a sağlık verdiği, ders verdiği, başarı veya başarısızlıklar için daha çok şükretseydim.

Keşke her günüm mutlu olsaydı…

Keşke dünyaya bir kez daha gelebilseydim…

Babam çevresi geniş bir adamdı. Herkesi de ciddiyetle dinlerdi. Bir gün dinlediği son adamdan öyle etkilenmiş olacak ki, bana bununla ilgili bazen şunları söylerdi:

Bak oğlum! Çoğu insan yaşadıklarından sonra ‘Keşke bu dünyaya bir daha gelsem…’ diye söylenir. Pişmanlıkları çoktur. Kayıpları fazladır. Ben kendileri hakkında onlara şunu söylemiyorum, ama düşünüyorum ki; ‘eğer o kişi bu dünyaya bir daha gelse yine aynı hataları yapar.” derdi ve şu meşhur lafını söylerdi:

“Bak oğlum! Hayatını adam gibi yaşarsan bu dünyaya bir kez gelmek yeterlidir!”

L. Feldman ve F. Spartt’in CEO’lar için yazdığı Five Frogs on a Log” adlı kitapta kurbağalarla ilgili bir soru sorarlar. Soru şudur:

Bir kütük üzerinde 5 kurbağa vardır. 4 tanesi oradan kıyıya sıçramaya karar verdi. Kütük üzerinde kaç kurbağa kaldı?

Genel cevap “1” dir. Ancak gerçek cevap “0” dır. Neden?

Çünkü eğer kurbağaların dördü kıyıya atlamaya karar vermişse, beşincisi de çoğunluğa uyup o da kıyıya atlayacaktır. Bu nedenle yanıt sıfırdır.

Bir şeyi yapmaya “karar vermek” ile “yapmak” iki farklı davranıştır. Bir Amerikan atasözünde şöyle derler: “Hedefine iyi nişan al, yoksa nal toplarsın!

Liderler ve kazananlar, hayatlarında iyi değerlendirmeler yapan, karar veren ve sonra da onu sağlıklı bir şekilde uygulayanlardır. Canınızı sıkan bir durum mu var? Hemen üzerine gidin ve problemi yazarak çözümünü düşünün! Kendinize “Bu problemin kaynağı nedir?” diye sorun. “Muhtemel çözümler nelerdir?” diye cevaplar üretin.

Şimdi artık “Bir gün…” demeyeceğiz;

Keşke…” hiç demeyeceğiz.

Peki ne diyeceğiz:

“HEMEN BUGÜN!”

Melik DUYAR

www.MrMemory.com
Başa dön tuşu